Kozadan "İstihdam" Çıktı

CİHAN DEMİRCİ - Osmanlı el sanatlarından ipek koza işlemeciliğinin eski payitaht Edirne'de yeniden canlandırılması, Roman ev hanımları için istihdam kapısı oldu.

Roman vatandaşların yoğun olduğu Yıldırım semtindeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı Sosyal Hizmet Merkezinde ipek kozası işleme kursu açıldı.

Yaklaşık 50 kadına verilen kursun sonunda Bursa Kozabirlik Genel Müdürlüğünden alınan ipek böceği kozalarını işleyen kursiyerler, gelin çiçeği, gelin tacı, damatlık yaka süsü, çanta, cüzdan, ayakkabı, terlik, ayna ve tablolarda kullanılan süsleri üretmeye başladı.

Kozadan "istihdam" çıkaran kurs sayesinde ev hanımları eski el sanatını yaşatma, geleceğe taşıma ve ev ekonomisine katkı sunma anlamında çoklu fayda sağladı.

"Unutulan bir el sanatıydı"

Balkan Roman Birliği Başkan Vekili Bahattin Ulusoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dezavantajlı kadınlara yönelik açılan kursun ev hanımlarının iş hayatında yer almasını sağladığını söyledi.

İstihdam seferberliği kapsamında kadınlara önemli görevler verildiğini belirten Ulusoy, "İpek böceği kozasını işleme sanatı Osmanlı döneminde Edirne'de de yapılıyordu fakat bu alan kaybolmuştu. Biz bunu kadınlarımızın eliyle canlandırmak istiyoruz. Kadınlarımız ipek böceği kozasını atölyede veya evde işliyor. Böylece hem sosyal bir şekilde kendilerini geliştiriyorlar hem de aile ekonomisine katkıda bulunuyorlar." diye konuştu.

"Her yaşta bir şeyler öğrenilebilir"

El sanatları öğretmeni Müberra Pomakoğlu da ipek böceği kozası işlemenin geleneksel el sanatları arasında yer aldığını ancak son yıllarda kaybolmaya yüz tuttuğunu ifade etti.

Bu sanatın geçmişte yaygın olarak yapılarak güzel gelirler elde edildiğini dile getiren Pomakoğlu, kursa katılan yaklaşık 50 kadının ev ve giysilerde kullanılan çeşitli aksesuarlar yapmayı öğrendiğini söyledi.

İpek böceği kozasından yapılan ürünlerin geniş kullanım alanına sahip olduğunu aktaran Pomakoğlu, şunları kaydetti:

"Kadınlarımız, gelin çiçeği ve tacı, damatlık yaka süsü, çanta, cüzdan, ayakkabı, terlik, pano, ayna ve tablolarda kullanılan süsler üretiyor. Atölyede bunları yapmayı öğrenen ev hanımlarımız kursun ardından da üretmeye devam ediyor.

Vatandaşlarımızdan ipek böceği kozasından yapılan ürünlerin satıldığı yerlerden alışveriş yapmalarını rica ediyorum. Birer ikişer denemek için veya görmek için bir şeyler alarak katkıda bulunurlarsa bu sanat günümüzde popüler bir sanat haline gelir.

Tek başına hiç kimse hiçbir şey yapamaz. Kadınlarımız bu tür merkezlere gelerek kendini geliştirebilir. Kadınlarımız ev hanımı ya da çocuğum var diye eve kapanmamalı. Her yaşta bir şeyler öğrenilebilir. Ev hanımlarımız burada öğrendiklerini evde de uygulayabiliyor ve ev merkezli bir üretim de yapmış oluyorlar."

"Üretmek kadının ruhunda var"

İpek böceği işleyen kadınlardan Nurcan Çekiç (48) ise ev hanımlarının aile ekonomisine katkıda bulunmak için el emeği göz nuru ürünler ortaya çıkardığını ifade etti.

Üretmenin kadının ruhunda yer aldığını belirten Çekiç, "Yaşadığım bir anımı paylaşmak istiyorum. Evimdeki şofbenim bozulmuştu. Kazandığım parayla yeni bir şofben almak beni çok duygulandırdı. Hayatımda ilk kez çalışmıştım ve kazandığım parayla evime bir şey aldım. Bu tarif edilemez bir duyguydu benim için." diye konuştu.

Bahar Enginar (42) ise kursun sona ermesine rağmen atölyeye gelerek üretime katıldığını belirtti.

Her yaştan kadının ipek böceği kozası işleyebileceğini aktaran Enginar, "Kadınlarımız evlerinde oturmasınlar, gelsinler bu sanatı yapmayı öğrensinler. Ayrıca bunu öğrendikten sonra evde de yapabilirler." dedi.