MHP'nin Politikaları Kürt Kökenli Vatandaşlarımızın..." - Son Dakika
Güncel

MHP'nin Politikaları Kürt Kökenli Vatandaşlarımızın..."

MHP\'nin Politikaları Kürt Kökenli Vatandaşlarımızın..."

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "MHP'nin politikaları, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü açısından bir sigorta olduğu kadar hayat sürdüğümüz coğrafyada bin yıllık kardeşliğin yaşaması ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın varlığı açısından da bir garanti, bir senet hükmündedir" dedi.

11.04.2017 15:41

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "MHP'nin politikaları, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü açısından bir sigorta olduğu kadar hayat sürdüğümüz coğrafyada bin yıllık kardeşliğin yaşaması ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın varlığı açısından da bir garanti, bir senet hükmündedir" dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, "Birtakım MHP aleyhtarları ve kripto FETÖ'cüler" başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, referandum süreci sona doğru yaklaşırken siyaset borsasında bütün oyunların MHP üzerinden kurulduğunu, bütün hesapların MHP üzerinden yapıldığını belirterek, "16 Nisan'da ortaya çıkacak muhtemel bir olumsuz sonucu şimdiden MHP'ye fatura etmek isteyenlerle, MHP'nin elde edeceği karı en aza indirmeye ve beklenti satın almaya çalışan politika 'broker'ları piyasada iş başındadır. Bunlar çoğunlukla AKP çevrelerinde kafaları bulandırmaya çalışan geleneksel MHP muarızı birtakım çıkarcılar ve aralarındaki kripto FETÖ'cülerdir. Kamuoyu araştırma şirketi adı altında algı yönetimi hizmeti veren bazı kuruluşlar tarafından da desteklenen bu politika simsarları, MHP'nin milletimizin geleceğine yönelik 'evet' yatırımından elde edeceği yüksek kara göz dikmişlerdir. Söz konusu çıkar çevreleri MHP hakkında öteden beri yenemedikleri, engel olamadıkları önyargılarını şüphe uyandırıcı söylemlerle kamuoyuna yansıtmakta, referandum için 'evet' kampanyasının MHP ile birlikte yapılmasını AKP açısından handikap olarak göstermeye çalışmaktadır" ifadelerini kullandı.

"HEDEF, MHP'NİN KAZANCINI YOK ETMEK VE ORTAYA ÇIKACAK SONUÇTAN İKTİDARI KARLI VEYA EN AZ ZARARLA ÇIKARMAKTIR"

Yalçın, açıklamasında şunları kaydetti:

"Bu çevrelerin anayasa değişikliği konusundaki MHP-AKP mutabakatını Kürt kökenli seçmenin oylarını 'evet' istikametine yöneltmek açısından mahzurlu gösterme çabaları, bir taşla iki kuş vurmayı amaçlamaktadır. Birincisi, MHP'nin kazançlarını ve milletimize kazandırdıklarını silmek; ikincisi ise 16 Nisan'ın muhtemel başarısını sadece iktidara mal etmek. Referandumda 'evet' çıkarsa ve Kürt kökenli seçmenlerimizde de referandum için 'evet' yönünde bir temayül ağır basar ise bu MHP'nin performans hanesine kaydedilmeyecek, eğer 16 Nisan'da bir yol kazası olur ve 'hayır' oyları fazla çıkarsa bunun faturası MHP'ye ödetilecektir. Yani her iki şekilde de hedef MHP'nin kazancını yok etmek ve ortaya çıkacak sonuçtan iktidarı karlı veya en az zararla çıkarmaktır. Ancak politika borsasında şark kurnazlığı yapan bu çıkarcı 'broker'ların hesaplayamadığı veya belki de bazılarının özellikle satın aldığı beklentilerin, sosyal barışın dinamikleri açısından riskleri ve maliyeti yüksektir. MHP'yi saf dışı etmeye matuf kötü maksatlı ve sorumsuzca çabalar; 15 Temmuz ve sonrasındaki milli mutabakatın ürünü olan Yenikapı ruhunu baltalamaktan, bin yıllık birikimin neticesinde vücut bulan toplumsal barış ve kardeşlik atmosferini dinamitlemekten öteye geçmeyecektir."

"KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZ İÇİN TEHDİT; MHP DEĞİL, HDP- PKK'DIR"

"MHP'nin anayasa değişikliği konusunda AKP ile birlikte hareket etmesinden ve referandum için iki partinin ortak bir dil kullanmasından Kürt kökenli seçmenin rahatsız olacağına dair öngörü ve iddialar tamamen hilafı hakikattir" diyen Yalçın, "MHP'den olsa olsa HDP teşkilatı ve PKK'lılar rahatsız olur. Kürt kökenli vatandaşlarımız için tehdit; MHP değil, HDP-PKK'dır. 1 Kasım seçimlerinden sonraki süreçte özellikle doğu ve güneydoğu halkı PKK terörünün ülkeyi nereye getirdiğini görmüştür. Halk artık terörden bıkmıştır, huzur istemektedir. Vatandaşlarımız, teröristi de onun siyasi temsilcisini de istememektedir. Üstelik sözde 'barış süreci' ütopyası artık gerilerde kalmış; AKP'nin PKK hakkındaki Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü noktasındaki proje ve söylemleri de değişmiştir. Öte yandan yapılan objektif kamuoyu yoklamaları, Kürt kökenli seçmenin büyük kısmının referandumdaki temayülünün 'evet' yönünde olduğunu ortaya koymaktadır. MHP'yi Kürt kökenli vatandaşlarımızın eğilimini değiştiren olumsuz bir etken olarak gösterme gayreti sosyolojik realiteye, Türkiye'nin gerçeklerine aykırıdır. MHP'nin politikaları, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü açısından bir sigorta olduğu kadar hayat sürdüğümüz coğrafyada bin yıllık kardeşliğin yaşaması ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın varlığı açısından da bir garanti, bir senet hükmündedir. Adana, Mersin ve Osmaniye gibi MHP'nin güçlü olduğu ve bununla beraber Kürt kökenli vatandaşlarımızın da kalabalık ama bütün içinde etle tırnak misali kaynaşmış şekilde yaşadığı illerde bütün mehabetiyle yaşayan toplumsal barış, MHP'ye yönelik haksız değerlendirme ve tahlilleri çöpe atmaktadır. Söz konusu illerdeki sağlam toplumsal doku, MHP'nin dinamikleri bin yılda teşekkül eden sarsılmaz sosyal barışın en titiz, en müteyakkız bekçisi ve muhafızı olduğunun delilidir" değerlendirmesinde bulundu.

"MHP, PKK'NIN KARDEŞ KAVGASI ÇIKARARAK AYRIŞMA PLANLARINI BOZMAYI HEDEFLEMİŞTİR"

Güneydoğuda MHP teşkilatlarının istenen ölçüde faaliyet göstermemesinin ise Kürt kökenli vatandaşların tutumundan değil, bölücü terör örgütünün tahrik ve saldırıları yüzünden olduğunu kaydeden Yalçın, "MHP, bölgedeki bazı kritik il ve ilçelerde uyguladığı politikayla PKK'nın kardeş kavgası çıkararak ayrışma planlarını bozmayı hedeflemiştir. Partimizin bu dikkat ve hassasiyetinin ucuz çıkarlar için kullanılmasının hiçbir somut politik getirisi olmayacağı gibi bu hırsıza yol göstermekten başka işe yaramayacaktır. Anayasa değişikliği sürecindeki misyonu göz ardı edilerek kapalı kapılar ardında ve gizli gündemlerle MHP'yi zarara uğratma hesapları yapılması, sözde 'Kürt karşıtlığı ve tek adam rejiminde AKP ile MHP'nin anlaştığı' iddialarını ortaya atanların ekmeğine de yağ sürecektir. Politik mücadelede yanlı davranmak bir yere kadar onaylanıp hoş görülebilir. Ancak bu objektif yaklaşımı, haklının hakkını teslim etme gereğini ortadan kaldırmamalıdır. MHP, geçtiğimiz Ekim ayında Genel Başkanımız Devlet Bahçeli tarafından startı verilen anayasa değişikliği sürecinde başat fakat aynı zamanda yapıcı bir rol üstlenmiş, Türkiye'nin kanayan yarasına ilaç olacak çözümleri siyaset reçetesi olarak yazmıştır" açıklamasında bulundu.

