Mardin'de Kültürler Arası Diyalog Forumu

Mardin'de düzenlenen, Kültürler Arası Diyalog Forumu konulu toplantıya katılan, Türk ve Avrupalı parlamenterler, STK temsilcileri, akademisyenler, gazeteciler; kültürlerarası diyalog ve AB, kültürel çeşitlilik ve medyanın rolü, Türkiye ve AB'de kültürlerarası diyalog kapsamında yerel yönetim politikaları ile kültürel çeşitliliğin benimsenmesi konularında görüşlerini paylaştılar.

Hilton Oteli konferans salonunda yapılan forum açılış konuşmaları ile başladı. İlk konuşmayı yapan AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin daha iyi noktalara taşınabilmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirtti. Son dönemde Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinde bir tıkanma yaşandığını, Türkiye'nin bunu geçici bir durum olarak değerlendiğini belirten Tekelioğlu, teknik çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini ifade ederek, Biz Türkiye'nin Avrupa Birliği standartlarını yakalaması gerektiğine inanıyoruz. Bu hedefe ulaşmak, Avrupa Birliği içinde olarak da, birliğin dışında kalarak da mümkün olabilir. Biz istiyoruz ki bu noktaya Avrupa Birliği'nin içinde varalım dedi.

Avrupa Birliği'nin zaman zaman kendi koyduğu prensiplere sadık kalmadığının altını çizen Tekelioğlu, İtalya, Yunanistan, Portekiz ve İtalya'nın yaşadığı mali krizlerin bunun en net göstergesi olduğunu kaydederek, Tüm üye ülkeler birlik standartlarına uysaydı, bu krizler ortaya çıkmaz, Bosna'daki gibi bir felaket yaşanmazdı diye konuştu.

Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi'nin taşıdığı öneme işaret eden Tekelioğlu, bu proje çerçevesinde düzenlenen etkinliklerle, Avrupa Birliği içinde Türkiye'ye yönelik önyargıların kırılmasının hedeflendiğini söyledi.

Mardin Valisi Turhan Ayvaz da, Kültürler Arası Diyalog Forumu'nun tarih boyunca 30'u aşkın medeniyete ev sahipliği yapmış bir il olan Mardin'de yapılmasının önemine işaret etti. Ayvaz, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğinin ekonomi, siyaset, güvenlik gibi bir çok farklı açıdan güç katacağına dikkat çekerek, Medeniyetler çatışması, ancak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılımı ile medeniyetler ittifakı haline gelebilir değerlendirmesinde bulundu.

Açılış konuşmalarından sonra başkanlığını AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Siirt Milletvekili Afif Demirkıran'ın yaptığı Medeniyetler İttifakı ve Kültürel Diyalog konulu oturumda bir sunum yapan Eleştirel Müslümanlar Derneği Başkanı Sherin Khankan, kültürlerarası diyalog yerine Müslümanlar arası diyalogun güçlendirilmesini istedi.

RADİKAL İSLAM YERİNE, ŞİDDETİ KABUL ETMEYEN İSLAM

Danimarka'daki Müslüman gruplar arasında işbirliğini geliştirmek ve radikal İslam yerine şiddeti kabul etmeyen İslam düşüncesini savunmak için genç Müslümanlar Derneği olarak bir araya geldiklerini anlatan Khankan, Siyasal İslam'a karşı alternatif bir ses olarak biz Genç Müslümanlar olarak örgütlenerek dernek kurduk. Siyasal İslam'ı kınayalım demiyorum. Ama birbirimizi anlayalım, birbirimize yakınlaşalım, diyalog kuralım diyorum. Bugün reformist olan Müslümanlar var, radikal Müslümanlar var ve cihadist Müslümanlar var. Mesela ben Cihad kelimesinin kullanılmasından hoşlanmıyorum. Bu kelimeyi şiddetle aynı anlamda kullanan Müslümanlar var ve ben buna karşıyım. Örnek olarak şiddeti kullanmak istediklerinde bu kelimeyi istismar ederek kullanıyorlar. Ben buna karşıyım. Bu gruplar Kur'anı kendi grupları tekelinde görerek kendilerine göre yorumluyorlar. Her biri, 'bizim tanımlamamız doğru' diyor. Aslında bu süreçte biz Müslümanlar değişim içinde eleştirmemiz, tartışmamız lazım. Bir şeyi değiştirmek istiyorsak önce kendimizden başlamamız gerek. 2011'de Danimarka'da milletvekili adayıydım ve geleneksel düşünen radikal Müslümanlardan çok tepki aldım. Din ve devlet işleri ayrılsın dediğim için hicap giymediğim ve örtülü olmadığım için çok eleştiri aldım şeklinde konuştu.

