Aslında çocukluğum çok güzel geçti,şimdi çocukluğumu arıyorum.Çocuk olmama rağmen hafızamda kalan önemli isimler var.Babamın yazdığı bir kitap var,"O Güzel İnsanlar"diye,o güzel insanların içinde müzisyen,şair ve yazarlar var.Çok çocuktum ama hayal meyal hatırlıyorum mesela Yakup Kadri Karaosmanoğlu,ilkokuldaydım, Halide Nusret Zorlutuna ,bana şiir yazmıştı, Orhan Seyfi Orhon ,Yahya Kemal ben doğmadan evimizi gelip gidermiş.çok eski annemle babam yeni evlendiklerinde görüşürlermiş.Faruk Nafız Çamlıbel Büyük Ada da Anadolu Kulubunde bizi yemeğe çağırırdı.
Şimdi müzisyen,yazarlar ve ressamlar gibi oturup sohbet edeceğiniz ,müzik geceleri yapacağınız kimse yok,şimdi göremiyorum.Hiçbir insan yok ,o dönem yaşamak daha zevkliydi,müzik geceleri yapacak şair,yazar kalmadı.
Cemiyet Hayatı Türkiye'de varmı?
Aslında ben genç kızken İstanbul da çok güzel gerçek sosyete vardı,Yıllar geçtikçe bu grup evlerine çekilmeye ya da yurtdışına fazla gitmeye başladılar,onun yerine baya magazinde gördüğümüz kişiler ,bunlar çok çabuk cemiyete girip çok çabuk çıkmak zorunda kalan kişiler var.Esas sosyete dedğimi kişiler çok ortada görülmek istemiyorlar,bunlar İstanbul'un çok eski aileleri ve onların çocukları.Daha fazla kendi aralarındaki davetlere katılmayı tercih ediyorlar.
Cemiyette iyi bir sosyete mensubu olmak için; iyi eğitimli,daha önceki geçmişinde de cemiyetten olması,yabancı dil bilmesi,yurtdışı bağlantısı olması gerekiyor.
Cemiyet hayatına girip kendine ortam ve mertebe kazanmak için cemiyete girmeye çalışanlar yüzünden gerçek sosyete evinde oturuyor.
O kişiler daha elit çevreleri ve zevkleri olan kişiler daha çok yurtdışındaki konserlere,sergilere,müzik ve sanat festivallerine ,ünlü koleksiyonerlerin davetlerine gitmeyi tercih ediyorlar.
Yurt dışında Türkiye'de ki cemiyet mensubu aileler tanınıyorlar mı?
Tabi,İş bağlantısı olduğu sürece tanınıyorlar. Demet Sabancı en son Amerika'da bazı etkinlikler yaptı, ama çok etkin bir grup yok yurtdışında tanınan.
Bana yurtdışından modacılardan davetler geliyor.Örneğin;Zuhair Murad' tan,D&g , Cavalli ,Ermanno Scervino'dan yılbaşı daveti vardi,Cann film Festivalinden geldi.
Türkiye'de gerçekleşen davetlerde firmalar sponsor oluyorlar,ürünlerini tanıtımlarını yapıyorlar,ama biz görüyoruz ki hep aynı insanlar geliyor,sizce firmalar bu döngüden memnun mu?Bir döngü var gibi geliyor?
O davate gelenlerin ancak %5 i alışveriş yapıyor,her davette 2-3 kişi alışveriş yapıyor,diğerleri basına çıkmak için geliyor.
Ben sanatsal davetlere,çok yakın arkadaşlarımın davetlere gitmeye çalışıyorum,hepsine yetişmem mümkün değil.
Benim bir hedefim var,müze açmak istiyorum,kalıcı olmak zorundayım,amacım var.
AMAÇLARI SINIF ATLAMAK!
Dergiler de tv gibi reytingleri var,onlarında okunması için merak edilen,ilgi duyulan ve beğenilen kişileri basmaları lazım.
Onların amacı çevrelerini geliştirmek,sınıf atlamak,kendini üst kişilerle arkadaş olmak istiyor,arkadaş dost görünüyorlar ama herşeyleri sahte.
Bir süre kanıyorsunuz sevecenliklerine ama bir süre sonra gerçek niyetleri amaçları ortaya çıkıyor.Tek dertleri Bu kişilerin tek amacı ünlü ve tanınmış kişilerin yakınında olmak.Bunlar No-name kişiler,kocaları gönderiyor buralara,çevre edinsinler diye...
Sizin 30 yılda kazandığınız itibarı onlar bir yılda kazanmak istiyorlar,Yüzde doksanbeşi başaramıyor ya da itiliyor.
Ben yurtdışı tahsilimi bitirip 1986 yılından itibaren İstanbul Cemiyet hayatında yeralıyorum.
İstanbul'da çok köklü ailerler ile seyehatlere katılıyorum ya da özel görüşüyorum.
Onlarda korkuyorlar yeni dostluklardan....
Son Dakika › Güncel › Türkiye'de Cemiyet Hayatı İle İlgili Çok Sert Konuştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?