On Klinik Genel Cerrahi 'de Kadın Eli

1992 yılında Hacette Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Op. Dr. Ayşegül Ener, Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi 1. Cerrahi Kliniğinde Genel Cerrahi ihtisasını tamamladıktan sonra İstanbul'da çeşitli özel sağlık kuruluşlarında çalıştı.

Genel Cerrahi Uzm. Op. Dr. Ayşegül Ener, Uluslararası On Klinik' de "Proktoloji" alanında "Anal Bölge Rahatsızlıklarının Ameliyatsız Tedavisi" ve "Meme Cerrahisi" alanında "meme muayenesi, meme kanseri tanı, tedavisi" konusunda hizmet sunuyor.

HEMOROİD KANSERE DÖNÜŞÜR MÜ?

Genel Cerrahinin Proktoloji Alanında çalışmalarını yürüten Op. Dr. Ayşegül Ener, Anal bölgede görülen hastalıklar ve hemoroidin ameliyatsız tedavisi konusunda şu bilgileri paylaştı;

"Anal bölgede hemoroit, fistül, fissür, siğil gibi bir çok farklı hastalık görülmektedir. Bu bölge hastalıkları benzer şikayetlere yol açabildiği için kesin teşhis ancak uzman bir hekim tarafından gerçekleştirilecek rektosigmoidoskopik muayene ile konulabilinir. Rektosigmoidoskopik muayene kalın bağırsağın son 15 – 20 cm' sinin görüntüleme sistemli özel bir aletle incelenmesidir. Rektosigmoidoskopik muayene ile kesin teşhiste bulunup, tedavi planını çizdiğimiz gibi kalın bağırsaktaki mevcut ya da olası bir kanseri de teşhis edebiliyoruz. Halk arasında hemoroidin kansere dönüştüğü gibi yaygın ve yanlış bir kanaat var. Oysa ki hemoroit kansere dönüşmez.

Kolerektal yani kalın bağırsak kanseri ile hemoroidin bazı belirtileri benzemektedir. Ne yazık ki günümüzde hala kulaktan duyma bilgilerle ya da çağımızın getirisi internet üzerinden yapılan araştırmalarla hastalar kendi kendilerine teşhis koymaya çalışabiliyor. Hastalar kendilerini hemoroit hastası olarak nitelendirerek utanma, korkma, umursamama gibi nedenlerle uzman hekim muayenesinden kaçınabiliyor. Bazı vakalarda da hemoroit hastalığı ile birlikte kanser hastalığı bir arada eş zamanlı görülmekte, hastalar şikayetlerinin mevcut hemoroit hastalığından kaynaklı olduğu düşüncesiyle muayeneden uzak durdukları sürece ne yazık ki kanserin teşhisini ve tedavisini geciktirmektedir."

HEMOROİDİN AMELİYATSIZ TEDAVİSİ MÜMKÜN

Uluslararası On Klinik Genel Cerrahi Uzm. Op. Dr. Ayşegül Ener, hemoroidin ameliyatsız olarak, yatarak nekahat dönemi gerektirmeyen tedavisinin mümkün olduğunu açıkladı;

"Hemoroit halk arasındaki bilinen ismiyle "basur" kadın – erkek her 3 kişiden birinde görülüyor. Kanama, ağrı, oturmada zorluk gibi şikayetlere yol açan hemoroit, hastalarının yaşam kalitesini düşürüyor. Hemoroidin 4. Dereceye kadar olan vakalarda ameliyatsız olarak tedavisi mümkün. Bu tedavi metodu nekahat dönemi yani yatarak dinleme gerektirmediği gibi 10 dakika gibi kısa bir süre içerisinde uygulanabiliniyor. Hemoroidin ameliyatsız tedavisinde bandligasyon başta olmak üzere infrared, surgitron, skleroterapi yöntemlerini uyguluyoruz."

KADINLAR DİKKAT!

Proktoloji alanında sadece hemoroit hastalığının tedavisi konusunda değil fistül, fissür, siğil gibi anal bölgede görülen çok çeşitli rahatsızlıkların da teşhis ve tedavisini gerçekleştiriyoruz. Fissür ve hemoroid şikayetleri; kadınlarda hormonal değişiklikler, bebeğin karın içi baskısı, kilo alımı, kabızlık gibi nedenlerle hamilelik döneminde artıyor. Hamilelik döneminde fissür ve hemoroidden korunmak için uzman doktorun önerileri ve kontrolü doğrultusunda beslenme alışkanlığına dikkat edilmesini, posalı yiyecekler, bol su ve uygun sıvı gıdalar tüketilmesini öneririm. Yine uzmanların önerileriyle uygun egzersiz ve yürüyüşlerin yapılması da bağırsak aktivetisini düzenlemekte ve kabızlığın önüne geçmekte faydalı olacaktır.

Kadınlarda görülen bir diğer önemli hastalık ise "meme kanseri ". Meme kanseri, akciğer kanserinden sonra dünyada görülme sıklığı en yüksek olan ikinci kanser türüdür. Her 8 kadından biri meme kanserine yakalanma riskini taşıyor. Tıptaki gelişmeler sayesinde erken evrede teşhis edilen meme kanseri vakalarının meme alınmadan tam tedavisi mümkün oluyor. Meme kanserinde de diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken tanı çok önemli. Her kadının ayda bir kere kendi kendini muayene etmesini, 20 yaşından sonra 1-3 yılda bir, 40 yaşından sonra her yıl doktor tarafından klinik meme muayenesi yaptırmasını öneririm."