Kurban Kesiminde, Niyet İbadet Olmalı"

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Keskin, "Herkesin niyetini bilemeyiz ama niyetinin ibadet olmadığını açıklayan birisiyle de ortak olunamaz, o kişinin kötü niyeti kurban vasfının yitirilmesine sebep olabilir" dedi.

Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurbanın, Allah'a yakınlaşmaya vesile olduğu için kurban adını aldığını belirterek, aynı zamanda bir Müslümanın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda kullanmasının bir işareti olduğunu anlattı.

Türkiye'nin terör olayları nedeniyle zor bir süreçten geçtiğini, yaklaşan Kurban Bayramı'nın terörün sona ermesine vesile olmasını dilediğini belirten Keskin, kurbanın en önemli ibadetlerden biri olduğunu ifade etti.

Keskin, şunları kaydetti:

"Eğer bir kişiye kurban kesmek vacipse o kişi bunu elbette peşin parayla alabilir. Kurbanı alır ve parasını daha sonra da verebilir. Kredi kartı da bir anlamda borcu ertelemektir. Dolayısıyla İslam alimlerimiz, buna 'olur' vermişlerdir. Kurbanda 7 hisseden fazla ortaklık söz konusu değildir. Kurban kesecek bir kişi, kurbana ortak olacaksa her şeyden önce hissedarların sayısına dikkat etmeli. Hissedarlardan biri, sadece 'et yemek' maksadıyla katılmışsa diğerlerinin ibadetlerine zarar vermiş olur. Herkesin niyetini bilemeyiz ama niyetinin ibadet olmadığını açıklayan birisiyle de ortak olunamaz. O kişinin kötü niyeti, kurban vasfının yitirilmesine sebep olabilir."

Kurban keserken dikkat edilecek hususlara da değinen Keskin, hayvana acı çektirilmemesi, ehil kişiler tarafından kesilmesi gerektiğini söyledi.

"Kurban kesmeyelim de bunun yerine hayır kuruluşuna yardım edelim" anlayışının da yanlış olduğunu dile getiren Keskin, imkanı olan herkesin kurban ibadetini yerine getirmesi, kurban etlerini dağıtırken de evine hiç et girmeyen insanların gözetilmesi gerektiğini belirtti.