Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yaklaşık 50 yıl içinde oluşmuş bir büyük sorunu, bir büyük tahribatı, 11 yıl gibi kısa bir sürede çok büyük oranda tamir ettik. Şehirlerimizdeki çirkin görüntü, sağlıksız hayat şartları, altyapı eksikliği, özellikle de depreme dayanıksız yapılar, şu anda kentsel dönüşümle artık farklı bir çehreye kavuşmaya başladı" dedi.
Erdoğan, Ramada Plaza Tekstilkent'te düzenlenen Esenler Belediyesi Şehir Yazarları ve Akademisyenleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, şu anda, toplu konut ve kentsel dönüşüm gayretlerinin belli çevreler tarafından kıyasıya eleştirildiğine şahit olduklarını ve bu eleştiriyi çok haksız bulduklarını söyledi.
İstanbul'un, Ankara'nın gecekondu sorununun çok çabuk unutulduğunu dile getiren Erdoğan, gecekonduların, geleneksel konut mimarisini yansıtmadığını ve gecekonduların tarihi eser de olmadığını belirtti.
Erdoğan, artan nüfusun, şehirlere yoğun göçün, plansız kentleşmenin bir neticesi olarak, gecekondu sorununun ortaya çıktığını, şehirleri kuşattığını, bir şehir ve insanlık sorunu haline geldiğini söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belediye başkanlığımda İstanbul'a girişle alakalı olarak buraya girişte nakil ilmuhaberi istedim. Dediler ki 'Pasaport getiriyor'. Ben pasaport uygulaması getirmek istemedim. İstanbul'a gelen göçü engellemek için böyle bir teklif getirdim. 'Niye İstanbul'a geliyorsun? Paran var mı? Burada işin var mı? Burada evin var mı?' Bunların hiçbir şeyi yok. Sadece daha önce gelmiş olanların, onlara verdiği adres var. Esenler'de bir yer var. Gelir oraya, hemen dört duvar bir çatı, yerleş. Şehrin onda hakkı yok mu? Var. Peki bu hak nerede? Yok. Kolundaki bileziği satmak suretiyle, borçlanmak suretiyle apartman dairesi alıp oraya yerleşme gayreti içerisinde olan vatandaşımla onun arasında adaleti nasıl tesis edeceğiz? Bunun hiç hesabını sormadan 'Pasaport uygulaması getiriyor' diye o zaman şahsıma yüklendiler. Ama işte o zaman İstanbul'un nüfusu 8 milyondu, şimdi İstanbul'un nüfusu 15 milyon oldu. Süre ortada, 10 yılda."
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, birçok şehirde gecekondu sorununu önemli ölçüde çözüm noktasında yoluna koyduklarını ifade eden Erdoğan, "Yaklaşık 50 yıl içinde oluşmuş bir büyük sorunu, bir büyük tahribatı, 11 yıl gibi kısa bir sürede çok büyük oranda tamir ettik. Şehirlerimizdeki çirkin görüntü, sağlıksız hayat şartları, altyapı eksikliği, özellikle de depreme dayanıksız yapılar, şu anda kentsel dönüşümle artık farklı bir çehreye kavuşmaya başladı" diye konuştu.
"Biz de oralardan geldik"
Başbakan Erdoğan, gecekondularla sadece şehirlerin değil, birkaç neslin kaybedildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Gecekondularda, mum ışığında, soğukta, tozun, çamurun, gürültünün içinde ders çalışıp, üniversite okuyup, mimar, mühendis, idareci, bilim insanı, sanatçı olan çok sayıda kardeşimiz var. Sabahın dondurucu soğuğunda, anneler kalktılar, odun, kömür taşıyarak sobaları yaktılar, çocuklarına bir kuru ekmekle kahvaltı hazırladılar. Biz de oralardan geldik. O çocuklar, karın, yağmurun, çamurun içinde, altı delik ayakkabılarla, yarım saat, 45 dakika, 1 saat yol yürüdüler ve yanakları pancar gibiydi, ayaklar adeta renk değiştirmişti. Böyle okuduk, böyle yetiştik. Saatlerce otobüs duraklarında bekleyerek, tıklım tıklım otobüslerde saatlerce yolculuk yaparak okul bitiren bir nesil, artık bugünün Türkiyesine yön veriyor. İnanın, şartlar daha iyi olsaydı, o ailelerden çok daha fazla çocuk okuyacak, bugün bulundukları konumdan çok daha iyi yerlere geleceklerdi. Göreceksiniz, şu anda çok daha iyi şartlarda yaşayan, çok daha iyi şartlarda okuyan çocuklar, iş hayatında, sosyal hayatta daha iyi konumlara gelecekler. Buna inanıyorum. Biz, düne göre daha iyisini yapmaya çalıştık. Yeni nesiller bizden daha iyisini yapacak. Sonraki nesiller inşallah ideali yakalayacaklar. İşte onun için umudumuzu hiç kaybetmeyeceğiz."
