Türkiye Kamu-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, "Milli Eğitim Bakanından talebimiz, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Bakanlığı dönemindeki ben bilirim anlayışını terk ederek, alan değiştirmek zorunda kalan öğretmenlerimizin mağduriyetlerine son vermesidir" dedi.
Türkiye Kamu-Sen üyesi bir grup, Eminönü Yenicami önünde toplanarak, öğretmen ve öğretmen özür grubu atamalarıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamayı grup adına Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan yaptı.
Açıklamasında 2012-2013 eğitim-öğretim yılının ilk yarıyılı sona ererken Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer görevinden alınarak yerine Prof. Dr. Nabi Avcı atandığını belirten Bostan, "Yeni Bakanın eğitim camiası için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Aklı başında bir ekiple çalışmasını, haksızlığa meydan vermemesini, eğitimin ve eğitimcilerin sorunlarının çözülmesi için yoğun gayret sarf etmesini bekliyoruz. Doğru yaptığı her icraatı destekleyeceğimizi, yanlışlarının karşısına kaya gibi duracağımızı bilmesini istiyoruz. Bilindiği üzere bu eğitim-öğretim yılına 4+4+4 eğitim sistemi damgasını vurdu. Yeni sistemden dolayı en fazla acıyı sınıf öğretmenleri yaşadı. Hatırlanacağı üzere, sendikamız bu sistemle birlikte sınıf öğretmenlerinin norm kadro fazlası olacağını söyledi. Eski Milli Eğitim Bakanı ise ısrarla bir tane bile sınıf öğretmeninin norm fazlası olmayacağını ileri sürmüştü. Bugün gelinen noktada, sendikamızın uyarılarında ne kadar haklı olduğu görüldü. Sınıf öğretmenleri yeni sistem dolayısıyla norm kadro fazlası olmalarına isyan ederken, eski Milli Eğitim Bakanı hem mağduriyetleri gidermek ve norm kadro fazlası öğretmenleri eritmek, hem de özür grubu tayini gerçekleşmeyen öğretmenlere sözüm ona kolaylık sağlamak için alan değişikliği hakkı getirdi. Ancak bu kez öğretmenler değiştirdikleri alanda mutlu, verimli ve başarılı olamadı. Kolay değil, tecrübe sahibi olduğu branşları bırakmak zorunda kalan öğretmenler, hakim olmadıkları branşlarda öğrencilerine ders vermeye çabalamaktadır. Bu durum öğretmenleri, öğrencileri ve velileri memnun etmedi. Yeni sistemle birlikte tüm branşlarda norm kadro fazlası olan öğretmenlerin sayısı 70 bin civarındadır. Norm kadro fazlası olduğu için alan değiştiren sınıf öğretmenlerinin sayısı ise tam 23 bin 559'dur" diye konuştu. Bostan, Öğretmenlerin alan değiştirdikleri branşlarda başarılı olmadığını, bunun da eğitim-öğretimin kalitesini düşürdüğünü anlayan Milli Eğitim Bakanlığı'nın, sadece özür grubu mağdurlarının tepkilerini en aza indirgemek için il dışında eski görev yerlerine dönmelerini istediğini söyledi.
Bostan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğretmenlerimizi bu kez eski alanı ile ailesi arasında tercihe zorlayan eski Milli Eğitim Bakanı anlaşılan onlarla çok fena alay etmiştir. Öğretmenlere tanınan sözde 'hak' kabul edilebilir değildir, mantık sınırları içinde hiç değildir. Öğretmenler bakımından, artık, cin şişeden çıkmıştır, 4+4+4 lük sistemin açtığı yaraları sarmak kolay değildir. Bakan, yandaş sendika ve siyaset üçlüsünün yarattığı güvensizlik ortamını ve kaosu çözmek, artık Nabi Avcı'nın ferasetine kalmıştır. Daha doğrusu yeni Milli Eğitim Bakanının akıl ve izanla bağdaşır bir adım atması gerekmektedir.
Türk Eğitim-Sen olarak yeni Milli Eğitim Bakanından talebimiz, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Bakanlığı dönemindeki ben bilirim anlayışını terk ederek, alan değiştirmek zorunda kalan öğretmenlerimizin mağduriyetlerine son vermesidir. Alan değiştirmek zorunda kalan öğretmenlerimizden isteyenlere şubat ayında esas branşlarına dönüş hakkı verilmelidir.
Yine öğretmenler, eski Milli Eğitim Bakanının özür grubu tayinlerini yılda bir kereye indirmesiyle birlikte büyük mağduriyet yaşamaktadır. Aileleri parçalanan, eşiyle arası bozulan, çocuklarından ayrı kalan, sağlık sorunları yaşadığı halde ailesinin bulunduğu ile gidemeyen ya da ailesinden biri sağlık sorunları yaşamasına rağmen onun yanında olamayan, yüksek lisans yapma hakkının önüne engeller konulan öğretmenlerimiz şu anda sıfır motivasyonla görev yapmaktadır. İdare Mahkemeleri eş durumu ve sağlık özrü ile ilgili MEB'in tayin engelini hukuka aykırı bularak kaldırdığı gibi, öğrenim özrü ile ilgili atama engellerini de bir bir kaldırmaktadır. Artık Milli Eğitim Bakanlığı bu hukuksuz işlemlere son vermelidir. Devleti maddi ve manevi yönden zarara uğramadan ve öğretmenlerin moralini bozan ve verimini azaltan bu gayri hukuki işlem ve tasarruflar sona ermelidir."
