Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkelerden biri olan Irak'ta yaşanan ekonomik kriz ve istikrarsızlık nedeniyle daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa'ya gitmeye çalışırken bindikleri teknenin Yunanistan açıklarında alabora olması üzerine İyon Denizi'nde kaybolan gençlerin aileleri çocuklarının cenazelerini istiyor.
Aralarında Iraklıların da bulunduğu 23 düzensiz göçmeni taşıyan tekne 11 Ocak'ta İyon Denizi'nde alabora oldu. Faciadan sadece 3 göçmen sağ kurtarılabildi, 5 göçmenin ise cansız bedenine ulaşıldı. Aradan geçen bir aya rağmen 15 göçmene ise hala ulaşılamadı.
İyon Denizi'nden çıkarılan 5 kişinin cenazesi bu ayın başında Irak'a getirilerek defnedilirken, Avrupa yolundayken denizde kaybolan 15 göçmenin ailesi ise evlatlarının akıbetine ilişkin gelecek bir haberi bekliyor.
Yunanistan açıklarında yaşanan göçmen faciasında kaybolan yaşları 23 ile 30 arasında değişen Iraklı Şirvan Ahmed Abdulkadir, Şivan Heme Emin ve Diyar Sabir'in aileleri, AA muhabirine, çocuklarının hikayesini ve onları bu ölüm yolculuğuna götüren nedenleri anlattı.
"Oğlum seyyar satıcıydı"
Alabora olan göçmen teknesinde kaybolan 23 yaşındaki Şirvan Ahmed Abdulkadir'in annesi Emine Fetah, Irak'ta kendisi için bir gelecek göremeyen oğlunun daha iyi bir yaşam umuduyla o tekneye bindiğini söyledi.
Yaşadıkları ekonomik sıkıntılar nedeniyle oğlunun liseyi terk etmek zorunda kaldığını ve hasta babası gibi Süleymaniye'de seyyar satıcılık yaptığını anlatan acılı anne, "Oğlum seyyar satıcılık yapıyordu. Zabıtalar daha önce de birkaç defa aracına el koymuştu. Ancak son seferinde aracını kırdılar ve bu onun için bardağı taşıran son damla oldu." dedi.
Onları bu tehlikeli yolculuğa götüren neden "çaresizlik"
Emine Fetah henüz 23 yaşındaki bir genci böylesi tehlikeli bir yolculuğa sürükleyen nedenlere bakılması gerektiğini belirterek, "Maddi durumumuz çok kötüydü. Babasının rahatsızlığı nedeniyle de evin tüm yükü neredeyse onun omuzlarına binmişti. Oğlum duruma daha fazla dayanamadı ve borç harç para toplayarak Avrupa hayaliyle yola çıktı." diye konuştu.
Irak'tan 25 Eylül 2019'da ayrılan ve yasa dışı yollardan Yunanistan'a giden oğlunun amacının İtalya'ya geçmek olduğunu aktaran Emine Fetah, "Şirvan ile en son kendisini İtalya'ya götüreceğini söylediği tekneye binmeden bir gün önce 10 Ocak'ta konuştum."dedi.
Kaçakçılara 7 bin 700 dolar
Oğlunu Avrupa'ya götüreceklerini söyleyen kaçakçılara ödemek için 7 bin 700 dolar biriktirdiğini kaydeden Emine Fetah, parayı Şirvan'ın İtalya'ya ulaşmasının ardından teslim etme sözü verdiklerini belirtti.
Acılı anne bu tehlikeli yolculuğa oğlunu da herkes gibi çaresizliğin ittiğini vurgulayarak, "Şirvan bir şekilde kaçakçıların ona söylediğine inandı, bizim de tedirgin olmamamız için son konuşmasında teknenin çok sağlam olduğunu ve batmayacağı söyledi." diye konuştu.
Şirvan'ın teyzesi Hatice Fetah ise yeğeninin denizde kaybolmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçtiğini hatırlatarak, "Kapımız her çalındığında Şirvan'dan bir haber mi diyoruz, ablam oğlu geldi diye ümitleniyor. Ölmüşse en azından cenazesinin getirilmesini istiyoruz." dedi.
"Maddi imkansızlıklar, onları böylesi ölümcül bir yola çıkmaya zorladı"
Süleymaniye'de yaşayan Şebvo Reşid de söz konusu göçmen faciasında 24 yaşındaki oğlu Diyar Sabir ile 30 yaşındaki damadı Şivan Heme Emin'in kaybolduğunu söyledi.
Şevbo Reşid ise, "Tamamen ekonomik sıkıntılar nedeniyle Avrupa'ya gitmek istediler. Maddi imkansızlıklar, onları böylesi ölümcül bir yola çıkmaya zorladı." diye konuştu.
Oğlu ve damadıyla o tekneye binmeden sadece birkaç saat önce telefonda görüntülü görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Şebvo Reşid, "Telefonda bize Yunanistan'da olduklarını ve oradan tekneye bineceklerini söylediler. Konuştuğumuz zaman otobüste olduklarını belirttiler. Görüntülü konuştuk. Onları son görüşümüz de bu oldu." dedi.
Damadı Şivan'ın geride 2 çocuk bıraktığını dile getiren gözü yaşlı anne, torunlarına durumu anlatamadıklarını ve onları babalarının uzun bir süre gurbette olacağını söyleyerek avutmaya çalıştıklarını ifade etti.
Şebvo Reşid, "Oğlumun ve damadımın hiç olmazsa cenazelerinin getirilmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Irak'taki ekonomik kriz ve yaşanan çatışmalar
Irak halkı, 2006'da idam edilen ülkenin devrik lideri Saddam Hüseyin'in, 1980'de İran ile girdiği ve 8 yıl süren savaşın ağır bilançosu nedeniyle kötü günler yaşamaya başladı.
Saddam'ın 1991'de Kuveyt'i işgal etmesinin ardından Irak, Birleşmiş Milletler'in ağır ekonomik ambargosuna maruz kaldı. Söz konusu ambargo ABD'nin Irak'ı işgal ettiği 2003'e kadar devam etti. Irak'ta özellikle 1991-2003 yıllarında birçok insan ülkeyi terk ederek Avrupa'ya göç etmek zorunda kaldı.
Irak, ABD'nin işgalinden sonra ambargodan kurtulsa da bu sefer büyük bir mezhep ve iç çatışmanın içine girdi. Ülke, 2003 sonrası zengin petrol rezervleri vesilesiyle ciddi bir gelir elde etse de yolsuzluk nedeniyle temel altyapı ve işsizlik sorununa çare bulamadı.
Irak halkı, yolsuzluk nedeniyle petrol gelirinden yeterince pay alamıyor
Aylık 100 milyon varilin üzerinde ham petrol ihraç eden ve yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip Irak'ta halk, artık kangren haline gelen yolsuzluk nedeniyle bu gelirden yeterince pay alamıyor. Irak, Dünya Şeffaflık Örgütü verilerine göre dünyada yolsuzlukta 12. sırada yer alıyor.
Terör örgütü DEAŞ'ın Haziran 2014'te ülke topraklarının üçte birini ele geçirmesi ve bunla eş zamanlı olarak tek gelir kaynağı petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş Irak'ı ekonomik açıdan daha da zor durumda bıraktı.
Irak'ta özellikle 2014 sonrası DEAŞ ve ekonomik kriz nedeniyle yeniden başlayan Avrupa'ya göç dalgası hala devam ediyor.
Son Dakika › Güncel › Petrol zengini Irak'ta aileler Avrupa'ya göç yolunda ölen evlatlarına ağlıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?