Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Seçim öncesinde yavaşlayan kentsel dönüşüm çalışmaları, seçim sonrasında yeniden hızlandı. Hangi partili olursa olsun, belediye başkanlarımız bize başvursunlar. Biz de elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Türkiye bir an önce deprem çöküntülerinden ve kötü yapılaşmadan kurtulsun" dedi.
Kayseri'de, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) ile Büyükşehir Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği '6. Gelişen Kentler Zirvesi'ne Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, ilçe belediye başkanları, inşaat sektörünün temsilcileri ve davetliler katıldı.
Zirvede konuşan Çevre Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Sivil toplum kuruluşların gelecekte hükümetlerin yerini alacağı söyleniyor, böyle bir iddia var. Bu gerçekleşir gerçekleşmez ama bu söz bile STK'ların ne kadar güçlü olduklarını gösteriyor. Bizim bakanlığımızla ilgili STK'ların sayısı 6 binin üzerinde. Bizim bakanlığımızın ve belediyelerin bir benzerliği var. Belediyeler, doğumdan ölümü kadar hatta ölümden sonrasına kadar hizmet birimleridir. Bizim bakanlığımız için de aynı laf kullanılır. Bu nedenle bizim bakanlığımıza 'Belediye Bakanlığı' denilse abartı olmaz. Kayseri gibi şehirlerin sayısını 30'a, 20'ye hatta 10'a çıkarabilsek. O zaman tut tutabilirsen Türkiye'yi" ifadelerini kullandı.
Bakan Güllüce, şöyle devam etti: "Ne olursa şehirler gelişiyor? Bir şehrin gelişmesi için ne yapmak gerekir? Nüfusu çok olan şehir mi gelişmiş oluyor? Gayrimenkul fiyatlarının çok yüksek olduğu şehirler mi gelişmiş oluyor? Çevreyi koruyan şehir mi gelişmiş şehir oluyor? Nüfus açısından irileşen şehirler mi gelişmiş oluyor? Bu tabii sosyolojik bir tartışma. Şehirler aynı zamanda medeniyetin ocağı, medeniyetin kucağı. Peki şehirler gelişirken, büyürken buna sadece mühendis gözüyle bakarsak doğru yaşmış olur muyuz? Hayır, olmayız. Sosyologların, din adamlarının, mühendislerin, müteahhitlerin, akil insanların, toplum önderlerinin hep birlikte el birliği yaptığı şehirler gelişmiş ya da gelişen şehir özelliği taşıyor. O nedenle, binalar yapmakla beraber şehirlerin gelişmesi için işin sosyolojik yönüne de bakmak gerekiyor."
'KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ'
"Dünyanın en güzel vatanında yaşıyoruz. Ama 2 şeyimiz eksik. Birincisi enerjimiz yok ve deprem kuşağı üzerinde bir ülkeyiz" diyen Güllüce, şöyle devam etti: "Bu nedenle şehirlerimize depremle ilintili olarak bakmamız gerekiyor. Yeni Türkiye'de depremin her an başımıza geleceği gerçeğinden hareketle, deprem göz önüne alınmadan yapılmış binalar, çöküntü alanları olan, 4.5 metre genişliğinde yolları olan, içinde kötü binalar olan şehirler yakışmıyor. O nedenle kentsel dönüşüm uygulaması başlattık. Bu uygulama çok genç bir uygulama. Bu nedenle bu uygulamada, bizler deneme yanılma yoluyla eksiklerimizi gidererek yolumuza devam edeceğiz. Belediye Başkanlarımız kendi başlarına kentsel dönüşümler yapıyorlar. Kentsel dönüşüm, yeni bir anlayış, yeni bir tarz. O nedenle belediyelerimiz de bunu uygularken bazı aksaklıklarla karşılaşıyorlar. Seçim öncesinde yavaşlayan kentsel dönüşüm çalışmaları, seçim sonrasında yeniden hızlandı. Hangi partili olursa olsun, belediye başkanlarımız bize başvursunlar. Biz de elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Türkiye bir an önce deprem çöküntülerinden ve kötü yapılaşmadan kurtulsun" diye konuştu.
