Orman ve Su İşleri Bakanlığı: 21. Yüzyıl Su, Enerji ve Gıda Güvenliğine Damgasını Vuracak

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi Akca, su, gıda ve enerji güvenliğinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu belirterek, "21. yüzyılın su, enerji ve gıda güvenliğine damgasını vurması beklenmektedir" dedi.

Ana temalarını "Su Güvenliği" "Suyun Hukuki Yönleri" başlıklarının oluşturduğu 3. İstanbul Uluslararası Su Forumu yerli ve yabancı bilim ve devlet adamlarının katılımıyla devam ediyor. Forumun 2. gününde ise "Su-Gıda-Enerji-Ekoloji Etkileşimi Nasıl Sağlanır" başlıklı oturuma Müsteşar Akca katılarak bir konuşma yaptı. Akca panelde yaptığı konuşmada su, gıda ve enerji güvenliğinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu vurgulayarak, "21. yüzyılın su, enerji ve gıda güvenliğine damgasını vurması beklenmektedir" dedi.

-"EKOSİSTEM BİLEŞENİNE YETERLİ ÖNEM VERİLMİYOR"-

"Sanayi devrimi ile birlikte uygulanan sınırsız büyüme modeli, doğal kaynakların azalması, su kaynaklarının kirlenmesi, artan tüketim baskısı, suyun zaman ve mekândaki eşit olmayan dağılımı, iklim değişikliği ve arazi kullanımındaki değişiklikler neticesi su, gıda ve enerji ilişkisinin daha çok önem kazanması, su yönetimini dünya çapında uluslararası gündemin ön sıralarına taşımıştır" diyen Müsteşar Akca şunları kaydetti:

"Hâlihazırda, su, gıda ve enerji politikaları bütüncül olmayan yaklaşımlarla, birbirinden ayrı olarak geliştirilmekte, bunun sonucunda da kalıcı çözümler elde edilmesi güçleşmektedir. Benzer şekilde, su-gıda-enerji bütünlüğünü tamamlayan ekosistem bileşenine de yeterli önem verilememektedir. Sürdürülebilir kalkınmanın gereği olan ekolojik güvenlik, su-gıda-enerji etkileşiminin dördüncü bileşeni olarak kabul edilmelidir."

Dünyanın bazı bölgelerinde suyun sosyal ve ekonomik gelişmedeki sınırlayıcı etkisinin artmasının halen yaşanan problemleri bir üst boyuta taşıdığını belirten Akca, "Bu durum gelecekte suyun ulusal ve uluslararası kullanım politikalarını bugünkünden daha ön plana çıkartacaktır. Ülkemizin de bu konuda daha kapsamlı çalışmalara ihtiyacı bulunmaktadır" dedi.

-"DÜNYA NÜFUSUNUN BÜYÜK BİR KISMI RİSK ALTINDA"-

Temiz hava ve temiz su gibi önem verilen ekosistem hizmetlerinin çoğunun maddi bir karşılığı bulunmadığını vurgulayan Müsteşar Akca, "Bununla birlikte, ekosistem hizmetlerini ticarete, topluma ve hükümet kararlarına dâhil ederek geleneksel koruma yöntemlerinin değiştirilmesini amaçlayan çalışmalar dünyada süregelmektedir. Dünyadaki refah dengesinin kurulabilmesi açısından da bu çalışmaların önemi çok büyüktür. Çünkü dünya nüfusunun önemli bir kısmı su, gıda ve enerji güvenliğinin büyük risk altında olduğu bir çevrede yaşamaktadır. Bu riskler sistemseldir ve en yüksek jeopolitik seviyelerde de aynı şekilde hissedilmektedir" dedi.

-"BÜTÜNCÜL YÖNETİM YAKLAŞIMI İLE 25 HAVZADA ÇALIŞIYORUZ"-

Bakanlığının havza bazında bütüncül yönetim yaklaşımı konusundaki çalışmalarını 25 havzada devam ettirdiğini belirten Müsteşar Akca, "Su ve enerji iç içe geçmiş şekilde birbirine bağlıdır. Su; enerjinin üretimi, dağıtımı ve kullanımı için olmazsa olmazdır. Enerji ise, güvenli içme suyunun çıkarımı ve dağıtımında olmazsa olmazdır. Hayatın kaynağı su, elektrik enerjisi üretimi için de önemli bir ekonomik varlıktır. Çeşitli enerji kaynakları içerisinde hidroelektrik enerji santralleri çevre dostu olmaları ve düşük potansiyel risk taşımaları sebebiyle tercih edilmektedir. Hidroelektrik santraller; çevreye uyumlu, temiz, yenilenebilir, yüksek verimli, yakıt gideri olmayan, enerji fiyatlarında sigorta rolü üstlenen, uzun ömürlü, işletme gideri çok düşük olan enerji kaynaklarıdır" diye konuştu.