Türkpa 5. Genel Kurul Toplantısı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Musul Konsolosluğu'ndan kaçırdığı Türk vatandaşlarının derhal serbest bırakılması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin bu duruma sessiz kalmayacağını bildirdi.

Çiçek, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 5. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ortak dil, kültür, inanç, tarih ve değerleri paylaşan kardeş Türk devletleri arasındaki çok güçlü bağların her alanda daha da pekiştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Köklü dostluk ve işbirliğinin sadece ikili düzeyde sınırlı tutulamayacağını vurgulayan Çiçek, bu nedenle Türk Keneşi, TÜRKPA, TÜRKSOY ve Türk Akademisi'nin kurulduğunu belirtti.

Türkçe konuşan ülkeler arasındaki bu yoğun işbirliğinin önceleri hayal dahi edilemediğini kaydeden Çiçek, bugün gerek halkların gerek hükümetlerin tek bir millet olma bilinciyle, kader birlikteliği, kültür birlikteliği, tarih birlikteliği yaşamaya kararlı olduklarını vurguladı.

TÜRKPA'ya üye ülke halklarının istikrar ve refahına katkı yapacak sonuç odaklı, somut projeler üreten bir platform haline gelmesine büyük önem verdiklerini bildiren Çiçek, TÜRKPA çerçevesinde şimdiye kadar önemli adımlar atıldığını, bundan sonra da aynı anlayışla işbirliği ve dayanışmanın daha da güçlendirileceğini söyledi.

Dünyanın yeniden şekillendiğine ve 21. yüzyılda meclislerin rolünün giderek farklılaştığına işaret eden Çiçek, parlamenter diplomasinin önemli işlev görmeye başladığını  savundu.

Çiçek şöyle devam etti:

"TÜRKPA bünyesinde sadece temennilerimizin ve birbirimize karşı güzel dileklerimizin konuşulmasından öte, sorunlarımızın, çözüm önerilerimizin, projelerimizin tartışılması, net kararlara ulaşılması ve bu kararların uygulanması önemli ve vazgeçilmezdir. Bu da ancak kuruluşumuzun faaliyet ve kararlarının hükümet ve halklarımız nezdinde itibar görmesi ile mümkün olur.

İşte bu noktada karşımıza çıkan en temel kavram kurumsallaşma olmaktadır. 21. yüzyıl dünyasında muteber bir kuruluş haline gelmek niyetindeysek kurumsallaşmaya sırtımızı dönemeyiz. Öyleyse TÜRKPA'yı kişilerden bağımsız işleyebilecek ve varlığını sürdürebilecek bir yapıya kavuşturmak zorundayız. Ancak bu sayede karar ve faaliyetlerimizin niteliği artırılabilir. Genel Kurulumuzda kaç karar çıkardığımızın, kaç toplantı organize ettiğimizin önemi yok. Önemli olan çıkardığımız kararların içinin ne kadar dolu olduğu, ayaklarının yere ne kadar sağlam bastığı, yaptığımız faaliyetlerin ne kadar hedeflerimize hizmet ettiğidir. Yoksa yüzlerce kez toplanılsa ve binlerce karar alınsa da anlamı bulunmamaktadır."

-"Ermeni işgaline karşı ortak tutum almaktan asla geri duramayız"

Yukarı Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan toprakları konusuna da değinen Çiçek, bu sorunun en önemli gündem maddeleri arasında yer almaya devam ettiğini ve Kafkaslar'da yeniden kalıcı barışın tesis edilmesinin, işgalin sona ermesine, acıların dinmesine, bir milyondan fazla insanın tekrar yurtlarına dönmesine bağlı olduğunu vurguladı.

Sorunun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, "TÜRKPA olarak Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tek vücut olarak savunmaktan ve Ermeni işgaline karşı ortak tutum almaktan asla geri duramayız. Bu meselede Azerbaycan'a olan desteğimiz tamdır. Türkiye, Azerbaycan'ın kardeşi ve Minsk Grubu üyesi bir ülke olarak, soruna Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içerisinde barışçıl yollarla çözüm bulunması konusunda çaba harcamaya devam edecektir. Katıldığım her uluslararası toplantıda, yaptığım her dış temasta bu hususu kuvvetle vurguluyorum" dedi.

KKTC'nin TÜRKPA'ya gözlemci üye olarak kabul edilmemesi konusu

Türkmenistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) de TÜRKPA içerisinde görmeyi temenni eden Çiçek, Kıbrıs Türklerinin yaşadığı haksızlıklar ve hukuka aykırı bir şekilde maruz kaldığı ambargonun sürdüğünü hatırlattı.

Geçen yıl Ankara'daki TÜRKPA Genel Kurulunda, KKTC Meclisine en azından gözlemci üyelik statüsünün tanınmasına ilişkin beklentisini dile getirdiğini fakat bu konunun henüz çözülmediğini söyleyen Çiçek, bundan çok üzüntü duyduğunu dile getirdi.

"Kırım Tatarlarının güvenliğine önem veriyoruz"

Ukrayna'daki kriz nedeniyle Türk dünyasının ayrılmaz parçası Kırım Tatarlarının sıkıntıya düştüğünü belirten Çiçek, şunları kaydetti:

"Türkiye, Ukrayna'daki krize bu ülkenin bağımsızlığı, egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde, demokratik ilkeler çerçevesinde, uluslararası hukuka ve uluslararası anlaşmalara uygun siyasi bir çözüm bulunmasını savunmaktadır. Ukrayna'da gerginliğin düşürülmesinde AGİT'in rolünü destekliyoruz. Hukuka aykırı emrivakileri kabul etmiyoruz. Kırım'ın fiilen ilhakı teşebbüsünü tanımayacağız. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun halkın geniş katılımıyla yapılan hür ve adil seçimlerde seçilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu gelişme krizin sona erdirilmesi ve iç uzlaşının sağlanması açısından önem taşımaktadır."

Türkiye'nin, soruna siyasi çözüm bulunması amacıyla Ukrayna ve Rusya arasındaki diyaloğu aktif olarak desteklediğini yineleyen Çiçek, "Kırım'ın asli unsuru olan ve tarihte büyük acılara maruz bırakılmış bulunan soydaş Kırım Tatar Türklerinin güvenlik ve esenliğine halel gelmemesine büyük önem veriyoruz. Bu bağlamda Türkiye'nin Rusya ile diyaloğunun devamının önem taşıdığına inanıyoruz" diye konuştu.

Musul Konsolosluğu'na baskın

Genel Kurula, Türkiye'nin Musul Konsolosluğuna yapılan baskınla ilgili bilgi veren Çiçek, "Biz vatandaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını isitiyoruz. Biz bu duruma sessiz kalmayacağız" dedi.

Çiçek, terörle mücadelede uluslararası toplumun samimi işbirliği yapması gerektiğini dile getirdi. - Bakü