Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman kadınların sorunlarının yine Müslüman kadınlarca tartışılması gerektiğini belirterek, " İstanbul'da düzenli aralıklarla toplanacak bir kadın konferansı oluşturulmasını teklif ediyoruz. Zira, Müslümanların kadın olarak kendi kadınlarının dertlerini ortaya koyabilecekleri bir teşkilatı ve konseylerinin olması şarttır diye düşünüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, insanlığın ve Müslümanların yarısını oluşturan kadınların, ailenin taşıyıcısı olma vasıflarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Kadınların, eğitimden iş hayatına kadar her alanda çok daha etkin roller üstlenmesi için hep birlikte gayret etmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede İİT bünyesinde bir teklifim var. Bundan önceki Kahire Toplantısı'nda bu gündeme gelmiş. Fakat o günden bugüne İİT'nin bir kadın konseyi örgütlenmesi yapılmamıştır. İstanbul'da düzenli aralıklarla toplanacak bir kadın konferansı oluşturulmasını teklif ediyoruz. Zira, Müslümanların kadın olarak kendi kadınlarının dertlerini ortaya koyabilecekleri bir teşkilatı ve konseylerinin olması şarttır diye düşünüyorum. Kadınlarla ilgili sorunları biz mi konuşacağız? Bırakılım onları da hanımlar konuşsun. Bunları anlatsınlar. Birleşmiş Milletler'de ve her yerde anlatsınlar. Bunun adımını atmamız lazım."
Ortak Kızılay yapısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Kızılayı'nın, Müslümanların ve tüm insanların karşılaştığı insani krizlerin çözümünde önemli görevler üstlendiğini belirterek, tüm Kızılayların etkin iş birliği içinde olması gerektiğine dikkati çekti.
Yardımlaşma ve dayanışma noktasında Kızılayların atacağı adımı çok önemsediğini dile getiren Erdoğan, bütün afetlerde İslam ülkeleri arasında böyle bir ortak Kızılay yapısının oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kalkınma için İslam Dayanışma Fonu'nun kapasitesini genişleterek hep birlikte mağdurların ve mazlumların yanında daha güçlü şekilde yer almamız gerekir. Bunun için aramızdaki iş birliği mekanizmalarını çeşitlendirmeliyiz. Örneğin, küresel ekonominin işleyişinde önemli rolü olan tahkim sistemi kendi aramızda da oluşturmalıyız. Neden biz dünyada kurulu tahkim sistemlerine kendisi sıkıntılarımızı ve sorunlarımızı havale ediyoruz? Bunu kendi aramızda oluşturduğumuz tahkim sistemiyle çözelim. İstanbul'da bir uluslararası tahkim müessesi kurulmasını teklif ediyoruz. Başka bir vilayette de olabilir. Ama biz İstanbul'u teklif ediyoruz. İslam Kalkınma Bankası'nı tüm bu çalışmaların desteklenmesi noktasında daha aktif olarak kullanmalıyız. Bugün artık kalkınma maddi boyutu yanında insanları devletlerine ve toplumlarına sadakatlerini temin eden, aradaki bağı perçinleyen en güçlü unsurlardan biridir. Geçtiğimiz yıl boyunca müzakereleri yürütülen ve İİT üyesi ülkelere önümüzdeki 10 yıl içerisinde çeşitli alanlarda kalkınma hedefleri koyan Eylem Programı Belgesi'ni inşallah bu zirvede kabul edeceğiz."
İİT 2025 Eylem Programı Belgesi'nin hazırlıklarının tamamlanmasının önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, "Ama asıl olan bu programın başarılı bir şekilde uygulanmasıdır. Başkanlık görevini yürüttüğüm İSEDAK'ın 2025 Eylem Programı'nın uygulanmasının takibini bizzat yapacağım. İSEDAK'ın 2012 yılında kabul edilen yeni stratejisi ve statüsüne uygun şekilde faaliyetlerini yürütmesini sağlamakta kararlıyız." dedi.
