'Kagider Dijital Sohbetler'de finansal riskleri yönetim konuşuldu

'Kriz Dönemlerinde Ekonomi ve Paniğe Kapılmadan Finansal Riskleri Yönetmek' başlıklı panelde ekonomist Atilla Yeşilada ve ÜNLÜ Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal konuşmacı şirketlerin normalleşme süreci ve sonrasında karşılaşacağı finansal riskleri ve eylem planı önerilerini paylaştılar.

KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği), pandemi sürecinde iş dünyasının güncel sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu 'Dijital Sohbetler' konuşmalarına 'Kriz Dönemlerinde Ekonomi ve Paniğe Kapılmadan Finansal Riskleri Yönetmek' başlıklı panel ile devam etti. Açılış konuşmasını KAGİDER Başkanı Emine Erdem'in yaptığı, moderatörlüğünü KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi, Finansa Erişim ve Girişimci Destek Strateji Grup Başkanı ve kadın girişimci Berrin Kuleli'nin üstlendiği panelin konuşmacıları ekonomist Atilla Yeşilada ve ÜNLÜ Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal oldu. Panelde, iş dünyasının normalleşme süreci ve sonrasında karşılaşacağı finansal risklerin boyutları ve riskler karşısında ne yapılması gerektiği konuşuldu.

'Girişimcileri zorlu bir dönem bekliyor'

KAGİDER Başkanı Emine Erdem, etkinliğin açılış konuşmasında, normalleşme dönemine dair yapılan ekonomik öngörülere değinerek şunları söyledi: "Ülkeler tekrar pandemi öncesi sistemlerine, yeni normallerine yavaş yavaş temkinli bir şekilde dönmeye başladılar, ama kısa vadedeki etkileri de görüyoruz. Dünya Bankası, bugün yayınladığı raporda Türkiye için 2020 yılı GSYH büyüme tahminini yüzde 3,8 daralma yaşanacağı yönünde revize etti. OECD'nin 2020 Geçici Dönem Ekonomik Görünüm Raporu'nda ise krizin KOBİ'ler üzerindeki etkilerine farklı açılarda irdeleniyor. Raporda tedarik zincirlerinin yarıda kesilerek parça ve ara mal sıkıntısı yaşanacağı, şirketlerin işgücü arzında azalma olacağı, KOBİ'lerin ciddi likidite sorunu yaşayacağı, tüketicilerde harcamanın azalacağı, işçilerin işten çıkarılması ve firmaların maaş ödeyememesi gibi sorunlarla durumun daha da karmaşık hale geleceği vurgulanıyor. Yani ortada pek de iç açıcı bir tablo yok. KAGİDER olarak bu zorlu dönemde başlattığımız Dijital Sohbetler etkinliğimiz ile bu gibi güncel sorunları ve çözümleri üzerinde birlikte düşünmemizi bu sebeple çok önemli buluyorum."

'Krizden daha çok küçük işletmeler etkileniyor'

Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Berrin Kuleli, toplantıyı başlatırken, "Pandemi süreci şirketleri durağanlaştırdı, hatta bir nevi kış uykusuna yatırdı gibi dursa da aslında çok daha türbülanslı bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz. Salgın elbette ki geçecek, hayat tabii ki bir gün normale dönecek, faaliyetler devam edecek ancak ne yazık ki bu krizden en çok küçük işletmelerin etkilendiğini hepimiz biliyoruz. Kadınların sahip olduğu şirketler genellikle küçük ölçekli işletmeler. Üstüne üstlük bu kriz döneminde en çok etkilenen sektörler de kadın girişimcilerin daha aktif yer aldığı sektörler. İşletmesi kapanan veya zarar gören çok fazla işveren olduğunu biliyoruz. Bu işverenler ellerindeki mevcut tasarruflarını tüketmiş olarak post korona dönemine girecekler" açıklamasında bulundu.

'Raf ömrünü tamamlamış dinozorlar iş dünyasından çekilecek'

Ekonomist Atilla Yeşilada, ikinci dalganın yaşanacağı ve bu dalganın özellikle son dönemdeki sokak eylemlerinden sonra ABD'de başlayabileceği öngörüsünü vurgulayarak başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: " Çince'de 'kriz' ve 'fırsat' kelimelerinin yazılımında bir küçük fırça darbesi var. Bu süreçte dünya ekonomisinin karşılaştığı en büyük sorun pandemi değil, bunun yarattığı davranış değişiklikleri oldu. Devletler salgın bitti dese de vatandaşlar tedbir amaçlı arkadaşlarıyla yemeğe çıkmıyor örneğin. İnsanlar tüketimlerini evde yapacak şekilde, alımlarını mallardan hizmetlere çevirebilirler. Şirketlerin finansal sıkıntıya hazır olması gerekiyor. Pek çok şirketin bu mali kriz sürecinde piyasadan çekileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla birkaç ay daha dayanabilen şirketler çok daha rahat bir piyasada iş yapıyor olacak. Bu sürede nitelikli elemanların elde tutulması, sadakatlerinin artırılması ve dijitle yatırım yapmakla değerlendirilmeli. Bu krizin sonunda Türkiye'de iş dünyasının çok değiştiğini, raf ömrünü tamamlamış dinazorların piyasadan çekildiğini göreceğiz."

'Kriz bitti diye rahatlamaya kapılmamak gerek'

ÜNLÜ Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal ise, "İçinden geçtiğimiz bu kriz belli ki uzun sürecek ancak hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez. Önemli olan kriz bitti diye rahatlamaya ve coşkuya kapılmamak. Temkinli hareket etmek, aşırı karamsarlık veya aşırı coşkuyla hareket etmemek gerek. Gelen bilgileri yanlış anlayıp paniğe kapılmamak ve birbirimizi etkileyip sürü psikolojisi yaratmamak lazım. Aksi takdirde tablo daha kötüye gidiyor. Aceleci davranmak yanlış karar almaya sebep olur. Kriz dönemleri girişimciler için aynı zamanda fırsat dönemleridir. Ancak aşırı risk almamaya dikkat etmek gerekir. Yoksa sahip olduğunuz varlıkları da kaybetme olasılığımız oluşur."