Gazeteciler Mehmet Erçakır ve Soner Toros'un sunumuyla ekranlara gelen Basın Kulübü programında konuşan Opr. Dr. Yücel Kurt, kendi alanıyla ilgili birçok doğru bilinen yanlışa değinen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yücel Kurt, çeşitli bilgiler verdi.
Burun ameliyatlarında başarılı bir ivme yakaladıklarını anlatan Opr. Dr. Kurt, en sık yapılan ameliyatlardan birinin burun eğriliği ameliyatı olduğu söyledi. Opr. Dr. Kurt şöyle konuştu: "Burun ameliyatları için il dışından birçok hasta da geliyor. Devlet Hastanesi'nde Kulak Burun Boğaz hekimleri olarak en sık yaptığımız ameliyatlardan bir tanesi burun eğriliği ameliyatlarıdır. Doğuştan veya daha sonradan travmaya bağlı olarak etkenlerle kıkırdak gelişimi bozulabiliyor. Haliyle bu insanlarda burun tıkanıklığı, gece yattığı zaman ağız kuruluğu, dudak kuruluğu gibi kabaca semptomlar oluşturabiliyor. Özellikle her türlü eforu etkileyebilen bir hale geliyor. Çocuklarda daha çok alerji burun etlerinin şişmesine bağlı olarak tıkanıklık yapabiliyor. Çocukta doğuştan olan burun eğriliği de olabiliyor. Çocuklarda çok fazla müdahale etmiyoruz belli bir yaşa kadar çünkü burun gelişen bir organdır. Yüz gelişimi bu konuda önemli. Geniz eti olduğu zaman çocukların ağız yapısı değişiyor. Çene yapısı değişiyor. Diş yapıları bozuluyor. Bu tarz farklılıklar var ise önce bunların düzeltilmesi gerekiyor. Bu çocuklar geceleri rahat uyumadığı için ertesi gün okulda davranışlarında değişiklikler gözlemleniyor. Son derece uyuşuk ve yorgun olabiliyor. Dolayısıyla ailelerin de bu konuyu önemsemesini istiyoruz" diye konuştu.
Burun tamponlarıyla ilgili de bilgi veren Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yücel Kurt, "Burun tamponları da acı verebiliyor. Günümüzde çeşitleri var. Burun ameliyatlarında tampon korkusu yaşamaya artık son. Gelişen teknolojilerle birlikte artık bu korku tarihe karışacak diyebilirim" dedi.
Çocuklarda buhar uygulamasının yanlış bir uygulama olmadığına dikkati çeken Op. Dr. Kurt, "Çocuklarda buhar uygulaması çok doğru bir uygulama. Bulunulan ortamda hava çok kuru ise burun etleri şişebiliyor ve bu da nefes almaya engel olabiliyor. Burun kanamalarına da sebep olabiliyor. Özellikle Isparta kuru bir memleket. Bizim evlerimi çok sıcak oluyor. Tamamen kuru bir ortam oluyor. Burun içi tamamen kuruyor. Hatta bazen sabahları hastalarımızda burun kanamaları olabiliyor. Biz de bunları öneriyoruz. Yatağınızı kaloriferin başından uzaklaştırın gibi önerilerimiz olabiliyor. Burun içerisine krem öneriyoruz. Odanın nemli olması önemli. Buhar makineleri de nemi düzenleyen bir şeydir. Dolayısıyla kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur" şeklinde konuştu.
KIŞIN NASIL BESLENMELİYİZ?
Basın Kulübü'nün bu haftaki konuklarından Isparta Devlet Hastanesi Diyetisyeni Sema Sönmez, kış beslenmesinin öneminden bahsetti.
Sema Sönmez kış beslenmesiyle ilgili şunları söyledi: "Kışın bağışıklık sistemini artırmak için mucizevi bir besin aramamıza gerek yok. Kış sebzeleri bağışıklık sistemini artırmak için en önemli vitamin C vitaminidir. Bunlar mandalina, portakal ve yeşil yapraklı sebzelerdir. Suda eriyen bir vitamindir C vitamini. Sebzeleri ve meyveleri zamanında tüketmek lazım. Portakal için söyleyebileceğimiz posasıyla birlikte tüketmek lazım. Soyarken çok fazla derinden soyamamak lazım. Bir diğer vitamin de A vitaminidir. Yağda eriyen bir vitamindir. Örneğin havucu tüketirken hafif yağ ile birlikte tüketirsek emilimini artırabiliriz. Kuru yemişlerde de aynı şey geçerli. Yüksek enerji içerir. 30 gramı geçemeyecek şekilde tüketilmesinde fayda var. Yeterli miktarda tüketmemiz lazım. Fazla yersek fazla yiyince fazla bağışıklık güçlenmiyor. Kuruyemişte de aynı şey geçerli fazla vitamin almıyorsunuz fazla enerji almış alıyorsunuz. Meyve kilo aldırır mı? Günde 5-6 porsiyonu geçemeyecek şekilde tüketilirse kilo aldırmaz. İçerisinde meyve şekeri olduğundan dolayı kan şekerini yükseltir ve düşürür. Dolayısıyla bunu yoğurt gibi yiyeceklerle tüketirsek çabuk acıkmayız."
HER 10 KİŞİDEN 3'Ü OBEZ
Yapılan bir araştırmadan bahseden Diyetisyen Sema Sönmez, Türkiye'de her 10 kişiden 3'ünün obez olduğunu açıkladı. Obeziteyle mücadele anlamında polikliniğe başvuran kişi sayısının arttığını belirten Sema Sönmez, "Kilosu olan her kişiyi obez olarak tanımlamıyoruz. Yağ miktarının fazla olması bizim için obezite alarmı verdiği anlamına geliyor. Erkeklerde yağ durumu yüzde 15, kadınlarda ise yüzde 25'tir. Erkeklerde yüzde 20'nin üzerinde kadınlarda ise yüzde 30'un üzerindeyse obezite durumu vardır diyebiliriz" dedi.
NASIL ZAYIFLAMALIYIZ?
Sağlıklı zayıflamak için mutlaka doktor kontrolünde diyet yapılması gerektiğini söyleyen diyetisyen Sema Sönmez, "Kalp damar rahatsızlıklarının yoksa veya başka bir hastalık bunlar yoksa mutlaka bir diyetisyenle görüşerek zayıflamaya karar vermek gerek. Aldığınız enerjiyle verdiğiniz enerji arasındaki dengesizlik kilo almaya müsait bir durum ortaya çıkarıyor. Biz bu durumu dengelemeye çalışıyor ve bir beslenme programı ortaya koyuyoruz. Biraz mucize peşinde koşturuyoruz. Her besinden bir mucize bekliyoruz. Bizim için yeterli ve dengeli beslenmek önemli olan. Lahanayı yiyelim sabahtan akşama kadar ama hiç hareket etmeden zayıflamak isteyelim. Tabi ki böyle bir şey yok. Ekmek yemeden doymama gibi bir psikolojiyle yaşıyoruz. Ekmeği kesince sadece alınan enerji azalıyor. Miktarınca tüketilirse bir sorun yok" dedi.
Son Dakika › Güncel › Kış Uyarısı! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?