Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçiliğinden, 47 kişinin idamının ardından yapılan açıklamada, "Suudi Arabistan Krallığı'ndaki yargı sistemi bağımsızdır. 47 suçlunun yargılama işlemleri tüm hukuki aşamalardan geçerek yıllarca sürmüştür" denildi.
Büyükelçiliğin yazılı açıklamasında, idam edilen 47 kişinin birçok terör eylemi gerçekleştirerek İslam dininin farzlarını ihlal ettiğini, güvenlik ve istikrarı bozmayı amaçlayarak, menfur eylemler neticesinde birçok masum insanın hayatına kastettiğinin altı çizilerek, "Teröristler hakkında verilen yargı kararları mezhep ayrımcılığı yapılmadan alınmış olup, infaz edilen suçlulardan yalnızca 2'si Şii'dir" ifadelerine yer verildi.
-"Alınan kararlarda mezhep ayrımcılığı yapılmamıştır"
Açıklamada, infazların yapılan terör eylemleri neticesinde alınan kararlarla uygulandığının altı çizilirken, idam edilen 47 kişinin Suudi Arabistan'ın farklı şehirlerinde defalarca kamuya ait kurumlara bombalı saldırı düzenlediği ve sivillerin canına kast ettikleri vurgulandı.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığının 2 Ocak'ta suçluların terör eylemlerini detaylı bir şekilde açıkladığına işaret edilerek, "Suudi Arabistan Krallığı inancı ve milliyeti ne olursa olsun, arkasında kim durursa dursun terörle mücadele ederek, terör sorumlularının adalete teslim edilmesi, kanun ve yasalar doğrultusunda yargılanması hususunda kararlıdır. Teröristler hakkında alınan yargı kararları mezhep ayrımcılığı yapılmadan verilmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.
-"Diplomatik misyonlara saldırı, Viyana Sözleşmesi'ne aykırıdır"
Büyükelçilik açıklamasında Suudi Arabistan Krallığı'nın yargı kararlarını ülkenin yönetim şekli olan İslam Hukuku (Şeriat) çerçevesinde uygulandığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"2 Ocak 2016 tarihinde İranlı vatandaşlar toplanarak, İran polisinin gözü önünde Suudi Arabistan'ın Tahran'daki Büyükelçiliği'ne saldırmış ve içeri girerek Büyükelçilik binasını ateşe vermişlerdir. Suudi Arabistan'ın Meşhed'deki Başkonsolosluğu da saldırıya maruz kalmıştır. Bu durum İran'ın da imzaladığı Viyana Sözleşmesi'nin, 'ülkelerin diplomatik misyonlarının korunması' ile ilgili uluslararası kanun, anlaşmalar ve diplomatik teamülleriyle kesinlikle bağdaşmamaktadır. İran, yapmakta olduğu propaganda aracılığıyla Suudi Arabistan Krallığı'nın itibarını lekelemeye çalışmakta ve Suudi Arabistan'ı mezhep ayrımcılığı yapmakla suçlamaktadır. Suudi Arabistan Krallığı mezhebi ne olursa olsun tüm vatandaşlarına aynı mesafededir. Tüm Suudi vatandaşları eşit haklara sahiptir. Suudi Arabistan Krallığı İslam dininin de emrettiği üzere, bütün komşularıyla saygı ve birbirinin iç işlerine karışmama temeline dayalı dostça ilişkiler geliştirmek istemektedir. İyi komşuluk ilişkilerini bir başka ülkedeki silahlı terörist grupları doğrudan veya dolaylı olarak desteklememe prensibi ile sürdürmeyi hedeflemektedir. Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur"
Suudi Arabistan yönetimi, Suudi vatandaşı Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr'in de aralarında bulunduğu 47 kişinin idam cezasının infaz edildiğini duyurmuş, İran'ın idamlara tepki göstermesinin ardından Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binası göstericilerce ateşe verilmişti. Suudi Arabistan yönetimi de büyükelçilik ve konsolosluk binalarına yönelik saldırıların ardından İran ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini ve İranlı görevlilerin ülkeyi terk etmesi için 48 saat süre tanındığını açıklamıştı.
Son Dakika › Güncel › Suudi Arabistan'daki İdamlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?