"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran, meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.
Yargıtay konferans salonundaki duruşmada heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk başkanlık etti.
Verilen öğle arasının ardından duruşma sanık savunmalarıyla sürdü.
Başkan Şentürk, sanıklara söz vermeden önce, duruşmaya yarın devam edileceğini ancak cuma günü duruşma yapılmayacağını duyurdu. Şentürk, savunmaların bu iki gün içinde tamamlanmaması halinde duruşmaya Kurban Bayramı'ndan sonra devam edileceğini bildirdi.
Daha sonra savunmasını sürdürmesi için söz verilen sanık Özçelik, Türk milleti adına, hukuka ve vicdana uygun olarak verdiği önceki kararlarında olduğu gibi bu davaya konu kararının da arkasında olduğunu söyledi.
Verdiği kararın yanlış olduğunu düşünenler tarafından yapılacak itiraz yolunun belli olduğunu ancak bu yolun kullanılmadığını ifade eden Özçelik, kararının hala geçerli olduğunu ileri sürdü.
Aleyhine delil bulunmadığını savunan Özçelik, adı ne olursa olsun hiçbir grubun, oluşumun, cemaatin içinde yer almadığını iddia etti.
Kendisinin de çocuklarının da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in güdümündeki okullarda, dershanelerde okumadığını, yurtlarda kalmadığını anlatan Özçelik, onlardan burs almadığını, hiçbir grupla ilişkilendirilmemek için özel hayatına dikkat ettiğini kaydetti.
Hakkındaki suçlamalara değinen Özçelik, bu örgüte üye kişilerle doğrudan irtibatının kurulamadığını, sosyal hayatı çerçevesinde görüştüğü bazı kişilerin irtibatları nedeniyle kendisinin suçlandığını savundu.
"Sulh ceza hakimlikleri yetkilidir, siz bakamazsınız"
Verdiği karara değinen Özçelik, fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği iddia edilen şüphelilerle karardan önce herhangi bir görüşmesinin bulunmadığını söyledi.
Sulh ceza hakimleriyle ilgili hakimin reddi talepli dilekçelerin avukatlar tarafından 20 Nisan 2015 Pazartesi günü verildiğini, dilekçeleri nöbetinde aldığını belirten Özçelik, bunları o gün kaleme göndermediğini, ertesi gün duruşmalar olduğu için mesai sonrasında çalışmaya başladığını anlattı.
Katibinin kendisine "Bunlara biz mi bakacağız?" dediğini aktaran Özçelik, kendisinin de "İnceleyeceğiz, bakıp bakmayacağımıza karar vereceğiz." karşılığını verdiğini ifade etti.
O gün dilekçelerin UYAP'a kaydedildiğini dile getiren Özçelik, çarşamba günü ise 7 ayrı savcıdan soruşturma dosyasını istediğini, 10 ayrı sulh ceza hakimliğine görüş için yazı yazdığını, gelen cevabi yazılarda "Bu konularda sulh ceza hakimlikleri yetkilidir, siz bakamazsınız." ifadesinin kullanıldığını aktardı.
Bir karar vermesi gerektiği için o gün talepler kısmından kararı oluşturmaya başladığını belirten Özçelik, katibinin mesaiden sonra izin isteyip gittiğini, bu nedenle katibinin de nöbetçi olduğu 23 Nisan'da çalışmaya devam ettiklerini kaydetti. Metin Özçelik, 24 Nisan'da gerekçeli kararın yazımı mesaiden önce bitmesine rağmen saat 17.15'te UYAP'tan onaylandığını aktardı.
Özçelik, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun İlhan Cihaner hakkında yapılan yargılamadaki gerekçesine dayanarak, karar vermeye hukuken engel bulunmadığı kanaatinde olduğu için değerlendirme yaptığını ve bu kararı verdiğini söyledi.
Avukatlarca verilen dilekçelerin 10 ayrı hakimle ilgili olmasına karşın, içeriklerinin aynı olması nedeniyle bunları birleştirip tek numarayla karar verdiğini ifade eden Özçelik, hukuki irtibat nedeniyle birleştirip karar vermesinin doğal olduğunu ileri sürdü.
Özçelik, hakimin reddi taleplerinin kabul edildiği takdirde yeni görevlendirilecek hakimin nöbetçi hakim mi, asliye ceza hakimi mi, hukuk hakimi mi olacağıyla ilgili en ufak bir içtihat bulunmadığını, bir şaibe olmaması için nöbetçi hakimi görevlendirdiğini savundu.
Duruşma, sanık Özçelik'in savunmasıyla yarın devam edecek.
Son Dakika › Güncel › Meslekten İhraç Edilen Hakimler Yargılanıyor - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?