Bakan Güllüce, "Türkiye'ye bakarken, kendi kentlerinden ya da kendi kazançlarından, ekonomik durumlarından bakmasınlar. Türkiye'ye çok yönden bakmak lazım. Sadece bulunduğunuz yerden bakarsanız, teklif ettiğiniz çözüm önerileri hayat bulmaz, gerçekçi de olmaz. Türkiye'yi iyi tanımak lazım. Sivil toplum kuruluşları bir şey talep ederken, sadece kendi açılarından bakmamalı. Türkiye'ye 300- 400 farklı yerden bakmak lazım. Türkiye'yi biraz gezerek, farklılıkları fark ederek, çalışmalar yapılsın" dedi.
BAKAN YILDIZ: KENTLEŞMENİN SOSYOLOJİK YÖNÜ DE VAR
Zirvede konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Kentleşme, bundan yaklaşık 50 yıl önce kentlerde yaşayan nüfus yüzde 15, ilçe, belde ve köylerde ise yüzde 85 idi. Bugün kentlerde yaşayan nüfus, yüzde 60'ları aştı. Bu gelişmenin bir göstergesidir" dedi. Bakan Yıldız, şöyle konuştu:
"Sanayileşme ve kentleşme süreçlerinin ekonomik ve sosyolojik yönleri bulunduğu belirtiliyor. Çok zengin ülkeler var. Üretime dönük fonlar aracılığıyla gayrimenkulü desteklemek lazım. Bu zengin ülkeler böyle yapıyor. Kentleşme, yalnızca ekonomik bir olgu değildir, aynı zamanda sosyolojik bir olgudur da. Çin'de genç kızlar kentli biriyle evlenebilmek için ayaklarını küçük tutmaya çalıştılar. Yıllar sonra Çinli kızların bu gayretleri değişti ve ayaklarını küçültmekten vazgeçtiler. Şehirleşmenin sosyolojik yönüne vurgu yapmak için bu örneği verdim."
HİSARCIKLIOĞLU: ARTIK ÜLKELER DEĞİL ŞEHİRLER YARIŞIYOR
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da "Gelişmiş kentlerin arkasında yatan gerçeklere baktığınızda, bir araya gelinip iyi işler yapıldığını görürsünüz. Gelişen şehirlerin arkasında tek bir başarı hikayesi var. O da şehrin dinamiklerinin bir arada hareket etmesidir" dedi. Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Önümüzdeki dönemde özellikle 3 ana konu konuşuluyor. Bunlardan bir tanesi, orta sınıfın hızla büyümesidir. Dünyada her yıl 2 Türkiye büyüklüğündeki nüfus, orta sınıfa yükseliyor. Bu da doğal olarak şehirleşmeyi ön plana çıkarıyor. İkinci önemli konu da şehirler. Artık dünyada ülkeler değil, şehirler yarışıyor. Dünya nüfusunun yüzde 60'ı şehirlerde yaşayacak. Onun için şehirler, özellikle de akıllı şehirler ön plana çıkıyor. İlim ile teknoloji birleşiyor. Dünyadaki şehirler nereye gidiyorsa, Türkiye onların bir adım önünde olması lazım. Vizyonel insanlara ihtiyacımız var. Herkes aynı hedefe atış yaparsa, başarılı olunuyor ama herkes ayrı hedeflere yönelirse, başarı gelmiyor. Artık şehirler kendilerine yatırımcı çekebilmek için birbirleriyle yarışıyorlar."
'YABANCILARA 10 BİNİN ÜZERİNDE GAYRİMENKUL SATILDI'
GYODER Başkanı Aziz Torun ise Türkiye'nin 35 farklı ülkeye gayrimenkul sattığını ve bu satışlardan önemli kazançlar elde edildiğini belirtti. Torun, "Yabancılara 10 binin üzerinde gayrimenkul satıldı. Bu satıştan 1.2 milyar dolar gelir elde edildi. Türkiye'nin gayrimenkul alanında önemli bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Yeter ki yabancıların taleplerine uygun projeler geliştirelim" dedi.
Son Dakika › Güncel › Güllüce'den, Belediyelere 'Dönüşüm'de İşbirliği Çağrısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?