İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, "Türkiye her zaman olduğu gibi krizin çözümü noktasında daha hızlı refleks vermek için uluslararası toplum, ülkeler nezdinde ve bölgemizde Suriyeli sığınmacılar ve tüm göçmenler için yapılacak her türlü çalışmada var olacak ve destekleyecektir" dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla ATO Congresium'da konferans düzenlendi.
Öztürk, burada yaptığı konuşmada, Anadolu topraklarının her zaman coğrafi konumu gereği önemli bir göç noktası olduğunu belirterek, Türk milletinin bin yıldan uzun bir zamandır vatan yaptığı bu topraklarda, her ne sebeple olursa olsun yakınından uzağından dili, dini, ırkı, mezhebine bakmaksızın zulme uğrayıp göç etmek zorunda kalanlara, yurtsuzlara, mazlumlara, kucak açtığını ifade etti.
İspanya'dan, 1492 yılında on binlerce Yahudi'nin gemilerle kurtarılarak Anadolu topraklarına Osmanlı İmparatorluğu döneminde getirildiğini, ayrıca tarihte Avrupa ülkelerinden, Rusya'dan yüzbinlerce insana Anadolu'nun kapılarının açıldığını anımsatan Öztürk, son yıllardaki ekonomik ve siyasi gelişmeler sonucunda Türkiye'nin yine düzenli ve düzensiz göçmenlerin hedefi konumuna geldiğini söyledi.
Öztürk, "Suriye'de başlayan iç çatışmalar nedeniyle Suriye'den ve Irak'tan 2,5 milyonun üzerinde insana devletimiz, krizin ilk gününden itibaren tereddütsüz açık kapı politikası uygulayarak, kucak açmıştır. Bu durum Türkiye'yi dünyada en çok mülteci barındıran ülke haline getirmiştir. Yabancılar için bir cazibe merkezi olmuştur" dedi.
"Türkiye tüm imkanlarını seferber ediyor"
Türkiye'nin çok sayıda sığınmacı için huzurlu bir liman haline geldiğine işaret eden Öztürk, dünyada 232 milyon uluslararası göçmen olduğunun bilindiğini, bu sayının 2050 yılında 400 milyona ulaşmasının beklendiğini bildirdi. Öztürk, bu rakamların göç ve göçmen hakları sorununun hiçbir ülkenin sırtını dönemeyeceği, yüzleşmekten kaçınamayacağı bir mesele olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Öztürk, Suriye'deki savaşın yüzbinlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın göç etmesine yol açtığını, çok büyük bir insani krize neden olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu kriz nedeniyle Suriye'den ve Irak'tan gelenler için elinde olan tüm imkanları seferber ederek, barınma, eğitim, sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamıştır. Dünya kamuoyu geçtiğimiz aylarda Aylan bebeğin sahile vuran cesedi sonrası ve Suriyelilerin Avrupa ülkelerinin sınırlarına dayanmasından sonra, sorunun vehametinin farkına varabilmiştir. Türkiye her zaman olduğu gibi krizin çözümü noktasında daha hızlı refleks vermek için uluslararası toplum, ülkeler nezdinde ve bölgemizde Suriyeli sığınmacılar ve tüm göçmenler için yapılacak her türlü çalışmada var olacak ve destekleyecektir."
"Türkiye, göç olgusunun tam merkezinde yer alıyor"
Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros da milyonlarca göçmenin hayatlarını kurtarmak veya daha iyi bir yaşam hayaliyle ülkelerinden, topraklarından göç etmek zorunda kaldığını belirterek, "Acı tecrübeler de gösterdi ki yaşadığımız çağın insan hayatına dokunabilen en önemli gerçeği göç olgusudur. Ülkemiz ise bu gerçeğin hem nesnesi hem de öznesi olarak tam merkezinde yer almaktadır" diye konuştu.
Toros, Göç İradesi Genel Müdürlüğünün göçmenler, sığınmacılar ve mültecilerle büyük bir aile olduğunu belirterek, "Yaklaşık 400 bin düzenli yasal göçmene ev sahipliği yapan ve tarih boyunca mazlum milletlere ayrım yapmaksızın kucak açan bir medeniyetin çocukları olarak bizler, başı sıkışan emin bir liman arayan herkese kapımızı açmakta ve 2,5 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapmaktayız" ifadelerini kullandı.
Konferansa, yerli ve yabancı çok sayıda davetli katılırken, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 30 il müdürlüğünün çalışmaları da kurulan stantlarda katılımcılara tanıtıldı.
Son Dakika › Güncel › Uluslararası Göçmenler Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?