Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, "Bu haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlarla ilgili, özellikle bu mahkemelerde görev alan, cübbesini başka yerden aldığı talimatlarla dolduran kişiler hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum" dedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesince, Yargıtay konferans salonunda yapılan "Ergenekon" davasının temyiz incelemesinin ikinci duruşmasına, İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Dursun Çiçek, Sinan Aygün'ün aralarında bulunduğu bazı sanıklar, sanık yakınları ve avukatlar katıldı.
Duruşmada, İlker Başbuğ'un ardından, avukatları savunmalarını yaptı.
Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, yerel mahkeme safhasında hukuki bir yargılama yapılmadığını, dolayısıyla hukuki bir karar da olmadığını savundu.
Usule yönelik eleştirilerde bulunan Sezer, "Tebliğnamede bozmaya gerekçe gösterilen hususlar dışında esastan 'esaslı bir incelemeyle esaslı bozma' yoluna gidilmesini hukuken zorunluluk olarak görüyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlarla ilgili olarak, özellikle bu mahkemelerde görev alan, cübbesini başka yerden aldığı talimatlarla dolduran kişiler hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum" diye konuştu.
Yüce Divan'da yargılanma tartışmaları
İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiği konusundaki itirazlarına değinen Sezer, Anayasa Mahkemesinin, yaptıkları bireysel başvuru hakkında verdiği karardan bir bölümü okudu.
Kararda, "Başvurucunun eylemlerinin nitelendirilmesine ve bu kapsamda yargılama görevinin Yüce Divan'a ait olduğuna ilişkin itirazların, objektif olarak dayanaktan yoksun olmadığı görülmektedir" denildiğini aktaran Sezer, Yüksek Mahkemenin davanın kendisine gelebileceği gerekçesiyle ölçülü bir dille kanaat belirttiğini ve dosyanın Yüce Divan'a gönderilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunduğunu kaydetti.
Sezer, dosyanın Yüce Divan'a gönderilmeyerek "doğal hakim ilkesine aykırı" hareket edildiğini söyledi.
İsnat edilen suçun görev suçu olup olmadığının tartışılabileceğini belirten Sezer, şunları kaydetti:
"Görev suçundan anlaşılması gereken, fiilin görevle bağlantılı olması, görevden sağlanan olanaklardan yararlanarak, görevin verdiği yetkilerin suistimal edilmesiyle gerçekleştirilmesidir. Bu anlamda hukuken bize göre bu dosyaya bakma yeri Yüce Divan'dır. Müvekkilimiz hakkında düzenlenen iddianamede yöneltilen isnatlar, Genelkurmay Başkanı olduğu döneme ve görevine ilişkin olarak sunulmuştur. Görevsiz bir mahkemenin yargılamaya devam etmesiyle bizce hukuka kesin aykırılık hali oluşmuştur."
Dosya kapsamında 22 ayrı davanın birleştirilmesini de eleştiren Sezer, bu konuda adil yargılama ilkelerini ihlal eden bir tutum sergilendiğini dile getirdi.
Bir duruşma esnasında şu anda görevden el çektirilen bir hakimin, yanındaki hakime, savunma yapan avukatla ilgili "Dezenformasyon yapıyor bakmayın" dediğini ancak bunun sadece kendi ifadeleri üzerinden tutanağa geçtiğini anlatan Sezer, bunu reddi hakim gerekçesi olarak gösterdiklerini ama dikkate alınmadığını belirtti.
Başbuğ'un, devlet yöneticilerine baskı yaptığı iddiasına ilişkin, Başbakanın, Cumhurbaşkanının, kuvvet komutanlarının tanık olarak dinlenmesi taleplerinin de kabul edilmediğini dile getiren Sezer, "O kişiler dinlenseydi bu hüküm kurulamazdı. Çünkü o kişiler dinlenseydi bu iddiayı destekleyecek hiçbir eylem olmadığını söyleyeceklerdi" dedi.
"Dosyanın içinde insan yoktur"
İlker Başbuğ'un diğer avukatı Fatih Mahmutoğlu da bu dosyada ceza hukuku prensiplerinin bulunmadığını belirterek, "Dosyanın içinde insan yoktur, insan burada bir istatistiktir, bir objedir. Sizin vereceğiniz karar, sıradan, usule ilişkin bozmalar olduğu zaman bu halk deyişiyle bizim derdimize çare olmaz. Biz bunu sadece hukuki bir dert olarak görmüyoruz, Türkiye'nin buradan nefes alması gerek" diye konuştu.
Silivri'de yargılamanın ardından Yargıtay'daki fiziki ortamdan dolayı bir avukat olarak kendini iyi hissettiğini dile getiren Mahmutoğlu, "Fiziki mekanların bir dili vardır, bulunduğumuz ortamdan dolayı bir avukat olarak kendimi iyi hissettim, bizi dinlerken ciddiye aldığınız algısı bize ulaşmıştır. Anlatılan yerlerde örselenmiştir meslektaşlarımız. Bu dava sadece usul hukukuna ilişkin değildir, esaslı sonuçları vardır, önümüze tarihi bir fırsat çıkmıştır. Bu, hukuki anlamda bir fırsattır" dedi.
Sanıklardan Cihandar Hasanhanoğlu'nun avukatı da kararın usulden değil, esastan bozulmasını ve sanıkların beraatlarına karar verilmesini istedi.
Son Dakika › Güncel › Ergenekon' Davası Temyiz Duruşması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)