TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Açıklaması

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Arazi Bozulumu iş dünyası için çok farklı risklere neden olabilir. Ekonomik, sosyal ve çevresel faktörler yoluyla, doğrudan veya dolaylı etkilerle iş dünyasını etkileyebilir. Hem arz hem de talep yönlü istikrarsızlıklara yol açabilir. Bu da farklı sektörleri etkileme yoluyla tüm ekonomi için riskleri artırır" dedi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP12) Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu kapsamında Ankara İş Dünyası Deklarasyonu kapanış toplantısına katıldı.

Hicarcıklıoğlu yaptığı konuşmada, iş forumunda çölleşmenin ekonomik hayat ve iş dünyası üzerindeki etkilerini, özel sektörün rolünü, uluslararası ve ulusal alanda kurulacak mekanizmalar ve destekleri, arazinin bozulumunun dengelenmesi ve iş dünyasının rolü ve katkısını, iş dünyası için arazinin önemini, kamu özel sektör işbirliği ve teşvik sistemlerini ve çölleşmeyle mücadele alanında bir araç olarak arazi bozulumunun dengelenmesi gibi birçok konuyla iş dünyası penceresinden tartışıldığını ifade etti. Hicarcıklıoğlu, "Eylül ayındaki Birleşmiş Milletler Toplantısında kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası'ndaki sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden birisi de, arazi bozulumunun dengelenmesi olarak belirlendi. Bu hedefle, 2030 yılında arazi bozulumunda dengeli bir dünya hedefleniyor. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD)'ne göre dünyadaki kullanılabilir arazinin yüzde 25'i bozulmakta ve bu da yılda 40 milyar dolar civarında ekonomik kayba yol açmaktadır. Arazi bozulumu hem toplum üzerinde hem de ekonomi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Örneğin İş dünyası için, verimlilikteki azalış ve yüksek maliyetlerden dolayı gelir kaybına yol açtığı gibi, piyasaya giriş risklerini de artırabilmektedir. Bu anlamda global çabalar, toprak bozulumunun durdurulması, bozulmuş ekosistemlerin restore edilmesi, arazi kaynaklarının sürdürülebilir olarak yönetilmesi için kritik önem taşımaktadır. Tüm paydaşların sürece katılımı büyük önem arz etmektedir. Özel sektör ülkelerin arazi bozulumunun dengeli olduğu ekonomilere dönüştürülmesinde kilit rol oynayabilecektir. Deklarasyonumuzun ilk bölümü, sürdürülebilir arazi yönetimim uygulamaları ve bu uygulamaların kullanımına vurgu yapmaktadır: Arazi Bozulumu iş dünyası için çok farklı risklere neden olabilir. Ekonomik, sosyal ve çevresel faktörler yoluyla, doğrudan veya dolaylı etkilerle iş dünyasını etkileyebilir. Hem arz hem de talep yönlü istikrarsızlıklara yol açabilir. Bu da farklı sektörleri etkileme yoluyla tüm ekonomi için riskleri artırır. Yerel, ulusal ve bölgesel düzeyde arazi bozulumunun dengelenmesi hedeflerinin desteklenmesi için, iş dünyası sürdürülebilir arazi yönetim uygulamalarını ve arazi kullanım planlamasını benimsemektedir" diye konuştu.

Sürdürülebilir arazi yönetim uygulamaları arasında, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir orman yönetimi, atıksu yönetimi ve atıkların bertaraf edilmesi gibi uygulamalar yapıldığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Yine iş dünyası, firmalara, insanlara ve doğaya büyük faydalar sağlama kapasitesine sahip, bozulmuş, terk edilmiş toprakları ve aynı zamanda bozulmuş doğal ekosistemleri rehabilite etmekte önemli çalışmalar yapmaktadır. Sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları yoluyla arazi bozulumunun ele alınması, iş dünyası ve diğer paydaşlar için hem arazi varlıklarının tam verimliliğine ulaşmayı mümkün kılacak hem de başka olumlu sonuçlar getirecektir. Öncelikle sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları, verimlilik azalışından ve yüksek maliyetlerden kaynaklanan gelir kaybı konusundaki riskleri minimize edecektir. Maliyetlerin düşmesine, operasyonel verimliliğin iyileşmesine, yeni iş imkanlarının doğmasına yol açacaktır. Ayrıca, sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları, zorunlu göçü önleyerek ve çatışma risklerini azaltma yoluyla iş gücüne ve önemli pazarlara erişimi sağlayacaktır. Arazi verimliliğindeki düşüş hem insanları göçe zorlamakta hem de sosyal çatışmalara ve fakirliğe yol açmaktadır. Bu da iş yapma konusunda riskleri beraberinde getirebilmektedir. Yine, sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları, marka imajındaki olumlu etkisi yoluyla, markanın hem değerinde hem de pazar payında iyileşmeye yol açacaktır. Sosyal sorumluluğun bir parçası olarak, arazi bozulumunun dengelenmesini operasyonel bir hedef olarak belirlemek, aynı zamanda sürdürülebilir ürünler konusundaki artan talebi karşılamalarında firmalara yardımcı olacaktır. Deklarasyonumuzun ikinci kısmı ise arazi bozulumunun dengelenmesi hedefine ulaşmak için gerekli uygun ortamın yaratılması konusundaki genel ilkeleri ele almaktadır.

Arazi bozulumunun dengelendiği bir ekonomiye geçiş için gerekli olan, Sürdürülebilir Arazi Uygulamalarının hayata geçirilmesi, özel sektörün ve kamunun ortak sorumluluk almasını gerektirmektedir. Arazi Bozulumunun Dengelenmesi konusundaki özel sektörün yatırımlarının artırılması ve özel sektörü harekete geçmeye teşvik etmek için kamunun tüm oyunculara eşit şartlar sağlaması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. - ANKARA