LAİKLİK YANLIŞ ALGILANIYOR

Avrupa'da özelikle Danimarka ve Fransa'da İslam'a karşı yapılan uygulamalardan rahatsızlığını ifade eden Khankan, Avrupa her zaman laikliği kendisine göre yorumladı. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması şeklinde tanımlanan laiklik yanlış tanıtılıyor. Din ve devlet ilişkileri birbirinden ayrılsın deniliyor. Ancak diyalog diyorsak bugün bu diyaloğun din ve devlet ilişkilerinde de olması gerekiyor. Dindar olan, dini vasıflarını yerine getiren biri aynı zamanda laik olabilir. Benim gibi hem Müslüman, hem laik biriyim. Din ve devlet işlerinin bir birine karışması tehlikeli değil. Siyaset, dini argümanları dışlamamalı. Müslümanları entegre etmek istiyorsa AB, onlara kulak vermeli, dini söylemlere izin vermeli. Bunu yapmadığı takdirde tehlikeli olur. Siyasi İslam AB'yi tehdit olarak algılıyor. AB de Siyasal İslam'ı tehdit olarak algılıyor. Ama Arap Baharı ile bu algının da önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Mesela Danimarka'dan 2 Müslüman parlamenter meclise Müslüman olarak girdi ama açıkça Müslüman olduklarını söyleyemiyorlar. Söylediklerinde ötekileştiriliyorlar diye konuştu.

AB, TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNDEN KORKUYOR

Toplantının müzakereler kısmında konuşan AK Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ'ın, Hrıistiyan Kulübü görünümünden kurtulması için AB'nin Türkiye'yi üye yapması gerekir sözüne cevap veren Lüksemburg Danıştay Üyesi ve Fahri Kültür Bakanı olanı Erna Hennicot, AB'nin Hıristiyan Kulübü olarak algılanması yanlış, çünkü bugün Avrupa'yı yöneten siyasilerin hepsi Hıristiyan değil. AB'deki kamuoyu Türkiye'den korkuyor ve bu ülkenin üye olacağı söylentisine karşı tedirginlik yaşıyor. Kültürel diyalog zordur, diyalogda birinin diğerini dinleme zorunluluğu var ama ne yazık ki birbirimizi dinleyemiyoruz. Aslında kimsenin bir diğerine de pek ihtiyacı yok. Ne AB'nin Türkiye'ye, nede Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var. Ama birbirimize karşılıklı bir bağımlılığımız var. Bu bağımlılık konusuna dünyada aynı geminin yolcusu olarak yaklaşmamız lazım. AB kurulduğunda bir ekonomik birlik olarak kuruldu. ve politikası o şekilde halen devam ediyor ifadelerini kullandı.

Erna Hennicot, oturum Başkanı Afif Demirkıran'a yaptığı göndermede, Siz Avrupa'nın bir çok ülkesini gezdiğinizi söylüyorsunuz. Ben de Lüksemburg'dan geldim ve Avrupa'nın Adalet Divanı burada. Mesela bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum. Türkiye'nin önde gelen isimleri bugün düşüncelerini söyledikleri için içeride. Bir piyanist bir tweeter hesabından bir tweet attı diye hakkında dava açıldı ve yurtdışına gitmek zorunda bırakıldı. Burada bu anlamdaki sorunlar çok ve bu örnekler artırılabilir dedi.