Greenpeace %0,9 GDO'yu da YEMEZLER Diyor

İstanbul 29 Mayıs'ta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın GDO'lar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik'te yaptığı değişiklikle, gıdalarda binde 9'un altındaki GDO'lara 'GDO bulaşanı' adı altında izin vermesi üzerine Greenpeace, 2012'de yaptığı Yemezler kampanyasını tekrar başlattı. %0,9 oranında da olsa halkın GDO'yu yemeyeceğini söyleyen Greenpeace, Bakanlığı bu düzenlemeyi geri çekmeye ve Türkiye'de GDO'ları tamamen yasaklamaya çağırıyor. İmza kampanyası yemezler.org adresi üzerinden yürütülüyor.

Bakanlık, denetleyemediğini serbest bırakıyor

Bu düzenlemenin, sofralarımızın GDO'lu gıdalara karşı artık korumasız hale geleceğinin net bir ifadesi olduğunu ifade eden Greenpeace Gıda ve Tarım Kampanyası Yöneticisi Tarık Nejat Dinç, "Sivil toplum kuruluşlarının ve halkın mücadelesi sonucu engellenen gıda amaçlı GDO tehdidiyle tekrar karşı karşıya bırakılıyoruz. Geçtiğimiz yıl yaşanan GDO'lu pirinç skandalı ve yönetmelik değişikliğinden hemen önce ortaya çıkan GDO'lu bebek maması skandalı, Bakanlığın GDO denetimindeki zaaflarını gözler önüne serdi. Bakanlık, bu zaafını 'GDO bulaşıklığı' adı altında gizlemeye çalışıyor ve yaptığı yönetmelik değişikliğiyle açıkça Ben GDO'ları denetleyemiyorum, bu yüzden 'bir miktar' serbest bırakıyorum demiş oluyor."

%0,9 GDO'lu değil, %100 GDO'suz Türkiye

Greenpeace'in 2012 yılında Gezici araştırma şirketine yaptırdığı araştırmada, halkın %83'ünün, içerisinde GDO olduğunu bildiği bir ürünü almayacağı sonucu ortaya çıkmıştı.

Yeni düzenlemenin GDO'lu gıdalara karşı büyük bir hassasiyeti olan Türkiye halkının sofralara endişe ile oturmalarına neden olduğunu ifade eden Dinç sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha önce de söyledik, yine tekrar ediyoruz, GDO'ların yolu bir kez açıldı mı, kontrolü ve denetimi imkansız hale geliyor. Biz Bakanlığın yaşadığı denetim zorluklarının ve kötü niyet taşımayan bazı üreticilerin GDO'lar nedeniyle yaşadıkları mağduriyetin farkındayız. Ancak hem vatandaşlarımızı ve sofralarımızı GDO tehdidinden korumanın, hem de Bakanlığın ve iyi niyetli üreticilerin töhmet altında kalmalarını önlemenin tek yolu ister gıda amaçlı, ister yem amaçlı olsun GDO'ları tamamen yasaklayarak ülkemiz sınırlarından içeri sokmamaktır. Biz %0.9 GDO'lu değil, %100 GDO'suz bir Türkiye istiyoruz" dedi.

Yemezler kampanyası, 300 binin üzerinde katılımla başarıya ulaşmıştı

2012 yılında, gıda amaçlı GDO'ların engellenmesi amacıyla Greenpeace'in başlattığı Yemezler kampanyasına 300 binin üzerinde kişi imzalarıyla destek vermişti. Greenpeace'in ve GDO'ya Hayır Platformu'nun çalışmaları ve halkın tepkileri sonrası, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) gıda amaçlı GDO başvurularını geri çekmiş ve bu sayede Türkiye'ye gıda amaçlı GDO'ların girmesi engellenmişti. 2013 yılında yaşanan pirinçte GDO skandalından sonra ise Greenpeace, 'Geri Dönüşü Olmaz' kampanyasını başlatarak, %100 GDO'suz Türkiye çağrısını yinelemiş, halkın desteğini alarak o dönemde 'GDO bulaşıklığı' adı altında bir yasa değişikliği yapılmasının önüne geçmişti.

Dinç bu konuda şunları ifade etti: "Geçtiğimiz yıl yaşanan pirinç skandalı sırasında Greenpeace olarak aldığımız istihbarat neticesinde Bakanlığın "GDO bulaşıklığı" adı altında yasaları esnetmeye çalıştığı ihbarında bulunarak kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirmiş, Geri Dönüşü Olmaz kampanyası başlatarak bakanlığın bu çabasını o dönemde engellemiştik. 29 Mayıs'ta gerçekleştirilen yönetmelik değişikliği, Bakanlığın 1 sene önce pirinç skandalı döneminde hazırladığı ancak Greenpeace'in Geri Dönüşü Olmaz kampanyası ve kamuoyu baskısı sonrası rafa kaldırmak zorunda kaldığı işte o değişikliktir" dedi.

Yönetmelik değişikliği ne getiriyor?

Yapılan değişiklikle, GDO bulaşıklığı tanımı yapılarak, gıda veya yem ayrımı gözetilmeksizin, içeriğinde %0,9 oranına kadar GDO bulunan her tür ürün, "GDO'lu ürün" kapsamından çıkartılmaktadır. Bu ürünlerin içindeki GDO'lar "GDO bulaşıklığı" olarak değerlendirilmekte, böylece yasal ve cezai işlemden muaf tutulmaktadır. Bir başka deyişle, izinsiz GDO'ların gıdalarımızda bulunmasına dair "sıfır tolerans" ilkesi raf kaldırılmakta, gıda üreticilerinin korunması uğruna vatandaşların gıda güvenliği ortadan kaldırılmaktadır.