Ne şehirlerden ne de insanlardan umutlarını kesmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, "Bu, uzun soluklu bir yolculuktur, uzun soluklu bir yürüyüştür. Hiçbir medeniyet bir anda ortaya çıkmaz, bir anda da yok olup gitmez. Sabırla yürüyeceğiz. Bir kuyumcu hassasiyetiyle insan yetiştirecek, yetiştirdiğimiz o gençlerin de bizden devraldıkları mirasla daha güzel şehirler inşa ettiklerine, inşallah şahit olacağız" dedi.
"İşi tahribat olan er ya da geç harap olup gider"
Erdoğan, yazar ve akademisyenlerin herkesten daha büyük sorumluluk taşıdığını vurgulayarak, katılımcılara şöyle seslendi:
"Emin olun, sizin omuzlarınızdaki sorumluluk, siyasetçinin de belediye başkanının da bürokratın da sorumluluğundan daha büyüktür. Yitik değerlerimizi keşfedecek olanlar, sizlersiniz. Medeniyetimize yeniden güç kazandıracak olan, sizlersiniz. Geçmişin ihtişamlı şehirlerine benzer, yaşanabilir, güzel, kalbe hitap eden, kalbin içindekini aksettiren şehirleri kuracak, o şehirleri kuracak nesillere istikamet çizecek olan sizlersiniz. Mimar Sinan'ın ustalığı kadar, ondaki tasavvuru, ruhu, aşkı, bunun yanında tevazuyu, güzel ahlakı hatırlatacak ve okuyucularına, öğrencilerine bunu nakledecek olan da sizlersiniz. İnşa süreci, çok uzun soluklu bir süreçtir. Malzemesi insan olan, malzemesi aşk olan, iman olan, ilim olan, er ya da geç eserini ortaya koyar. Unutmayalım, eser müessiriyle güçlüdür. İşi tahribat olan da biliniz ki er ya da geç harap olup gider.
Hasan Sabbah, Selçuklu'yu yıkmak için, tahrip etmek için sinsice örgütlenmişti, ama Moğollar geldiler, o yıkım ekibini yıktılar, ezip geçtiler. Moğollardan da Alamut'tan da geriye sadece ibretlik hikayeler kaldı. İstanbul defalarca yakıldı, yıkıldı; ama geriye Fatih kaldı, geriye Mimar Sinan kaldı. Yıkanları ve yıkmaya çalışanları tarih hiç hatırlamayacak. Ama taş üstüne taş koyanlar, insan ruhunu sabırla ilmek ilmek dokuyanlar, emin olun hiç unutulmayacaklar. Güzel şehirlerimiz vardı, inşallah, yine güzel şehirlerimiz olacak. Bundan hiç endişem yok. Asırların ötesinden gelen aşkla, sevdayla, ruh ve heyecanla, güzel şehirler inşa ve imar etmenin mücadelesini her daim sürdüreceğiz. İnsanlarımız gibi güzel şehirlere, güzel şehirlerimiz gibi talihli, bahtlı, huzurlu insanlara, daha güçlü bir millete doğru kararlılıkla inşallah ilerleyeceğiz. Bu kutlu yolculuktaki gayretleriniz için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. Kaleminiz de ilminiz de her daim bereketli olsun diye dua ediyorum."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Esenler Belediyesine, Şehir Düşünce Merkezi'ne emek veren herkese teşekkür etti.
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, günün anısına sanatevi öğrencilerinin hazırladığı hediyeyi Başbakan Erdoğan'a sundu.
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › Esenler Belediyesi Şehir Yazarları ve Akademisyenleri Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?