Güldüren Diyaloglar

Erzincan'da İrticayla Mücadele Eylem Planını uyguladıkları gerekçesiyle 10'u tutuklu 13 kişinin yargılandığı Erzincan Ergenekon davasında bir taraftan gözyaşı dökülürken, diğer taraftan satır aralarında yapılan espriler izleyenleri güldürdü.

Adliye Sarayı'nın 5'inci katında özel olarak hazırlanan Özel Yetkili 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4 Mayıs günü başlayan ve 10 Mayıs gecesi son bulan duruşmalar sert tartışmalara da sahne oldu. İfadesinin alınması sırasında Jandarma üsteğmen Ersin Ergut ile birlikte İlhan Cihaner'in eşi Muhteber Cihaner gözyaşı dökerken, yapılan esprili konuşmalar da mahkeme heyeti, avukatlar, şüpheli ve izleyicileri güldürmeye yetti. Oldukça ciddi bir havada geçen mahkemenin kayıtları arasına giren, duruşmaya renk katan ve düşündüren esprilerden bir bölümü şöyle:

İlhan Cihaner (Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı): Erzincan Ergenekon davasının adı 'Gizli Tanık Terör Örgütü (GTTÖ)' olsun."

"Adliye sarayı bölgesi hava sahasına ve konvoy geçişine kapatılsın."

"Bizim bu kadar gücümüz olacak da bir serserinin arabasına silah mı koyamayacağız? Bu benim zekama hakarettir."

"Saraydan kız kaçırma oyunu kaç bölüm bilmiyorum. Ama biz burada Erzurum'dan dosya kaçırmanın ikinci bölümünü oynuyoruz."

Albay Recep Gençoğlu (Eskişehir İl Jandarma Komutanı): Bu iddianame avcılar derneğinde söylenen yalanlarla, meslekten atılmasını önlemek için bahane yaratma peşinde olan bir savcının yalanları, bir kafede ara sıra eğlenen insanların çapkınlık hikayeleri üzerine bir miktar gizem eklenerek yaratılmıştır."

Albay Ali Tapan (Erzincan İl Jandarma Komutanı): Bu dava cemaat soruşturmasının rövanşı niteliğindedir."

"Aramaya itiraz edilmeseydi, savcı istihbarat odasından başlayarak erlerin odasından çıkacaktı.

"İddianamenin ekinde, 300'e yakın güvenlik görevlisinin isminin deşifre edilmesi düşündürücüdür."

Binbaşı Nedim Ersan: (Erzincan İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü): Cemaat soruşturmasıyla ilgili cinsel içerikli söylemler, bazı hocaların homoseksüel ilişkileri, birbirlerinin eşleriyle ilişki içinde olmaları basına sızmamıştır. Ama bizim gözaltına alınmamız hemen basına sızdırılmıştır."

üsteğmen Ersin Ergut: (Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı): Ben, 'toplantı' dedim. İddianameye 'toplantılar' olarak yazılmış. Bu nasıl şey anlamadım.

"Ben Karadenizliyim. çok sinirlenip küfredersem, sizden özür diliyorum."

Astsubay Şenol Bozkurt (Erzincan İl Jandarma Komutanlığı): Ben toplumun nezdinde kadınları pazarlayan ekonomist olarak görülüyorum. 18 yaşında üniversitede okuyan çocuğuma iddianamede yer alan 'motor kızları' nasıl anlatacağım?"

Yaşar Baş (Erzincan Avcılar Derneği Başkanı): Savcı Osman Şanal'a ifade verirken telefonu çaldı. Şanal karşısındaki kişiye, 'Sen merak etme, topu bana at' dedi. Bu kişinin Savcı Bayram Bozkurt olduğunu tahmin ediyorum."

"Bu davada bizi Dursun çiçek'le tanıştıramadılar. Şimdi İstanbul'da tanıştırmak istiyorlar. Ben o adamla tanışmak istemiyorum."

Astsubay Murat Yıldız (Erzincan Yaylabaşı Beldesi Jandarma Komutanı): "Burada olmamın tek nedeni, korucu olan gizli tanık Ethem'e yazılan trafik cezasıdır."

"üç çocuğum var. Ayrıca bir de yetim olan yeğenime bakıyorum. Maaşım azalınca eşim yanımızdaki yetim çocuğu, sosyal hizmetlere vermek zorunda kaldı."

Astsubay Orhan Esirger (Erzincan İl Jardarma Komutanlığı): Bu soruşturmada zurnanın son deliğiyim.

"Avukatın parasını ödemek için otomobilimi sattım."

Nursima ÖZONUR/ERZURUM, (DHA)