Kültür ve Turizm Bakan Ünal, Aa Editör Masası'nda

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, "Şimdi sizin elinizde vatandaşın oyuyla seçilmiş belediyeler var mı? Var. Milletvekilleri var mı? Var. Parlamentoda temsil ediliyor musunuz? Ediliyorsunuz. Peki bu sorunlara son derece hassas bir hükümet var mı? Var. Şimdi tüm bunlar varken, vatandaş şu soruyu soruyor? 'Neden şiddet, neden silah, neden hendek, neden mayın? Neden ben evimden çıkıp rahat bir şekilde iş yerime gidemiyorum? Çocuğum neden rahat bir şekilde okula gidemiyor, okullar neden yakılıyor, ambulanslar neden vuruluyor, hastahaneler neden yakılıyor?' Her şey vatandaşın gözü önünde cereyan ediyor. Şu anda terör örgütü vatandaşın ve halkın desteğini kaybetmiş olmanın paniğini yaşıyor" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ünal, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Görüldüğü kadarıyla halkın terör örgütüne destek vermediği görülüyor. Halk, mağdur edilmiş durumda. Örgütün devrimci halk savaşında halkın desteğini alamaması söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Ünal, bugüne kadar yaptıkları bütün kamuoyu araştırmalarında Kürt vatandaşlarının herhangi bir şekilde Türkiye'den ayrılma ya da bölücü terör örgütünün amaçları doğrultusunda bir yaklaşımda olmadığını gördüklerini söyledi.

Kürt vatandaşlarda birlikte yaşama iradesinin yüzde 93'lerde olduğunu ifade eden Ünal, bölge insanının bu sorunun siyaset kurumu eliyle çözülebileceğini gördüğünü belirtti.

"Her şey vatandaşın gözü önünde cereyan ediyor"

"Çözüm Süreci sorunlarımızı, 'siyaset kurumu aracılığıyla çözebiliriz'i gösterdi" diyen Ünal, şöyle devam etti:

"80 tane milletvekiliniz, 102 belediyeniz olacak, 6 milyon oy alacaksınız ve TBMM'nin yolu herkese açık olacak. Dilek Öcalan da milletvekili olacak. Ferhat Encü Şırnak'tan bir genç olarak Meclis'e girecek. Bunlara Meclis'in yolu açıkken, öbür taraftan siz bazı gençlere dağın yolunu göstereceksiniz. Böyle bir şey olmaz. Bölgedeki insanımız gerekli feraseti gösteriyor. Niye bütün gençlere siyaset yolunu açmıyorsunuz da bazı gençlere şiddetin, ölümün, dağın yolunu gösteriyorsunuz? Vatandaş siyaset kurumu aracılığıyla sorunları çözebileceğini fark etti. Türkiye'de yerel yönetimler idari anlamda son derece rahat davranıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nin seçilmiş bir başkanı, meclisi var. Kendi illeriyle ilgili bütün kaynakları bu belediyeler kullanıyor. Şimdi sizin elinizde vatandaşın oyuyla seçilmiş belediyeler var mı? Var. Milletvekilleri var mı? Var. Parlamentoda temsil ediliyor musunuz? Ediliyorsunuz. Peki bu sorunlara son derece hassas bir hükümet var mı? Var. Şimdi tüm bunlar varken, vatandaş şu soruyu soruyor? 'Neden şiddet, neden silah, neden hendek, neden mayın? Neden ben evimden çıkıp rahat bir şekilde iş yerime gidemiyorum? Çocuğum neden rahat bir şekilde okula gidemiyor, okullar neden yakılıyor, ambulanslar neden vuruluyor, hastahaneler neden yakılıyor?' Her şey vatandaşın gözü önünde cereyan ediyor. Şu anda terör örgütü vatandaşın ve halkın desteğini kaybetmiş olmanın paniğini yaşıyor."

Ünal, terör örgütünün bölgedeki bazı ülkeler üzerinden hesaplar yaptığını, bu hesapları Türkiye üzerinden gerçekleştirmek istediğini Türkiye'nin bunlara müsaade etmeyeceğini bildirdi.

