ÖMER ÜRER - Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Engin Deniz, çocukların yaz tatilinde özgür olmaları gerektiğini belirterek, "Bırakalım çocuklar bu yaz çimlerde yalın ayak koştursun. Bir meyve ağacından aldıkları taptaze meyveyi koparsın. Bahçeye gidip domates toplasın. Hayvanlara yem versin. Hatta anne, babasıyla birlikte yaptığı uçurtmayı uçursun. Yoğun trafik korkusu olmadan bisikletini sürsün. Bırakın bol bol oynasınlar." dedi.
Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların büyük bir heyecanla bekledikleri yaz tatiline başladıklarını ve önlerinde dinlenmeleri için uzun bir zaman dilimi olacağını söyledi.
Uzun yaz günlerinde öğrencilerin birçok farklı alternatif etkinlik yapabileceğinden bahseden Deniz, "Öğrenci ve velilerin tatil anlayışlarını gözden geçirmeleri ve zihinlerinde güzel bir plan yapmaları gerekir. Velilerin ve öğrencilerin öncelikle kendilerine sormaları gereken soru; 'tatil gece geç saate kadar oturup ertesi gün geç kalkmak, günü TV, bilgisayar başında, internette boş boş gezinerek ya da cep telefonu ile vakit harcayarak geçirmek midir?' Cevabınız 'hayır' ise ki hayır cevabının verilmesi uygun olur, ilk yapılması gereken bu güzel günlerin tadını çıkarabilmek için güzel bir tatil planı hazırlamaktır." diye konuştu.
"Bırakalım çimlerde yalın ayak koştursunlar"
Velilerin çocukları ile tatilde yapacaklarını planlaması gerektiğini anlatan Deniz, "Yapacağınız sosyal faaliyetlerin, gezilerin zamanını da önceden tasarlayın. Ama burada dikkat edilmesi gereken, her öğrencinin özel ve biricik olduğudur. Dolayısıyla her öğrenci için tatilde 'şunu yapsın, bunu yapsın' demek, ortak bir reçete sunmak çok sağlıklı olmayacaktır." şeklinde konuştu.
"Tatiller, ailelerin çocuklarıyla nitelikli zaman geçirebilecekleri, birlikte birçok etkinlik yapabilecekleri zamanlar olarak düşünülebilir." diyen Deniz, etkinliklerde çocuklara da görevler verilerek sorumluluk duygularının geliştirilebileceğini anlattı.
Tatilde ihmal edilmemesi gereken en önemli aktivitelerden birisinin de kitap okumak olduğunu vurgulayan Deniz, şunları kaydetti:
"Çünkü hangi yaşta olursa olsun toplumdaki her bireye kazandırılması gereken özelliklerden biri etkili okuma alışkanlığıdır. Kişinin kendisini, çevresini ve dünyayı doğru biçimde algılayıp yorumlaması, yaşadığı sosyal çevreye uyum sağlaması, akademik başarısının artması kitap okumayla doğrudan ilişkilidir. Öğrencinin zihinsel gelişimine önemli katkılar sağlayacak, onu bambaşka dünyalara götürecektir. Dolayısıyla kitap okuma tatil programlarının vazgeçilmezi olmalıdır."
Özellikle şehir hayatının yoğunluğundan bunalan çocuklar için küçük şehirlerdeki ya da köylerdeki aile büyüklerini, akrabalarını ziyaret etmenin çok güzel bir alternatif olabileceğini anımsatan Prof. Dr. Deniz, "Bırakalım çocuklar bu yaz çimlerde yalın ayak koştursun. Bir meyve ağacından aldıkları taptaze meyveyi koparsın. Bahçeye gidip domates toplasın. Hayvanlara yem versin. Hatta anne, babasıyla birlikte yaptığı uçurtmayı uçursun. Yoğun trafik korkusu olmadan bisikletini sürsün. Bırakın bol bol oynasınlar." ifadesini kullandı.
"Başarısızlık sadece bir deneyimdir"
Öte yandan karnesinde zayıf olan öğrencilerin "başarısız" ilan edilmemesi gerektiğini vurgulayan Deniz, şöyle devam etti:
"Karneler alındığında bazı öğrenciler sevinçle çığlık atarken, bazı öğrencilerde de hüzün olacaktır. Karneyi gören velilerin bazılarında takdir bazılarında ise öfke hissi olacaktır. Peki özellikle bu olumsuz durumun oluşmaması için veli nasıl davranmalıdır? Aynı zamanda çocuk 'başarısızlıktan' nasıl kurtulabilir? Yani kazan kazan nasıl olabilir? Unutulmamalıdır ki başarısızlık bir deneyimdir, kişinin kendisi değildir? Eğer öğrenci başarısızlığından yeterli düzeyde ders çıkarabilirse bu onun için bir kazanç olacaktır. Karnesinde zayıf olan bir öğrenci olumsuz duygulara kapılıyorsa ve kendini sonraki yıllara motive edemiyorsa sonraki yıllarda da olumsuzlukları beklemek kaçınılmaz olacaktır.
Bu öz eleştirinin anne baba arasında yapılması gerekir. Ayrıca anne baba ile çocuğun iletişimi ne kadar iyiyse çözüm bulma ve adım atma o kadar kolay olacaktır. Unutulmamalıdır ki karnedeki zayıf notların mutlak başarısızlık olarak değerlendirilmesi çok büyük bir hatadır. Zayıf notların telafisi bir sonraki dönem yapılabilir. Fakat olumsuz bir iletişim ve çocuğu kırma ise önü alınamayan sonuçlara neden olabilir."
- "Çocuğa moral verin"
Anne babaların başarısızlığı sadece öğrenciye yıkmasının büyük bir hata olduğunun bilinmesi gerektiğini dile getiren Deniz, "Eğer ortada geçici bir başarısızlık varsa unutulmamalıdır ki bunda öğrencinin payı olduğu kadar ailenin de payı vardır." dedi.
Deniz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuğunuzla bu durumun telafisinin olduğunu ve neler yapılabileceğini konuşun. Bu olumsuz durumun ortadan kalkması için size düşen sorumlulukları çocuğa ifade edin. Daha sonra da çocuğunuzun neler yapabileceğini konuşun. Başka çocuklarla kıyaslamayın. Kendisiyle yarış yapması gerektiğine vurgu yapın. Ona moral verin. Tehdit etmeyin. 'Ben sana neler yapacağım' gibi ifadeler kullanmayın. 'Sen bu zayıfları getirdin sana tatil yok' demeyin. Öğrencinin stresini atacağı ve daha iyi başlangıç yapabileceği fırsatlar sunun. "
Son Dakika › Güncel › Velilere 'Çocuklarınızı Tatilde Özgür Bırakın' Çağrısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?