Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, çok hızlı bir değişim süreci yaşandığını belirterek, "Her geçen gün bizim kayıp hanemize yazılan bir gidişatla karşı karşıyayız. Şu anda biz Müslümanlar, İslam dünyası olarak Ashab-ı Kehf devrini yaşıyoruz. Uyuyoruz şu anda. Yarın bir uyanacağız ki her şey değişmiş." dedi.
Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği (YEKDER) ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen "Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi" Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezi'nde başladı.
Burada konuşan Köse, eğitim işinin zorluğuna işaret ederek, bu meselenin sadece Doğu'ya ya da İslam dünyasına ait olmadığını söyledi. Batı'nın da eğitim alanında problemler yaşadığını dile getiren Köse, "Batı ülkelerinde de en çok bakanın değiştiği alan eğitim alanıdır. Eğitim ve sağlık hizmetleri konusunda Batı'nın da büyük dertleri var çünkü sürekli değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bizim derdimiz daha çok, çünkü değiştiren onlar, takip etmek zorunda, geride kalan, sürekli kayıp yaşayan biziz." diye konuştu.
Köse, eğitim ve değişimin Türkiye için daha da zor bir hal aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1980'lerin başında Özal'ın iktidara geldikten sonra sıkça zikrettiği oranlar vardı. O zaman Türkiye'nin yüzde 25'i şehirdeydi, yüzde 75'i kırsal alandaydı. Bu rakam çok kısa bir süre içinde giderek tersine döndü. Tüm şehirlerimizi düşünün. Sosyal yapı, sosyal kontrol mekanizmaları değişmiş hatta kaybolmuş. Eğitim dediğimiz şey biraz da bunlarla doğrudan ilintili bir şeydir. Gerçeklik tanımı değişmiş. Gerçek, gerçeklik diye bir şey kalmadı. Ruhsal ya da sanal gerçeklik diye bir şey var. Değişim o kadar hızlı ki her geçen gün bizim kayıp hanemize yazılan bir gidişatla karşı karşıyayız. Şu anda biz Müslümanlar, İslam dünyası olarak Ashab-ı Kehf devrini yaşıyoruz. Uyuyoruz şu anda. Yarın bir uyanacağız ki her şey değişmiş. Mesela bu yıl Davos'taki konuşmaları takip ettim bizim hiç alakamız yok. O kadar yabancı olduğumuz bir dünya..."
Şu anda tezler ve bakış açılarının günden güne değiştiği bir dünyayla karşı karşıya olduklarını anlatan Köse, yıllarca tartıştıkları kavramların şu an için bir anlam ifade etmediğini belirtti.
Köse, küreselleşme ve sekülerleşme gibi kavramların şu anda tartışma zemininin dahi kalmadığının altını çizerek, "Bunları mı tartışmışız diyorum. İlerleyen günlerde bu gidişat daha da hızlanacak." ifadelerini kullandı.
"Amerikan pedagojisi öğreniyoruz"
YEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Alpaydın ise İslam eğitimi kavramını çok yoğun kullanmadıklarını, aslında bu kavramın daha öne çıkarılmasını istediklerini söyledi.
Alpaydın, İslam eğitiminin kendileri için iki boyutu olduğunu ifade ederek, "Birincisi İslam, hüküm medeniyetinin ürettiği pedagoji alanında eğitim felsefesinin hepsini kapsıyor. Bir de İslam dininin öğretilmesi. İki anlamda da kullanılan bir kavram. Bu kongrede de iki boyutuyla da tebliğler sunulacak." dedi.
Şu anda modern eğitim sistemi içerisinde yaşandığına dikkati çeken Alpaydın, şöyle konuştu:
"Hepimiz bu modern sistem içerisinde eğitim gördük. Kullandığımız teknikler genelde Amerikan pedagojisi. Şu an eğitim fakültelerinde Amerikan pedagojisi öğreniyoruz, öğretiyoruz. Bu sürece nasıl gelindi? Sekülerleşme sürecinde özellikle Batı toplumunda hakim olan, belli bir gecikmeyle dünyanın diğerine yayılan süreçler var. Burada kitlesel eğitim dediğimiz bir süreç ortaya çıkıyor. Artık eğitimin mantığı büyük ölçüde değişiyor. Kişisel, manevi gelişim amaçlı daha uzun bir süreç olarak tanımlanan klasik eğitimin yerine sanayi devrimi sonrasında bir reformasyon oldu. Daha seküler bir müfredatı oluşturuyorlar. En büyük dönüşüm eğitimde kitleselleşme. Kişisel amaçlardan devletin ve ekonominin ihtiyaçlarının biraz daha öne çıktığı bir eğitim mantığı var."
"Sorunları çözemedik"
İlim Kültür Eğitim Derneği (İLKE) Başkanı Davut Şanver, Türkiye'nin Cumhuriyet sonrasında eğitim konusunu henüz halledemeyen bir ülke olduğunu söyledi.
Şanver, ülke olarak sınav sisteminden insanlara hedef koymaya kadar pek çok konuda henüz sorunları çözemediklerini dile getirerek, "Hala tartışıyoruz. Her 3-5 senede bir sistemimizin tamamını değiştirmek gibi macera sayılacak gençlerimizin istikbali üzerinden çok yanlış işler yapıyoruz. Ancak henüz bir yere de varabilmiş değiliz." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı da dünyanın en büyük sanatının eğitim olduğunu anlatarak, İslam eğitiminin ilkelerinden bahsetti.
Kongrenin 1. oturumunda Doç. Dr. Banu Gürer "İslam din eğitiminde bir değer olarak 'Kul Hakkı' kavramı", Dr. Hasan Sabri Çeliktaş, "İslam eğitiminin tasavvurunda şer'i ilim kavramı", Nesrullah Okan ve Yusuf Alpaydın ise "İslam düşünce geleneğinde irade kavramı ve önemi" konusunda konuşmalar gerçekleştirecek.
90 konuşmacının 25 oturumda sunum yapacağı kongre, yarın sona erecek.
Son Dakika › Güncel › Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?