"Filistinlilere baskılar hafiflemedi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT'nin, 1969 yılında Kudüs'teki El Aksa Camisi'ne yönelik saldırı üzerine oluşturulan ve Kudüs'ün kurtuluşuna kadar Cidde'de faaliyet göstermesi kararlaştırılan bir platform olduğunu anlattı.
Aradan geçen yarım asra yakın zamana rağmen Kudüs'ün kurtarılamadığını, Filistinliler üzerindeki baskıların hafifletilmediğini aktaran Erdoğan, "Filistinli kardeşlerimizin, İsrail işgali altında her gün yaşamakta oldukları zulüm İslam aleminin bağrında kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Harem-i Şerif bir İslam mabedidir. Kendisi hukuk dışı olan işgalin bir de Harem-i Şerife yönelik ihlaller için dayanak yapılmasına izin veremeyiz. Müslümanlar olarak Harem-i Şerif'in ve Kudüs'ün muhafazası için daha fazla gayret göstermeliyiz. Filistin ile birlikte tüm bölgede kalıcı barış sağlanmasının yegane yolu bir an önce işgalin sona ermesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in kurulmasıdır." görüşünü dile getirdi.
"KKTC'ye uygulanan izolasyonu he birlikte kırmalıyız"
İİT olarak diğer coğrafyalarda hakları ve gelecekleri için mücadele eden Müslüman toplumlara daha fazla sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte bu kesimler içinde yer alan KKTC'deki kardeşlerimize karşı on yıllardır uygulanan izolasyonu hep birlikte kırmalıyız. Kıbrıs'ta yaşayan kardeşlerimize yalnız olmadıkları mesajını İslam dünyası olarak bizler vermeyeceksek kim verecek? Ada'da Türk tarafı aleyhine adaletsiz bir şekilde bozulan dengelerin bir ölçüde düzeltilmesi suretiyle kalıcı ve adil bir çözüme katkıda bulunmak tüm Müslümanların ortak sorunudur diye düşünüyorum. Aynı şekilde Balkanlar'dan Güneydoğu Asya'ya ve Afrika'ya kadar dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Müslüman toplumlar İslam aleminin güçlü desteğine ihtiyaç duyuyor. Ukrayna'da Kırım işgali... Buna sessiz kalmak mümkün mü? İşte Kırım'da da evet, oradaki kardeşlerimiz topraklarında mağdur ve mazlum. Açık konuşuyorum; Akdeniz'de, Ege'de botlarla, kırıp dökük gemilerle Avrupa'ya gitmeye çalışanların neredeyse tamamının Müslümanlardan oluşması bizim için bir utanç kaynağıdır. Sayıları milyonlarla ifade edilen bu insanlar güvenlikleri ve gelecekleri için hayatları pahasına böyle bir yolculuğa çıkmaya mecbur kalmışlarsa hep birlikte oturup düşünmek zorundayız. Bizim sadece Ege'de kurtardığımız insan sayısı 100 bine ulaştı. Sahil Güvenlik botlarıyla bunları denizden toplayarak kurtardık. Bu bizim İslami, insani ve vicdani görevimiz olduğu için bunu yaptık. Bir zamanlar benzer gerekçelerle Avrupa'dan bizim coğrafyalarımıza, bizim ülkelerimizde yaşanan göçün tersine dönmüş olmasının sebeplerini çok iyi analiz etmeliyiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerinin liderlerine çok büyük görevler düştüğünü belirterek, konuşmasını, "Ümmetin sorumluluğunu üstlendiğimizin bilinciyle tüm meseleleri burada görüşmeli ve alacağımız kararları süratle hayata geçirmeliyiz. Toplantımızın temasını oluşturan adaleti ve barışı tesis etmek için inşallah hep birlikte çok daha fazla çalışacağız. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle bir kez daha zirvenin Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum." diyerek tamamladı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › İslam İşbirliği Teşkilatı 13. Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?