Öğretmen açığının, ücretli öğretmenler eliyle kapatılmaya çalışıldığını söyleyen Hanefi Bostan, "Bu konuda kamuoyu yanlış bilgilendirilmektedir. Eski Bakan Dinçer, ücretli öğretmen sayısını 12 bin 37 olarak açıklamıştır. Oysa sendikamızın ücretli öğretmen araştırması bu rakamın yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. Sendikamızın İl Valiliklerinden elde ettiği rakamlara göre, 69 ilde ücretli öğretmen sayısı 57 bin 400'dür. En fazla ücretli öğretmen 13 bin 411 ile İstanbul'dadır. İki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının bile öğretmen olduğu, hatta zihinsel engelliler öğretmenliği yaptığı ülkemizde durumun vahameti yürek burkmaktadır. 69 ilde zihinsel engelliler öğretmeni olarak görev yapan tam 964 ücretli öğretmen bulunmaktadır. Ön lisans mezunu branş öğretmenlerinin sayısı ise 4 bin 251'dir.
Engelli öğretmenlerin önündeki engeller kaldırılmalı ve kanunlarımız gereği yeterli sayıda engelli öğretmen ataması yapılmalıdır. Anayasamızdaki engellilere pozitif ayrımcılık lafta kalmamalıdır. "Meslek lisesi memleket meselesidir" deyip sonra da 10 yıldan beri hiç denecek sayıda Teknik Öğretmen ataması yapmak büyük bir çelişkidir. Bu çelişki biran önce ortadan kaldırılmalıdır" şeklinde konuştu.
Yeni bakanın masaya yumruğunu vurarak ağırlığını koyması gerektiğini belirten Bostan, "Bakanlığın Şubat ayında öğretmen ataması yapmaması düşünülemez. Bakanlık bu konuda dayatmacı ve ısrarcı davranmaması gerekir.
Yeni Bakan masaya yumruğunu vurmalı ve ağırlığını koymalıdır. Öğretmenlerin kadro meselesi sadece Maliye Bakanlığı'nın tekelinde midir? Biz, ihtiyaç yoksa yine de 'atama yapın' demiyoruz. Ülkemizin öğretmen ihtiyacı olduğunu biliyoruz ve bu nedenle 'ihtiyaca göre atama yapın' diyoruz. Nitekim eski Milli Eğitim Bakanı iki hafta önce öğretmen açığının 127 bin olduğunu açıkladı. Bu nedenle Türk Eğitim-Sen olarak; Şubat ayında 30 bin, Ağustos ayında 70 bin olmak üzere 2013 yılında 100 bin öğretmen ataması yapılmasını istiyoruz. Bu eğitim-öğretim yılına damgasını vuran konulardan birisi de öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının yaşadığı itibar kaybıdır. Başta Başbakan olmak üzere, eski Milli Eğitim Bakanı ve bazı Bakanlar sıkça öğretmenleri incitecek sözler sarf etmiştir. Atama bekleyen öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzeten, "az çalışıp, çok tatil yaptığını" ifade eden bir Milli Eğitim Bakanı, 'Al oyunu kendine sakla' diyen bir Başbakan ve diğer kırıcı sözlerin sahipleri Bakanlar… Bu nahoş sözlerin sahipleri, öğretmenleri o kadar küçültmüştür ki, öğrenci ve veliler bile onları değersiz görmeye başlamıştır. Bu nedenle yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı öğretmenlerin itibarını iade ile işe başlamalıdır" şeklinde konuştu. Saygınlığı azalan öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız, sosyo-ekonomik yönden de gün geçtikçe hak kaybına uğradığını kaydeden Bostan, "Yüzde 3+3'lük zamma mahkum edilen öğretmen, akademisyen, hizmetli, memur, teknisyen, şef, daktilograf, veri hazırlayıcı gibi eğitim çalışanlarının maaşları yerinde saymaktadır. Yıllardır maaşlarına iyileştirme yapılmayan öğretmen ve akademisyenlerin ek ödemelerine de artış yapılmaması bardağı taşırmıştır. Sefalet ücretlerine talim eden eğitim çalışanlarımız artık sosyo-ekonomik ve itibar yönünden hak ettikleri konuma getirilmelidir. Yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı'ya başarılar dilerken, eğitim çalışanlarına da sahip çıkarak sorunlarını çözmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Kamu-Sen'in, Yeni Milli Eğitim Bakanı'ndan İsteği - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?