Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Türkiye'deki Suriyelilerin uyum sürecinin doğru yönetilmesinin önemine işaret ederek, "Özellikle dil ile kültürel ve yaşam tarzı boyutundaki farklılıkların bu uyum sürecinde kolaylaştırılması noktasında bizim ciddi faaliyetler içinde bulunmamız gerekiyor. Bunları yapıyoruz" dedi.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından yürütülen saha çalışması sonucu hazırlanan "Suriyeli Mültecilerin Türkiye'ye Etkileri ve Suriyeli Mültecilerin Türkiye'ye Ekonomik Etkileri: Sentetik Bir Modelleme" başlıklı raporun açıklandığı çalıştay, AFAD himayesinde gerçekleştirildi.
Oktay, TOBB ETÜ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen çalıştayda, bu tür raporları karar vericiler olarak özellikle teşvik ettiklerini söyledi. Sağlıklı sonuca ulaşmak için veriye dayalı kararlar almak istediklerini ifade eden Oktay, bu çerçevede hazırlanan raporun alacakları kararlarda ve Suriye konusunu yönetmelerinde önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.
Türkiye'de şu an itibarıyla 1 milyon 652 bin Suriyeli'nin bulunduğunu dile getiren Oktay, Türkiye'de 10 ildeki 22 barınma merkezinde 228 bin kişiyi misafir ettiklerini söyledi.
Bu kampların uluslararası barınma merkezlerinin çok üzerinde standartlara sahip olduğunu vurgulayan Oktay, uluslararası camianın, Birleşmiş Milletlerin her kademesinin dile getirdiği gibi "dünyadaki en iyi sistemin kurulduğu bir yapıdan" bahsedildiğini kaydetti.
Oktay, kamplarda 70 bin civarında çocuğun eğitim, yaklaşık 50 bin yetişkinin kurs gördüğünü dile getirdi.
Kampların dışına çıkıldığında ciddi bir problemin olduğunu ifade eden Oktay, "Bunu özellikle ifade ediyoruz ki sadece geçici barınma merkezlerindeki durumlara bakarak Türkiye'deki 1 milyon 652 bin kişinin durumlarının aynı şartlarda olmadığının bütün uluslararası camia tarafından da biliniyor olması lazım" diye konuştu.
Buna rağmen özellikle kamp dışıyla ilgili çalışmalarının ciddi anlamda yoğunlaştığını bildiren Oktay, şöyle devam etti:
"Rapordaki bulgularda özellikle birkaç noktanın altı çiziliyor. Bu problemin kısa vadede bitmeyeceği öngörüsüyle, Türkiye'deki Suriyelilerin yakın zamanda dönüyor olmaması varsayımıyla bir uyum sürecinin söz konusu olduğu ve bu uyum sürecinin ne kadar doğru yönetilirse orta ve uzun vadede bunun gerek Türkiye'ye gerekse Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacılara katkısının son derece faydalı olacağı ki bu hepimizin malumu. Yine bulgular içerisinde bulunan özellikle dil ile kültürel ve yaşam tarzı boyutundaki farklılıkların bu uyum sürecinde kolaylaştırılması noktasında bizim ciddi faaliyetler içinde bulunmamız gerekiyor. Bunları yapıyoruz. Bizim de yoğun olarak çalıştığımız ve yine bulgular içerisinde yer alan özellikle bütüncül bir politikanın uygulamaya konuluyor olması tavsiyesi. Tabii bununla ilgili de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak çok yoğun çalışma var."
-"Sağlık politikasında bir adım öteye geçeceğiz"
Kamplarda olaya sadece beslenme ve barınma hizmeti olarak bakmadıklarını belirten Oktay, kamptaki eğitim, sağlık, güvenlik politikası, meslek edindirme, kültürel faaliyetlerle oluşturulan bütüncül yaklaşımı Türkiye geneline yaymak durumunda olduklarını dile getirdi.
Kamp dışındaki sağlık politikasına değinen Oktay, her Suriyeli sığınmacının, Türk vatandaşının aldığı her türlü hizmete devlet hastanelerinde ücretsiz erişim sağlayabildiğini kaydetti.