"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ İLGİLENDİREN BİR HUSUSTUR"

Yalçın, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

"MHP'nin aksayan, topallayan devlet yönetimine ortopedik bir hal çaresi bulunması, 15 Temmuz'dan sonra giderek büyüyen sistem yarasına dikiş atılması için yazdığı mümkün olan en sıhhatli formül, AKP iktidarı tarafından kabul görmüştür. O günlerden bugüne kadar mesele enine boyuna tartışılmış, AKP-MHP ortak çalışmasıyla ortaya çıkan nihai tedavi yöntemi, TBMM gündeminde yasalaştıktan sonra geriye ameliyatın başlaması kalmıştır. Hastalıklı sistemi ameliyat masasına yatırmak için de son kararı verecek olan millettir. Çünkü Türk milleti devletin asıl sahibi, onu yönetenlerse hadimidir. Anayasa değişikliği meselesi Türkiye'de yazarlar, akademisyenler, basın mensupları ve siyasetçilerden oluşan aydın takımının tartışmalarında da asıl mecrasından çıkarılmakta, siyasetin sınırlarına hapsedilmektedir. Anayasa değişikliği süreci; her ne kadar Türkiye'de yönetim krizini ortadan kaldırmak üzere siyaset düzleminde üretilen çözümün hukuki boyutlarının belirlendiği bir süreçse de geniş anlamda siyasetler, disiplinler ve kurumlar üstü bir muhtevaya sahiptir. Bu konunun herhangi bir siyasi partinin herhangi bir çıkar grubunun uzak veya yakın hedefleri açısından tartışılması tespitte hatalara yol açacak, bu sebeple kamuoyunda istenen beklenti oluşmayacaktır. Mesele, milletimizin menfaatleri ve devletimizin geleceği açısından bütünsel olarak ele alınmalı; bunun hukuki, sosyal, kültürel, ekonomik ve güvenlik boyutları da birlikte değerlendirilmelidir. Anayasa değişikliği AKP veya MHP'nin değil; doğrudan milletimizin mukadderatını, devletimizin bekasını, birlik ve bütünlüğümüzü ilgilendiren bir husustur. Bu konuda MHP'den daha hassas parti bulunmadığına göre partimiz aleyhindeki analizlerin isabetsizliği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Meseleye buradan bakınca MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin neden ortaya anayasa değişikliği ve yeni bir yönetim modeli tartışması attığı daha iyi anlaşılacaktır."

Uzaktaki bir manzaraya yakını gösteren hipermetrop gözlüğüyle bakılamayacağı gibi Türkiye'nin güçlü bir hükümet sistemine geçmesi yolunda MHP'nin oynadığı yapıcı rolün de sadece siyasi dinamikler ve hesapların penceresinden görülemeyeceğini vurgulayan Yalçın, "Ayrıca her seçimin, her referandumun kendi dinamiği vardır. Anayasa değişikliği süreci ve 16 Nisan'ın muhtemel sonuçları da kendi şartlarında ve objektif olarak değerlendirilmeli, Sezar'ın hakkı Sezar'a, MHP'nin hakkı da MHP'ye teslim edilmelidir. Millet, iradesine ipotek koymaya çalışanlara 16 Nisan'da zaten gereken cevabı verecek, küçük pozisyonlar peşinde koşanların eline büyük resmi tutuşturacaktır" dedi.

(İHA)

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel MHP'nin Politikaları Kürt Kökenli Vatandaşlarımızın...' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement