Sarıgül, Halk Ozanı Ali Ekber Çiçek'in Anma Törenine Katıldı

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Türkiye'nin hükümetlerin tayin ettiği değil, halkın gönlünde taht kuran akil adamlara ihtiyacı olduğunu söyledi.

Sarıgül, halk ozanı Ali Ekber Çiçek'in ölüm yıldönümü nedeniyle Balıkesir Güre'de Şişli Belediyesi tarafından yaptırılan anıt mezardaki anma törenine katıldı. Güre'ye gelişinde yurttaşların sevgi gösterileriye karşılanan Sarıgül, daha sonra Tahtakuşlar köyüne giderek yedi yıl önce kaybettiğimiz halk ozanı Ali Ekber Çiçek'in mezarında düzenlenen anma törenine katıldı. Tören de, Çiçek'in eşi Günay Çiçek ve kızı Ebru Çiçek ile de bir süre sohbet eden Sarıgül "Ali Ekber Çiçek hükümetlerin tayin ettiği değil, halkın yüreğinde taht kuran bir akil adamdı" dedi. Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Mustafa Sarıgül son dönemde gündemde olan barış süreci ve akil adamlar konusuna da değindi. Anadolu insanının yüzyıllardır barış içinde bir arada yaşadığını vurgulayan Sarıgül, konuşmasında şunları söyledi. "Anadolu'da bir söz vardır, 'Akıllı olan az konuşur çok dinler derler' bizim akıllılar çok konuşup az dinliyor. Halkımıza gidip barışı anlatıyorlar. Soruyorum size halkımız savaşta mı? Anadolu insanı ne zaman birbirine küstü de şimdi barışıyor. Bize barışı sağlıyoruz diyenler dikkat etsin, barış düşmanlarına esir düşmesinler. Barış sözcüleri, insanları birbirine düşman etmesinler yeter, Anadolu insanı yoksul, aş arıyor, iş arıyor, adalet arıyor. Gökyüzüne baktığında savaş uçağı değil, turist taşıyan uçak görmek istiyor. Hastane istiyor, okul istiyor, çocuğunu okutmak istiyor. Bizim hedefimiz bu sorunlara çare olmaktır, sosyal demokrat değerlerdir. Anadolu insanının barışı öğrenmek için aracılara ihtiyacı yok. Biz bu değerleri Hacı Bektaşı Veli'den, Yunus Emre'den, Mevlana'dan öğrendik. Türkiye'nin siyasi partileri şu anda çözümcü değil, sorunun bir parçası. Birleşmiş milletlerin raporuna göre 192 ülke arasında gelişmişlik sırasında 82. sıradayız. Siyasetin bunlara çözüm bulması lazım" dedi. Mustafa Sarıgül daha sonra Tahtakuşlar köyünü ziyaret ederek köylü kadınların pişirdiği pilav ve lokmadan yedi.