GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in konuşması, Görmez, AA Editör Masası'na konuk oldu- Diyanet İşleri Başkanı Görmez: (5)- "Bölgede oynanan oyunları bir bütün olarak değerlendirmek lazım. İslam devleti kurduğunu iddia eden DAEŞ'in İslam medeniyetini yok etmek üzere gösterdiği çabalar ile PKK terör örgütü arasındaki çabalar arasında herhangi bir fark görmüyorum"- "PKK hareketi, Kürtlere ve Türklere yönelmiş bir silahlı saldırı değil aynı zamanda ideolojik, kültürel bir saldırıdır. Bu ideolojik, kültürel saldırının amacı bu toplumu hem bölmek, parçalamak hem de İslam medeniyetinin bir parçası olmaktan çıkarmak olarak görmek ve okumak lazım geldiğini, tarihi biraz inceleyen herkes bunu kabul edecektir"- "Taşeron terör örgütlerini sadece bir terör örgütü olarak görmek, okumak, sadece etnik bir hak arama olarak görmek ve okumak doğrusu tarihi bilmemek, hayatı ve dünyayı anlamamak olur" Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, bölgede oynanan oyunları bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini vurgulayarak, "İslam devleti kurduğunu iddia eden DAEŞ'in, İslam medeniyetini yok etmek üzere gösterdiği çabalar ile PKK terör örgütü arasındaki çabalar arasında herhangi bir fark görmüyorum" dedi.AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Görmez, "Diyanet İşleri Başkanlığının en yüksek karar ve danışma kurulu olan Din İşleri Yüksek Kurulu yeni başkanını ve üyeleri dün belirledi. Kurul, yeniden yapılandırılmasının dışında önümüzdeki dönemde İslam dünyasında ne gibi çalışmalar yapacak?" sorusu üzerine, Başkanlığın kendisi kadar önemli olan Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 12'si seçimle, 4'ü ise atamayla gelen 16 ilim adamından oluştuğunu belirtti.Diyanetin namaz vakitlerinden, bayram günlerinin ilanına kadar en önemli konuların karar verildiği yer olan kurulun başkanını yeniden seçtiğini ifade eden Görmez, kurulun tarihi hakkında bilgi verdi.Görmez, "İslam dünyasında bir fetva anarşisi yaşanıyor. Bilhassa bu anarşiyi ortadan kaldırmak için kurula çok büyük görevler düşüyor. Bunu dikkate alarak yeniden yapılandı. Diyanet, tüm kurum ve kurullarıyla son yıllarda kendisini tüm Müslüman kardeşlerine hizmet verebilir hale getirmek için bir değişim içerisinde" ifadelerini kullandı.1924'ten 1965'e kadar hiçbir Diyanet İşleri Başkanının Türkiye'yi temsilen yurt dışı ziyareti dahi gerçekleştiremediğini vurgulayan Görmez, "1965'te zamanın Diyanet İşleri Başkanı, Tunus'a bir ziyaret gerçekleştireceği zaman Türkiye'de kıyamet kopmuştur. Havalanında başkan heyetiyle bekletilmiş ve olağanüstü Bakanlar Kurulu toplantısı yapılmıştır. Diyanet İşleri Başkanı 'Tunus'a gitsin mi, gitmesin mi?' diye. Tunus'tan Libya'ya geçtiği için de görevden alınmıştır. Ama bizim bu gecikmemizin, dünyadaki Müslüman kardeşleriyle ilgilenmemenin faturasını İslam dünyası çok ağır ödemiştir" değerlendirmesinde bulundu.Kurulun yeni yapısı hakkında bilgi paylaşan Görmez, 16 ilim adamının her hafta toplandığını, üç ayda bir genişletilmiş istişare toplantılarıyla Türkiye'deki tüm alimleri çalışmalarına katacağını, 6 ayda bir de İslam aleminin tüm ilim adamlarını yanına alarak, İslam dünyasının meselelerini konuşacağını kaydetti.Görmez, dinin çok hassas bir konu olduğuna dikkat çekerek, "Bir şahsın veya şahısların indi yorumlarına, fikirlerine, düşüncelerine bırakılamayacak kadar yücedir. Dolayısıyla İslam dünyasında mutlaka her yerde bu konulara, büyük kurulların karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. İnşallah, bu kurulumuz bundan sonra tüm Müslümanlara hitap edebilecek bir boyutta olacaktır diye umuyorum" dedi.