Fed Tutanakları Ne Anlatıyor?

FED'in faiz kararının alındığı bu toplantının satır aralarında Amerikan ekonomisi ve Dolr'ın kısa vadeli geleceği bakımından önemli ipuçları bulunuyordu. FED bugün bu çok önemli toplantının tutanaklarını yayınladı. Peki FED tutanakları ne anlatıyor? Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Emre Özgüven yorumladı.

DESTEK MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI EMRE ÖZGÜVEN:

Hatırlanacağı üzere 2008 krizi sonrasında faizi yüzde 0-0,25 aralığına kadar çeken FED yaklaşık 10 yıl aradan sonra 16 Aralık 2015'te ilk defa faiz silahını kullanmış; faizleri 25 baz puan artırmıştı. Bu hamlenin piyasanın beklentileri doğrultusunda gelmesinin yanında, özellikle FED Başkanı Yellen'in büyümenin hayal kırıklığı yaratması halinde faizlerin büyük olasılıkla daha yavaş şekilde artacağını belirtmesi piyasa aktörlerinin dikkatini bir anda faiz artış oranlarına kıyasla faiz artırım hızına çevirmesini sağlamıştı. Bu karar ile birlikte önümüzdeki dönemde FED'in faizleri 2016 yılında en az iki kez, hatta üç veya daha fazla defa artırılması olasılıklarının arttığı düşünüldüğünde, gözler bugün açıklanan FED tutanaklarının üzerindeydi. Bu noktada FED tutanakları öncesinde oy hakkı olan üyeler arasındaki bazı değişiklikleri gündeme getirmeliyiz. 2016 itibariyle Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker gibi şahin bir üye, Chicago FED Başkanı Charles Evans gibi bir güvercin tona sahip bir üye, bunlara ek olarak Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart ve San Francisco FED Başkanı John Williams gibi çekimser üyelerin oy hakkını devrettiğini belirtmek gerekiyor. Buna karşın 2016 ile birlikte güvercin tondaki açıklamalarıyla bilinen Boston FED Başkanı Eric Rosengren'in yanı sıra şahin açıklamaları ile tanınan Kansas City FED Başkanı Esther George, Cleveland FED Başkanı Loretta Mester ve St. Louis FED Başkanı James Bullard gibi üyelerin oy hakkı kazandığını hatırlatmakta fayda var. Bu noktada dikkatler 3 adet şahin duruşa sahip üyenin oy hakkı kazanmasıyla FED'in de 2016 yılında daha şahin bir tavır takınabileceğine odaklanmaktadır.

FED'in yaklaşık 10 yıl sonra ilk kez faiz artırdığı toplantının tutanaklarında faiz artışı için gereken koşulların uygun olduğu konusunda üyelerin hem fikir olduğu görüldü. Buna karşın 2016'daki faiz artışlarının kademeli olacağına yönelik mesajlar verilmesi önemli bir detay olarak karşımıza çıktı. Ayrıca bazı üyelerin düşük enflasyondan ötürü halen bazı çekincelere sahip olduğunu da belirtmek gerekiyor. İlaveten küresel piyasalarda yaşanan yavaşlama ve artan risklerin ABD ihracat rakamlarına bir süre daha düşürücü etki yapabileceğine de vurgu yapılması dikkatlerden kaçmadı. Ayrıca iç ve dış piyasadaki gelişmeler hesaba katılarak, ekonomik aktivitenin ılımlı hızda toparlanacağına da tutanaklarda yer verilmiş. Özetle, koşulların faiz artırımı için uygun olduğu belirtilse de, düşük enflasyonun önemli bir risk unsuru olduğu, küresel ekonomik büyümenin yavaşlama endişelerinin ABD ihracatına bir süre daha negatif bir etki edebileceğine yönelik açıklamalar, FED üyelerini kademeli artış vurgusu yapmaya itiyor diyebiliriz. Birçok piyasa aktörü faiz artırım sürecinin FED için uçurumun kenarında yürümek anlamına geldiğini biliyor. Bu nedenle Çin merkezli yaşanan küresel ekonomik sarsıntı, Japonya ve Euro Bölgesi ekonomilerinde süregelen deflasyon tehdidi, güçlü dolar, beklentilerin altında seyredebilecek ABD büyüme ve enflasyon verileri FED'in kapısını araladığı bu yeni yoldaki en büyük engeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda yılın ilk çeyreğindeki küresel ekonomik gelişmelerin yılın geri kalan dönemine ayna tutabilecek birçok kritik gelişmeye sahne olacağı söylenebilir.