FERDİ TÜRKTEN - Hukukçular, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla "paralel yapı" soruşturması kapsamındaki tutukluları tahliye eden eski hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'i silahlı terör örgütü üyeliğinden hapis cezasına çarptıran kararının diğer mahkemeler için yol gösterici nitelik taşıdığı görüşünü paylaştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, dünkü karar duruşmasında meslekten ihraç edilen Metin Özçelik ve Mustafa Başer'i "silahlı terör örgütü üyeliği" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından 10'ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların kişilikleri, pişmanlık duymadıkları yönündeki ısrarlı tutumları ve ileride yeniden suç işlemeyeceklerine yönelik kanaat oluşmadığından verilen cezalarda indirim yapılmadı.
Hukukçular, Dairenin kararını AA muhabirine değerlendirdi.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, Dairenin, kararı ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiğini, bu kararın temyiz mercisinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu hatırlattı.
Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi gereğince herkesin dosyasının kendi şartları içinde değerlendirildiğine işaret eden Şen, "Burada farklı bir husus var. O da şu, neticede FETÖ/PDY örgütü kapsamında yürüyen soruşturmalarda ve davalarda birbiriyle bağlantı olabileceği gibi bunun dışında elbette Yargıtayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla da verse örgüt üyeliğinin tespitinde ele aldığı kıstasları örnek olması açısından diğer mahkemeler değerlendirir ama bunlar bağlayıcı olmaz. Her bir kişinin örgütle iltisakı, ilişkisi, derecesi kendisiyle ilgili deliller çerçevesinde değerlendirilecektir." dedi.
Prof. Dr. Şen, bu değerlendirmeler yapılırken de mahkeme kararları ortaya çıktıkça bunların birbirlerine emsal olacağını söyledi.
Suç veya terör örgütleriyle irtibatın ne şekilde olacağının ceza kanununda gösterildiğini belirten Şen, bunların delillerinin neler olması gerektiğinin de her somut olaya göre mahkemelerce belirleneceğini ifade etti.
Ersan Şen, "Yargıtay kararı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilmiş bir karar. O kişileri bağlar. O kişilerin örgütle mensubiyetine karar vermiş. Başka birtakım tespitler vardır. Tüm bunların değerlendirmesini yaparken başka hadiseler varsa başka mahkemelerce dikkate alınması mümkündür ama bağlayıcı değildir." değerlendirmesinde bulundu.
"Diğer davalar açısından önemli"
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Mehmet Sarı da mahkeme kararlarının birbirine emsal teşkil ettiğinin altını çizdi.
Sarı, "FETÖ davalarında alınan karar, değerlendirilen deliller bir başka dava açısından da aynı suçun delilini teşkil edebilir. Çünkü ceza hukukumuzda maddi delillerin serbestliği ve maddi vakayı ortaya çıkarmak için her şey delil olarak kullanılabilir. Özellikle de yargı kararlarına esas teşkil eden deliller diğer davalar açısından önemli delil niteliği taşır." diye konuştu.
Yargıtayın bir mahkemenin verdiği kararın diğer mahkemeler için güçlü delil olduğuna yönelik içtihadı bulunduğunu ifade eden Sarı, "Bu bakımdan FETÖ davalarında verilen mahkeme kararları ve toplanan delillerin diğer dosyalarda mahkemeler eliyle dikkate alınması, delil olarak değerlendirilmesi işin tabiatına uygun olandır." dedi.
Yargıtay dairelerinin birer denetim yeri olduğuna işaret eden Sarı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın da diğer mahkemelerce dikkate alınabilir nitelik taşıdığını kaydetti.
Dairenin kararı
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Özçelik ve Başer'i, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314/2. maddesi gereğince 6'şar yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi. Daire, suçun işlenmesindeki özellikler, suç sebep ve saikleri, kastın yoğunluğu, meydana gelen tehlikenin ağırlığını nazara alarak bu suça ilişkin cezada alt sınırdan uzaklaştı ve sanıklar için 5 yıl yerine 6 yıl hapis cezasını uygun gördü.
Sanıkların eyleminin, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda sayılan mutlak terör suçu olması nedeniyle, aynı kanunun 5/1. maddesi gereğince verilen ceza yarı oranında artırılarak 9'ar yıla çıkarıldı.
Sanıklara ayrıca, "görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan" 5237 sayılı TCK'nın 257/1. maddesi uyarınca yine alt sınırdan uzaklaşılarak 1'er yıl hapis cezası verildi.
Yargılama sürecindeki olumsuz davranışları nedeniyle sanıklara verilen cezada takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadı.
Sanıkların kişilikleri, pişmanlık duymadıkları yönündeki ısrarlı tutumları ve ileride yeniden suç işlemeyeceklerine yönelik kanaat oluşmadığından, verilen cezalarda TCK'nın 50. maddesindeki, "seçenek yaptırımlar", 51. maddesindeki "hapis cezasının ertelenmesi" ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesindeki "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" hükümlerinin de uygulanmamasına karar verildi.
Son Dakika › Güncel › Yargıtayın 'Fetö' Kararı Yol Gösterecek - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?