Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 77. yılı - Görmez (2) -

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Vaiz, milletin mazisini, halini bilmeli, cemaati istikbale hazırlamalı. Milletin mazisini, halini bilen ve cemaati istikbale hazırlayacak her münevveri, camii kürsüsüne davet ediyorum merhum Akif'i andığımız mübarek cuma gününde" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca, istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 77. yılı nedeniyle Tacettin Dergahın'da mevlidi şerif okutuldu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, burada yaptığı konuşmasında, bazı insanların sadece yaşadıkları çağda değil, kendisinden sonra gelecek insanlara da haklarının geçtiğini, Akif'in de bu isimlerden birisi olduğunu belirtti.

Akif'in, kıyamet sabahına kadar bu topraklarda yaşayacak her insanın hamuruna mayasını katarak gittiğini vurgulayan Görmez, "O sadece bir istiklal şairi değil, o bir islam şairi, o bir iman şairi, o bir tevhid şairi o bir cami şairi aynı zamanda. Gelecek nesillerde emeği olan büyük bir şair ve o büyük şair ilhamını Kur'an'dan aldı. Sadece masasında oturup şiir yazmadı, aynı zamanda cami kürsülerinden seslendi. Fatih Camisi'nin kürsüsünde, Süleymaniye'nin, Bayezit'in ve hatta Anadolu'da hemen hemen her ilin büyük camisinin kürsüsünde biz onu gördük" diye konuştu.

Akif'in başlattığı bu geleneğin sürdürülmesini dilediğini anlatan Görmez, şunları söyledi:

"Keşke sadece cami kürsülerini, sadece camiye hayatını adamış din gönüllülerine değil, bu ülkenin bütün münevverleri, bütün şairleri, yazarları, alimleri gelse bana müracaat etse 'ben kendi ilimde bir camide halkımıza fikirlerimi, düşüncelerimi paylaşmak istiyorum' diyebilse ama bir şartla. Nedir o şart? Akif'in koyduğu şartlara riayet etmek şartıyla. Şunu ifade edeyim: Akif'in bir vaiz için çizdiği profili, koştuğu şartları eğer ben Diyanet İşleri Başkanı olarak arasam kürsülerde vaiz bulmakta zorluk çekerim."

Nurettin Topçu'nun, Mehmet Akif Ersoy'u başlı başına bir mektep olarak tarif ettiğine dikkati çeken Görmez, Akif'in, camileri, "milletin düşüncelerini aydınlatmak için muhteşem mekanlar" olarak tanımladığını ancak bu vazifenin hala hakkıyla deruhte edilemediğini dile getirdi.

-"Aykırı fikirleri devirecek kudreti kendilerinde görmeyenler kürsüye çıkmasınlar"

Akif'in, vaiz için bir şart daha koştuğuna değinen Görmez, "Vaiz, milletin mazisini, halini bilmeli, cemaati istikbale hazırlamalı. Milletin mazisini, halini bilen ve cemaati istikbale hazırlayacak her münevveri camii kürsüsüne davet ediyorum merhum Akif'i andığımız mübarek cuma gününde" dedi.

Görmez, Akif'in muhteşem bir hafız olduğuna işaret ederek, "Hafız olma şartını koşmuyorum bu ülkenin münevverlerine şu kürsüye çıkmaya davet ederken ama Kur'an'a vakıf olma şartını koşmak zorundayım. Kur'an'dan haberdar olacak" ifadesini kullandı.

Akif'in vaazlarında ve şiirlerinde üzerinde en çok durduğu, mücalede ettiği hususların dinsizlik başta olmak, kaba sofuluk, yobazlık, riyakarlık ve taassub olduğunu ifade eden Görmez, İstiklal Marşı'nda, Kur'an-ı Kerim'den ve İslam medeniyetinden ilhamlar bulunduğunu söyledi.

Görmez, Akif'in vaizlerle ilgili, "aykırı fikirleri devirecek kudreti kendilerinde görmeyenler kürsüye çıkmasınlar" dediğini belirterek, "Yani öyle bir anlatıyor ki şimdi Diyanet İşleri Başkanı kürsüye çıkmaktan korkacak öyle tarif ediyor. İki, 'doğru yolu bulmak için çaba, gayret içinde olmayanlar, irşat mevkine çıkıp insanları saptırmaya kalkışmamalı' demiş. Vaizlik, naasiplik, mürşitlik gayet müşkil vazifelerdendir. Bu şartlara uyacak bütün ulemayı, akademisyenleri, yazarları, çizerleri kürsüye davet ediyorum tekrar" diye konuştu.

-"Sakın birbirinize girmeyin ki maneviyatınız sarsılmasn"

Görmez, Mehmet Akif Ersoy'un "hala mı boğuşmak" vaazında yer alan şiirlerden dizeler okuyarak, şöyle devam etti:

"Sanki dün akşam yazmış, okuduğunuzda bugünkü halimizi tasvir ediyor. Orada 'sakın birbirinize girmeyin ki maneviyatınız sarsılmasın ve devletiniz yıkılmasın' ayetini tefsir eder, bu ayeti pek çok şiirinde ilham kaynağı olarak kullanır. Cenab'ı Hak Akifimize rahmet eylesin ve onun o iman mektebi olarak tasvir edilen bu büyük insanı bize unutturmasın, gelecek kuşaklarımız içinde nice Akifler çıksın, nice iman, İslam şairlerimiz tevhid, medeniyet, camii, kürsü şairlerimiz olsun ki medeniyetimiz ilelebet baki olsun, devam etsin."

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez daha sonra cami cemaatiyle namazını kıldı. Genç Memur-Sen'in, Mehmet Akif Ersoy anısına hazırladığı anı defterine duygu ve düşüncelerini yazan Görmez, burada bir gazetecinin, Kadıköy İskele Camisi'nin elektronik panosuna yazıldığı öne sürülen bir sözle ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine, şunları söyledi:

"Cami duvarlarına ışıklı panolar asmak gibi bir uygulamamız yoktur. O tamamen bireysel bir uygulamadır. İkincisi Diyanet işleri Başkanlığı, Başkanı, Türkiye'de vatanı birlikte paylaştığımız, vatandaşlık bağlarıyla birbirimize bağlı olduğumuz inancı, düşüncesi ne olursa olsun herhangi bir insana veya topluluğa karşı ayrımcılık yapılmasına izin vermez. Kaldı ki Kur'an-ı Kerim'deki o ayetin tercümesi yanlıştır. İnşallah bütün meal yazanlar onu düzeltirler. Veli edinmek, dost edinmek değil, veli edinmek velayet, egemenliğini kabul etmek demektir. Elbette müminlerin başka inançlara mensup insanların velayetini kabul etmemesi en tabi şeydir."

-"Türkiye bir hukuk devletidir"

Tacettin Camii'nde cuma namazını kılan Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da cami çıkışında vatandaşlarla sohbet etti. Kılıç, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, "Doğumunun 140. yılında milyonlarca genç, bir vatan şairinin arkasından gitmeyi ve Fatihalarla onu yad etmeyi görev olarak addediyorsa, Akif'in bütün hayalleri gerçekleşmiş demektir. Allah devlete ve millete yönelik hayali olan herkese, hepimize hayallerinin gerçekleştiğini görme imkanını lütfetsin" dedi.

Kılıç, "operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna ise "Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devleti içinde her şey yerli yerini bulacaktır. Buna inanıyorum" şeklinde cevap verdi.

Öte yandan Türkiye Yazarlar Birliği de Tacettin Dergahı'nın bahçesinde bir tören düzenleyerek Mehmet Akif'i andı.