G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu'ndan Twitter Tepkisi: Kazıyanlar Kazındı Hep

Twitter yasağına tepkiler büyüyor. G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu tepkisini, "Internet'e, sosyal paylaşım ağlarına ve Twitter'a dönük yasakçılığın ardında yatan gerekçenin iktidarın yoksuzluklarının, hırsızlıkların, çirkinliklerin bu mecra üzerinden yayılması olduğu kimse için sır değil" sözleriyle gösterdi.

G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu; Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği(EMD), Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Ankara Temsilciliği Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) ortak yaptıkları yazılı açıklamada; yasağa tepki gösterildi.

Açıklamada şöyle denildi:

Başbakan Erdoğan basın, ifade ve iletişim özgürlüğü konusundaki karnesini

"Twitter yasağı' ile taçlandırdı! Onun kişisel karnesi, aynı zamanda partisi AKP'nin, Hükümet'in ve ne yazık ki Türkiye'nin de özgürlükler karnesidir. O yüzden, bizler bu ülkenin gazetecileri olarak, göstermekten utandığımız bir karneyi taşımayı reddediyoruz. Başbakan'ın bir miting meydanında "kökünü kazıyacağız' açıklamasının hemen ardından twitter'ın karartılmasıyla, gerçekten de "uluslararası camia' ve de "herkes' Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü gördü! Görülen Başbakan'ın gücüdür ve o güce dönük ilk tanımlama da "ödleklik' oldu. Bizler, bu ülkenin gazetecileri olarak, Başbakan'ın iletişim özgürlüğü ile bizzat ve yakından ilgilendiğini çok iyi biliyoruz! O ilgi zaman zaman "Alo Fatih' mesafesinde, zaman zaman miting meydanlarında isim vererek gazetecileri hedef gösterme şeklinde, zaman zaman da patronlardan yazarları kulağından tutup atmalarını istemek olarak kendini gösterdi. Yetmedi; medya patronları ağlatıldı, yayın yönetmenleri azarlandı, havuzlar kurulup manşetlerini doğrudan kendisinin atacağı medyalar yaratıldı."

Açıklamada Başbakan ve iktidarının gazetecilik mesleğine karşı hiç kimseyi umursamadan gösterdiği yakın ilginin en somut kanıtı cezaevindeki gazeteciler olduğuna dikkat çekilerek, "Sansürün her biçimini şiddetle reddettiğimiz gibi; Twitter'ı, Facebook'u, interneti yasaklamak gibi bu son, çaresiz ve zavallı halini de reddediyoruz" denildi.

Açıklamaya şöyle devam edildi:

"Twitter'a dönük kök kazıma operasyonunun akıl tutulma dışında bir

açıklaması yok. Bu, ancak bir çaresizliğin yansıması olabilir. Twitter kullanıcıları, 2008'de YouTube yasağını anımsatan gazetecilere "Ben giriyorum, siz de girin' diyen Başbakan'dan daha az becerikli değiller. Dünyadaki örneklerine işaret ederek anımsatmak isteriz ki, internete ve sosyal paylaşım ağlarına dönük kök kazıma operasyonlarının kazıyıcıların kazınmasından başka bir sonucu olmuyor."