"Siz, Suriye'de Esed'e karşı 114 ülkenin kabul ettiği Özgür Suriye Ordusu'nu ve o muhalif hareketle birlikte Esed'e karşı mücadele etmek yerine Suriye'de Kürt halkını vatandaş kabul etmeyen ve geçmişte Kürtlere karşı katliam uygulayan Esed ile birlikte olacaksınız ve orada başka hesaplar içine gireceksiniz. Sonra da bunu Türkiye'ye dayatacaksınız" ifadesini kullanan Ünal, Türkiye'nin Kobani'deki mazlum halka destek olduğunu, kucak açtığını, bütün bunların kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiğini vurguladı.

"Tarihi eserlerimizi koruyacağız"

Ünal, "Saldırılarının devam ettiği Diyarbakır Sur ilçesinde Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü yer olan tarihi Dört Ayaklı Minare, Osmanlı'dan kalma Kurşunlu Cami ve birçok tarihi eser zarar gördü. Bakanlık olarak bu süreçte zarar gören tarihi eserlerle ilgili bir envanter çalışması yapıldı mı? Bunlar yeniden restore edilecek mi" sorusuna karşılık, zarar gören varlıklarla ilgili bölgedeki Kültür Varlıkları Koruma Kurulları ve İl Kültür ve Turizm Müdürleri ile iletişim halinde olduklarını aktardı.

Bölgedeki ilçelerde terör örgütüne yönelik operasyonların devam ettiğini, hendeklerin ve bu hendeklere yerleştirilen bombaların olduğunu anımsatan Ünal, şunları kaydetti:

"Buralara ulaşmak ve bu tespitleri yapmak istiyoruz. Diyarbakır'da Kurşunlu Cami ve Dört Ayaklı Minare ile ilgili bırakın bizim kültürel varlıkları koruma kurullarının üyelerinin oraya gitmesini, Tahir Elçi'nin hayatını kaybetmesinden sonra savcılar oraya tespit yapmaya gittiğinde kanaslarla ateş ediyorlar. Ateş edilen bir yerde, o ilin büyükşehir belediye başkanının çıkıp çağrı yapması gerekiyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı bu kültürel varlıkların taşınması konusunda bir hassasiyet taşıyorsa önce o hendekleri açanlara, kanaslarla ateş edenlere çağrıda bulunması gerekiyor. Diyarbakır'a, Kurşunlu Camiye, Dört Ayaklı Minare'ye gitmek istiyorum. Gideceğim de. Birileri orada mayınlar döşerken, birileri de orada ateş ederken bunun şu anda olması mümkün gözükmüyor. Biz tabii ki tarihi eserlerimizi koruyacağız. Dünyanın dört bir yanında tarihi eserlerimizi restore ediyoruz. Yeniden ayağa kaldırıyoruz ama orada vatandaşımız hayatını kaybediyor. 70 yaşında bir amcayı, evinin sığınak yapılmasına izin vermediği için katleden teröristler, yine bir kadını, aynı şekilde sivil vatandaşı katleden teröristler... Bunlara karşı herhangi bir şey söylenmiyor. Onların yerine, kaybolan canların yerine ne koyabiliriz?

Parlamentoda, 'Orada insanlarımız hayatını kaybediyor' diyor HDP'li milletvekili. Ama şunu söylemiyor. 'Biz bu hendekleri kazalım, öz yönetimcilik oynayalım, ülkenin şehirlerine bombalar yerleştirelim ama bu ülkenin emniyet güçleri lütfen herhangi bir şey söylemesin, buna sesini çıkarmasın.' Böyle bir şey olmaz. Devletin hükümranlık hakkı vardır. Devlet bu hakkını kullanır. Bunu vatandaşın mağdur olmaması onun güvenliğini sağlamak için kullanır. Tabii ki sizin orada hendek kazmanıza, içini bombalarla doldurmanıza ve kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde süreci terörize etmenize müsaade etmez."

(Sürecek)