- Uluslararası İslam Üniversitesi"Sizin çok önem verdiğiniz bir projeniz vardı. Geçen yıl hacda açıklamıştınız. Bir Uluslararası İslam Üniversitesi projesi. Bu proje hangi aşamaya geldi?" sorusuna karşılık Görmez, şunları kaydetti: "Hem şahsen büyük bir hülya, düşüncem o benim hem bugün İslam dünyasının büyük bir ihtiyacı olarak onu görüyorum. Bunu üzülerek söylüyorum ki çünkü ilim merkezleri bir bir çöktü. Bağdat sadece şehir ve medeniyet olarak yok olmadı, aynı zamanda dünyaya bilgi hikmetinin merkezi olarak bildiğimiz Bağdat'ın o yapısı yok oldu. Şam bir şekilde halen dünyadan pekçok Müslümanın gidip ilim tahsil ettiği bir yerdi. Şimdi bu nimetten de mahrum oldu. Kahire, Ezher'in halini hep birlikte büyük üzüntüyle... Sana, Trablus tüm buralar büyük çöküş yaşadı."Görmez, İstanbul'da, dünyadan tüm öğrencilerin, öğretim üyelerinin olduğu, asgari İslam medeniyetinin üç lisanını öğreten, asgari bir de batı lisanı öğreten, İslami ilimlerin tahsil edildiği, İslami ilimleri dini ilimlere indirgemeyen, kainatın ayetleri ile kitabın ayetlerini birlikte öğreten ve okuyan, sosyal bilimleri ve ilahiyat bilimlerini birlikte birleştiren Uluslararası İslam Üniversitesi'nin açılmasının, tüm İslam dünyasının ve tüm insanlığın ihtiyacı olduğunu kaydetti.Bunun altyapıları ile ilgili çalışmaların tamamlandığını dile getiren Görmez, üniversitenin en kısa zamanda faaliyete geçeceğini umduğunu anlattı.- "Tarihte de İslam medeniyetleri üzerinde birtakım projeler tatbik edildi""Türkiye'de son günlerde yaşanan terör olaylarının, sadece terör olarak değerlendirilmemesini, Kürtlerin İslamiyet'ten koparılma hareketi olarak planlandığını ifade etmiştiniz. Bu bağlamda yaşadığımız süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Görmez, bugün İslam dünyasını kuşatan hadiseleri sadece lokal, yerel, bölgesel olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını kaydetti.Dünyada olup bitenleri az çok takip eden her insanın bildiği gibi, bunların küresel birer proje olduğunu belirten Görmez, "Tarihte de İslam medeniyetleri üzerinde birtakım projeler tatbik edildi. Her zaman söylüyorum. Endülüs Medeniyeti'nin yıkılışını tüm Müslümanların yeniden okuması lazım. 8 asır tüm insanlığa ışık saçan medeniyet olmuştur" diye konuştu.Müslüman medeniyetinin tarihte yaşadığı hadiselerden bahseden Görmez, "Tarihte yaşananlar, bugün belki bu İslam medeniyetinin en önemli merkezi olarak Anadolu İslam medeniyeti üzerinde bu oyunlar oynanıyor. Bilmemiz, görmemiz lazım. Onun için bu taşeron terör örgütlerini sadece bir terör örgütü olarak görmek, okumak, sadece etnik bir hak arama olarak görmek ve okumak doğrusu tarihi bilmemek, hayatı ve dünyayı anlamamak olur" dedi. Şanlıurfa, Diyarbakır, Siirt ve Bitlis'te öğrenciliğinin geçtiğini anımsatan Görmez, konuşmasına şöyle devam etti: "Buralarda yaşayan kardeşlerimizin, İslam dinine nasıl sadakatle bağlı olduklarını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bölgede oynanmak istenen oyunları bir bütün olarak değerlendirmek lazım. İslam devleti kurduğunu iddia eden DAEŞ'in, İslam medeniyetini yok etmek üzere gösterdiği çabalar ile PKK terör örgütünün çabaları arasında herhangi bir fark görmüyorum. Bunları bu bölgede, bu coğrafyada hakim olan İslam medeniyeti üzerinde oynanan önemli oyunlar olarak görüyorum. Bu örgütü sadece bir örgüt olarak okumak, sadece Kürtleri Türklerden ayrı olarak hedeflerini göstermek çok yetersiz olur.Bilakis hem İslam ana yolunu tarih boyunca temsil etmiş ve hayatında tatbik, İslam'a sadık bir kavmi, aynı zamanda İslam'dan ve medeniyetinden koparma hareketi olarak, seküler edilme ve kültürsüzleştirme ve bu şekilde yok etme teşebbüsü olarak görüyorum. Bunu görmek ve okumak için tarihin bazı sayfalarını yeniden okumak lazım. Adım adım burada yaşayan bütün kardeşlerimizi İslam'dan ve İslam medeniyetinin bir parçası olmaktan çıkarmak için kültürel bir saldırı olarak görüyorum, sadece silahlı bir saldırı değil. PKK hareketi, Kürtlere ve Türklere yönelmiş bir silahlı saldırı değil, aynı zamanda ideolojik, kültürel bir saldırıdır. Bu ideolojik, kültürel saldırının amacı bu toplumu hem bölmek, parçalamak hem de İslam medeniyetinin bir parçası olmaktan çıkarmak olarak görmek ve okumak lazım geldiğini, tarihi biraz inceleyen herkes bunu kabul edecektir."
Son Dakika › Güncel › Görmez - Din İşleri Yüksek Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?