İçişleri Bakanı Efkan Ala, çözüm sürecine ilişkin umutlu olduğunu ve umudunun karlar altında olmadığını söyledi. Ala, "Türkiye karar kurumları ile halkı ile kendi meselelerini kendisi çözecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Diyarbakır'da düzenlenen, "Yeni Türkiye'nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı"na katıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Türkiye'nin paradigmaları ile alışkanlıkları ile refleksleri ile bırakın böyle köklü sorunu, hiçbir sorunu köklü bir şekilde çözmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Eski Türkiye'nin siteminin sorun çözmediğini sorundan beslendiğini belirten Bakan Ala, "Sorundan beslenen kapalı sistemlerin toplumlara milletlere hangi bedeller ödettiği Türkiye iyi bilenlerdendir. Eski Türkiye'nin kodlarıyla, bu bölgenin insanları yaşayarak öğrendi, biz sorunlarımız ancak çoğalttık, büyüktük, erteledik.
Kapalı sistemler, yani eski Türkiye'nin sistemi, yani eski Türkiye'nin kodları düşman yoksa kendisine düşman üretmek üzere kodlamıştır. Her kesimi, belirli zamanlarda ihtiyaç duyduğunda öteki olarak tanımlamış, düşman olarak tanımlamış ve kendi varlığının onun üzerinden idame etmiştir. Hepimizi bu yönümüzle bu sistemin mağduru olduk. Öyleyse bu ismi bu başlığı önemsemeliyiz. Yeni Türkiye'nin yeni kodları ile meseleye yaklaşıyor olması Ak Parti ve bizlerin meseleyi samimi olarak gerçekten çözmek istediğimizin en önemli kanıtıdır" dedi.
Umutlu olduğunu ve umudunun karlar altında olmadığını belirten Bakan Ala, açıklamasını şöyle sürdürdü:
-"İKİ TEMEL SORUN"-
"İki temel sorun var. Bunlardan birisi, din ve vicdan özgürlüğü alanı ikincisi etnik kimlik. 1980 sonrası ortaya çıkan hadise, sitemin bu iki temel sorunu ve sistemin bunlara yaklaşımını çok açık bir şekilde ortaya koydu. 1980'de-2002'lere kadar birlikte yaşadık. 2002'den sonra Ak Parti hükümetleri döneminde, gerçekten sistemi dönüştürücü, siyasal alanda reformları gerçekleştirecek bir irade ortaya kondu. Meselenin farkına varıldığını anlayan düzen anlayan mekanizma, derhal kendisini devreye soktu, refleksleri ile hareket etmeye başladı ve bu süreci baltalamak için elinden geleni yaptı. Kaç darbe girişimin, kaç muhtırayı birlikte yaşadık. Biliniyorduk ki eğer düzen değişir, sistem değişir, sistem çözüm soran hale gelirse, önceki mevkiler mevkilerini kaybedecekler, onların yerini vatandaştan yana olan, vatandaşın iradesini sorunlarını çözmek için çalışan yeni bir kadro alacaktı.
-"ARTIK TÜRKİYE KARAR VERDİ"-
AB süreci ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve daha sonra kurumsal yapılara yönelik referandumları, o zamandan bugüne yapılan demokratik açılımları dikkate aldığımızdan Türkiye'nin, 10 yıl sonra, 2002 den bu yana artık gerçekten meselenin sorun çözüm sisteme dönüştürülmesi yönünde hatırı sayılı bir mesafe kat ettiği ortaya koymaktadır. Son 2 yılda başka girişimler devreye sokuldu. Vatandaşın sorunlarının gerçekten çözebilecek, kendi başına sorunu çözebilecek bir iradenin ortay çıktığını görenler içerde bir takım darbe girişimler ve engellemelerle önümüzü kesmeye çalıştılar. Bunu anlayışla karşılıyorum. Artık Türkiye karar verdi, kurumları ile halkı ile kendi meselelerini kendisi çözecek. Çözüm süreci, din ve vicdan özgürlüğü başlıkları dikkat ederseniz sistem dönüşmeye başladıktan sonra Hükümetin, AK Parti iktidarının, Türkiye'nin iki temel sorunudur. Biz bu iki temel sorunu çözeceğiz.
-"DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER YAPTIK"-
Din ve vicdan özgürlüğü alanında önemli değişiklikler yaptık. Rahatlamalar sağlandı, Demokratik açılım olarak başlanan çözüm süreci olarak devam eden Türkiye'nin en önemli meselelerinde ve eski Türkiye'nin sisteminin en önemli besin kaynaklarından biri olan Kürt sorununda inisiyatif almaya başladı ve terör sorununu çözmeye nihayetlendirmeye karar aldı.
-BİZ AKLI DEVREYE SOKMAYA ÇALIŞIYORUZ"-
"Türkiye görüşmelerini değerlendirmelerini yine yapıyordu. Ama eski Türkiye'de başkalarının aracılığı ile yapıyordu, başkalarının aracılığı ile yapıyordu. Türkiye AK Parti hükümetleri döneminde bunu da devreden çıkardı. Bu devreden çıkınca derhal büyük bir taarruz başladı içerden. Biz provokasyonlara değil bizim ne yaptığımıza bakacağız. Provokasyonları deşifre ederiz ama yolumuza devam ederiz. Bir ülkeyi kalkındıranda, geri bırakanda iç odaklar, dış odaklar bunlar değil onlara rağmen o ülkenin kendi dinamikleridir. Biz aklı devreye sokmaya çalışıyoruz Gelişmiş demokrasiyi inşa etmeye çalışıyoruz. Çözüm süreci diye kodladığımız şeyin tercümesi budur."
-"SİYASET DİLİNİ DEĞİŞTİRİN"
Halen daha siyaset üstü, siyaset üstü cumhurbaşkanı arayışlarında bahsediliyor. Eski Türkiye'de kalmışlar o günü yaşayan muhalefet partilerine çağrım var. Artık bırakın bunları. Siyasetin kendini inkâr dilini bırakın siyaset dili oluşturun. Siyaset üstü ne demektir. Siyaset sorunların en önemli, en az maliyetle çözme mekanizmasının adıdır. Siyaseti devre dışı bırakarak, siyaset üstü bir tanımlama yaparak, hangi sorunu nasıl çözebilirsiniz. Bu yeni Türkiye'nin kabul edebileceği bir durum değildir.
Son Dakika › Güncel › İçişleri Bakanı Efkan Ala: Benim Umudum Karlar Altında Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?