Sağlık politikasıyla ilgili bir adım öteye geçeceklerini belirten Oktay, "Sağlık Bakanlığımızla birlikte yürüttüğümüz bir çalışma, provizyon sistemini de getirecek, bir anlamda Türk vatandaşı olarak kendimize uyguladığımız sistemin bir benzerini aslında Suriyeli kardeşlerimize de uyguladığımız bir sistem" diye konuştu.
Suriyelilerin kayıt altına alınması konusunda çok ciddi aşama kaydettiklerini bildiren Oktay, bugün itibarıyla kayıtlı Suriyeli sayısının 1 milyon 500 bini geçtiğini ifade etti. Oktay, bu durumun kamu hizmetleri ve sivil toplum kuruluşlarının sağlayacağı hizmetler ve bütüncül politikanın geliştirilmesi noktasında son derece önemli olduğunu vurguladı.
-"500 binin üzerinde okul çağında Suriyeli var"
Eğitim politikası konusunda da ciddi bir açılım sergilediklerini kaydeden Oktay, ülkede 500 binin üzerinde okul çağında Suriyelinin bulunduğunu dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 70 bin çocuğa barınma merkezlerinde eğitim verildiğini, kamp dışında 75 bin çocuğun sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü eğitim faaliyetlerine katıldığını anlatan Oktay, ayrıca ilk zamanlar pasaportlarıyla gelen ve Türkiye'deki sisteme entegre olan yaklaşık 25 bin öğrenci bulunduğunu bildirdi.
Toplamda 175 bin kadar öğrencinin fiilen eğitim hayatına katılmış durumda olduğunu vurgulayan Oktay, "Bizim özellikle arzu ettiğimiz şey, çocukları sokaklardan çekmek. Çocukları sokaklara emanet etmemek. Başkaları bu çocuklara ulaşmadan biz ulaşmak zorundayız" dedi.
Uluslararası camiadan bu konuda da destek görmediklerini belirten Oktay, "175 bin öğrenci var ama araya baktığınızda yaklaşık 350 binlik bir farktan bahsediyoruz" dedi.
Bu çocukları sokaklara teslim etmemek adına Milli Eğitim Bakanlığıyla başlattıkları çalışmayı 1,5 ay önce hayata geçirdiklerini dile getiren Oktay, e-okul benzeri, "Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi" ile kayıtlarını yaptıran Suriyeli çocukların tamamını eğitim hayatına dahil etmek istediklerini söyledi.
-Çalışma hayatıyla ilgili düzenleme
Çalışma hayatıyla ilgili ciddi sorunlar olduğunu bildiklerini anlatan Oktay, sınır illeri başta olmak üzere kaçak çalışmayla ilgili şikayetler aldıklarını söyledi. Oktay, bununla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yürüttüğü çalışmada sona yaklaşıldığını belirtti. Oktay, burada hem Suriyelileri hem de Türk vatandaşlarını rahatlatacak ortak çözüm bulunmaya çalışıldığını kaydetti.
Uyum sürecinin önemine de değinen Oktay, "Özellikle yaşam tarzı, dil ve kültürel farklılıkların giderek azaltılıyor olması önemli. Süre uzadıkça iki toplum arasındaki tansiyon artmaya başlıyor. Niye? Aynı kaynakları kullanmaya başlıyorsunuz. Her iki tarafın da iyi niyetle hareket etmesine rağmen kültürel ve yaşam tarzlarındaki farklılıklardan, yanlış anlamalardan kaynaklanabilecek sıkıntılar olabiliyor" diye konuştu.
Dil öğretimi, kültürel uyumla ilgili faaliyetlere yönelik çalışmalar yürütüldüğünü belirten Oktay, "Sadece devlet kurum ve kuruluşlarının vermeye çalıştığı hizmetlerle böyle bir sorumluluğun üstesinden gelinemez. Mutlak ve mutlak sivil toplum kuruluşları bu işin içinde olmak zorunda. Bunun da olmazsa olmazı, bütün bu çalışmaların doğru veriye dayalı ve doğru analizlere dayalı ortaya çıkan bulgular çerçevesinde yapılıyor olması" değerlendirmesinde bulundu. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Suriyeli Mültecilerin Türkiye'ye Etkileri Raporu Çalıştayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)