Türkiye Kamu-Sen: Kadının Gerçek Anlamda Birey Olduğu Kabul Edilmeli

Türkiye Kamu-Sen, toplumu "ailenin" ayakta tuttuğunu, aileyi ayakta tutan ise "kadın" olduğunu belirterek, toplumda kadının hak ettiği yere gelmesinin ancak kadını bir meta olarak görmek yerine, gerçek anlamda birey olduğu kabul edildiğinde mümkün olacağını ifade etti Türkiye Kamu-Sen, toplumu "ailenin" ayakta tuttuğunu, aileyi ayakta tutan ise "kadın" olduğunu belirterek, toplumda kadının hak ettiği yere gelmesinin ancak kadını bir meta olarak görmek yerine, gerçek anlamda birey olduğu kabul edildiğinde mümkün olacağını ifade etti.

8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle yaptığı açıklamada, bugün kadınların önündeki en büyük engelin, zaman içinde Türkiye'nin toplumsal kodlarına işlenmiş olan yanlış algılar nedeniyle geri plana itilmeleri olduğunu belirten Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Bu vatan için çalışan, üreten kadınlarımız; kanlarıyla bayrakları bayrak yapan, mezar taşlarıyla bu vatana Türk mührünü vuran şehitlerimizin anneleri; bugün, saygı görmeyi, temsil edilmeyi, omuzlarda taşınmayı kuşkusuz dünyadaki her kadından daha çok hak ediyorlar" ifadesini kullandı.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, kadınlar günü kutlanırken, Türkiye'de kadınların yaşadığı tüm sorunların çözülmesini ve toplumda hak ettiği, layık olduğu yere gelmesini temenni ettiklerini belirtti ve özetle şunları belirtti:

"Ne yazık ki bugün dünya, kadına karşı oluşan bir duyarsızlaşma ve etkisizleştirme illeti ile yüz yüzedir. Ülkemizde de dışlanmışlık, eğitimsizlik ve istismarlarla karşı karşıya olan Türk kadını, her türlü çileye göğüs germekte, ömrünü gelecek kaygısı içinde geçirmektedir.

-"HER ÜÇ KADINDAN BİRİ EŞİNDEN ŞİDDET GÖRÜYOR"-

İstatistiklere göre, Türk toplumunda okuryazar olmayan her 100 kişiden 84'ünü kadınlar oluşturuyor. Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldığı halde ülkemizde kadınların ortalama eğitim süresi 5 yılda kalıyor. Türkiye'de her 100 kadından 58'i ilkokul mezunu. Kadın nüfusun sadece yüzde 16'lık bir kesimi lise eğitimi almış. Ülkemizde kadının işgücüne katılma oranı 1998'de yüzde 35 civarındayken, bugün yüzde 29,5'e düşmüş. Erken yaş evliliği yapmış olan kadınların çoğunluğu tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışmakta. Seçme ve seçilme hakkını 1934'te elde eden Türk kadını parlamentoda ancak yüzde 14 oranında temsil edilmekte. Kız çocuklarının erken yaşlarda evlenmeleri ve özellikle akraba evliliği yapmaları, ülkemizde bebek ve anne ölümlerinin sayısını artırıcı bir etken. Her üç kadından biri eşinden şiddet görmekte ve bunların yüzde 50'si yakınlarından bu gerçeği saklamakta.

-"KADINLAR TOPLUM İÇİNDE HAK ETTİKLERİ DEĞERİ GÖRSÜN"-

Kadınlarımız, Kurtuluş Savaşı'nda erkeklerle omuz omuza çarpışmıştır. Bu millet Nene Hatunları, Kara Fatmaları, Sabiha Gökçenleri, Halide Edipleri yetiştirmiş bir millettir. Ama ne yazıktır ki bugün defalarca devletten koruma istemesine rağmen sokak ortasında kocası tarafından öldürülen Emine Çimen, eşinden gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden Melek Karaaslan, ağabeyi tarafından hayatına son verilen Hatice Fırat, Ayşe Paşalı gibi şiddete uğramış kadınlarımızla gündeme gelmekteyiz. Bu nedenle böylesine akıl dışı bir uygulamanın pençesinde çalışma hayatında kendilerine yer edinme gayretindeki kadınlarımızın mağduriyeti giderilmelidir. Türkiye Kamu-Sen ailesi olarak, yaşanan acıların son bulması, kadınlarımızın toplum içinde hak ettikleri değeri ve temsil kabiliyetini elde etmeleri ve önlerine konulan bütün engelleri aşmaları temennisi ile tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz." - Ankara