Yanan Gemiden Tahliye Edilen Yolcu: "Kurtarma Operasyonlarında Yaşadığımız Irkçı Şiddet Beni Çok...

Esma ÇAKIR - BRİNDİSİ/ DHA - YUNANİSTAN'ın Patra Limanı'ndan İtalya'ya sefer yaparken Pazar sabahı yanmaya başlayan Norman Atlantic adlı feribottan kurtarılan 32 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının önümüzdeki saatlerde Türkiye'ye getirilmesi bekleniyor. Yolculardan Ülkü Tiryakioğlu, kurtarma operasyonları sırasında ırkçı şiddete maruz kaldığını öne sürdü.

Dehşet saatlerini yaşayan 54 Türk vatandaşından 28'i dün akşam saatlerinde, kurtarma operasyonlarında koordinasyonu sağlayan İtalyan San Giorgio askeri hastane gemisiyle İtalya'nın Brindisi kentine getirildi. Aşırı susuz kaldığı için bilinci yarı kapalı olan bir yolcu da helikopterle Brindisi'deki bir hastanede tedavi altına alınmıştı.

Daha önce İtalya'ya ulaştırılanlarla beraber bu ülkeye gelen Türklerin sayısı 42'ye ulaşırken, bunların bazıları yaşadıkları Belçika ve İsviçre gibi ülkelere kendi imkanlarıyla gitti.

Kalan 32 kazazedenin ise, THY'ye ait özel bir uçakla önümüzdeki saatlerde Türkiye'ye ulaştırılması bekleniyor.

Bu arada söz konusu yolcular, konuk edildikleri otelde, olaya ilişkin soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi.

Birçok yolcunun ifadesinde, mürettebattan yardım almadıkları, gemideki güvenliğe ilişkin eksiklikler gibi konular üzerinde durduğu ve ayrıca operasyonun büyük kısmını üstlenen İtalyan makamlarına ve kurtarma operasyonunda görev yapan personele teşekkür ettiği belirtildi.

'DEFOL' DİYE BAĞIRIYORLARDI

Yaşadıklarını Doğan Haber Ajansı'na anlatan yolculardan Ülkü Tiryakioğlu, gemiden kurtarılan en son kadın olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Irkçı şiddete maruz kaldık. 71 yaşındayım ve Pazar günü ilk kurtarma helikopterleri gelmeye başladığında merdivenin yanında, hemen önündeydim… 2 Yunanlı olduğunu tahmin ettiğim mürettebat, merdivenin önünde herkesi tek tek helikoptere bindiriyordu. Ben orada, en önde olmama rağmen hep bana İngilizce 'Wait wait (bekle)' dediler. Arkadan insanları seçerek, muhtemelen kendi yurttaşlarını yukarı çıkardılar. Beklettiler, beklettiler ve bu sefer arkamdaki kadınlar beni linç etmeye, can yeleğimden çekmeye başladılar, montumu parçalamaya çalıştılar. 'Get out (defol)' diye bağırdılar. Yine Yunanlı mürettebattan biri geldi ve o da ağzından köpükler saçarak bize, 'Get out' diye bağırıyordu. 'Defol' diye bağırıyor, geriye itiyordu. Arkadan tek tek seçerek insanları kurtardılar ve daha sonra o helikopterler de gelmedi. Hep ikişer kişi ikişer kişi kurtarıldı. Benim umudum kalmadı ve geri döndüm."

GAZ ODASINDA, GAZLA ÖLMEYİ TERCİH ETTİK

Akşam ikinci yangından sonra yeniden helikopterlerin geldiğini söyleyen Tiryakioğlu, "Yukarıdan 'Kadınlar gelsin' diye bir ses duyduk. Sığındığımız küçücük bir oda vardı en üst katta. Zaten başka da bir yer yoktu. Ona da gaz odası diyoruz. Devamlı gaz soluyorduk, fakat dışarıda kalmamıza imkan yoktu. O kadar soğuk ve yağmur ile atılan sular… Zaten sırılsıklam olmuştuk. O gazla ölmeyi tercih ettik. 'Kadınlar' denilince yeni bir kurtulma umuduyla tekrar çıktım. Yine zannediyorum bir mürettebat, ben geçmek isteyince, Türk olduğumu da anladı 'No, no' diyerek, sırayı işaret etti. Sıranın en arkasına düştüm. Bütün genç erkekler hepsi benim önümdeydi. Yeşil montlu genç bir erkek, kolumdan tutarak beni arkaya doğru savurdu" diye kurtarma operasyonunu anlattı.

Çok kötü anlar yaşadıklarını dile getiren Tiryakioğlu, "Yani insanlardan gelen çok kötü anlar yaşadık. Yüzümüze 'Defol' diye bağırmaları çok acı oldu. Genç bir kız yüzüme tükürerek, 'Defol' diye bağırdı. Irkçı şiddet çok kötüydü" derken gözyaşlarını tutamadı.

BEN EN SON KURTARILAN KADINIM

Türkiye'de olsa bunların yaşanmayacağını öne süren Tiryakioğlu, "Türkiye'de ne Yunanlılara ne başka milletten olanlara bu yapılırdı. Onlar bizim misafirimiz diye düşünürdük. Ben hiç ırkçı değilim, ama her halde olmalıymışım. Gerçekten çok üzgünüm ve ben en son kurtarılan kadınım. Sonra tüm umutlarım gitti, tekrar gaz odasına girdim ve bekledim. Çünkü artık umudum yok, beni almayacaklar diye. Sonra gelenlerin İtalyanlar olduğu söylendi. Beni gördüler ve helikopter pilotları alıp yukarı çekti. Çok kötü anılarla ayrılıyorum. Doğanın, yangının yaptığından çok beni üzen bu ırkçı davranışlar oldu. 21. yüzyılda yakın komşumuzdan böyle bir şey göreceğimizi zannetmiyordum. Çok acı oldu" diye sözlerini sürdürdü.

BİZE ŞEFKAT GÖSTEREN İTALYANLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Ben İtalyanlara, İtalyan donanmasına ve bize gösterdikleri şefkate teşekkür etmek istiyorum. Doktorların gösterdiği yakınlık, çalışanların gösterdiği sevgi ve fedakarlığı asla unutamayacağım. Kızılhaç görevlileri de son derece şefkatli, güler yüzlü ve iyiydiler" dedi.

Tiryakoğlu, kendilerini karaya çıkaran San Giorgio askeri hastane gemisinin mürettebatı ve kaptanına da teşekkür etti.