Yıldız: "Darbeler Milli İradeyi Kesintiye Uğratmışsa Bizim Vebalimiz Var Demektir"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın salona gelişi,- Yıldız'ın konuşması, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız: - "Eğer 1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi ve 1997 post modern darbeleri bu ülkedeki milli iradeyi kesintiye uğratmışsa bizim vebalimiz var demektir. Zannetmeyin ki biz burayı boş bıraktığımızda bu darbeler geri dönmez. Geri döner, niyetleri, gayretleri ortada. Yalnızca bizim gücümüzü kaybettiğimiz zamanı bekliyorlar"- "AK Parti ile birlikte Türkiye yalnızca ekonomisiyle, iradesiyle, sosyal hayatıyla değil aynı zamanda beyniyle, zihniyle, kalbiyle, vicdanıyla, sağ duyusuyla, basireti, ferasetiyle birlikte büyüdü. Eskisi gibi kandıramayacaklarını anladıkları için belden aşağı vurmalar başladı" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Eğer 1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi ve 1997 post modern darbeleri bu ülkedeki milli iradeyi kesintiye uğratmışsa bizim vebalimiz var demektir. Zannetmeyin ki biz burayı boş bıraktığımızda bu darbeler geri dönmez. Geri döner, niyetleri, gayretleri ortada. Yalnızca bizim gücümüzü kaybettiğimiz zamanı bekliyorlar" dedi.Yıldız, Kadir Has Spor Salonu'nda partisince düzenlenen istişare toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin gücünü milletten, şanlı tarihinden, inançlarından, anaların, bacıların dualarından aldıklarını söyledi.Türkiye'de iyi işlerin, yatırımların ön planda tutulduğu kadar, boş vaatlerin ve sinsi bir kısım niyetlerin de olduğu bir ortama girildiğini belirten Yıldız, şimdiye kadar Türkiye demokrasi tarihinde IMF'den borç alındığı anda "ben yüzde 100 memur maşına zam yapacağım" diyenlerin, sınavsız üniversite vaatleri yapanların olduğunu ifade etti."Dünyanın iki muhasebe tutan en önemli hırsızlarından birisi ekmek arası döner dağıtarak 2002 seçimlerinde halkı, vatandaşı kandırmaya çalıştı" diyen Yıldız, kendilerinin ve bu davaya gönül verenlerin ise sürekli koşturduklarını, koşturmaya da devam edeceklerini belirtti.Türkiye'nin daha iyiye gitmesi için çalıştıklarını anlatan Yıldız, şunları kaydetti: "Eğer 1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi ve 1997 post modern darbeleri bu ülkedeki milli iradeyi kesintiye uğratmışsa bizim vebalimiz var demektir. Zannetmeyin ki biz burayı boş bıraktığımızda bu darbeler geri dönmez. Geri döner, niyetleri, gayretleri ortada. Yalnızca bizim gücümüzü kaybettiğimiz zamanı bekliyorlar. Kendileri bir işin nasıl yapılacağını değil yapılamayacağını tarif ettikleri için yine bizim güçsüzlüğümüzü bekliyorlar. O yüzden sen-ben dersek, eğer bizden uzaklaşırsak bunun vebalini ödeyemeyiz. Bu uğurda yapmadığımız her işin başkasının ekmeğine yağ sürmek anlamına geldiğini bilmemiz lazım. Öyle bir noktaya gelindi ki, AK Parti'ye oy verenlerin oranı sizlerin gayretiyle seçmenin yarısı 'iktidarda olmanız lazım' dedi. Vatandaşımızın yüzde 23'ü de 'Biz AK Parti'ye oy vermedik ama AK Parti iktidara gelmeyi hak etti, ne olur siz iktidardan uzaklaşmayın, ben partimi değiştiremem ama sizin iktidarda bulunmanız doğru' dedi. Bütün bunlar kolay olmuyor."17-25 Aralık darbesine de dikkati çeken Yıldız, "Saflık yapmayacağız. Uyanık olacağız. AK Parti ile birlikte Türkiye, yalnızca ekonomisiyle, iradesiyle, sosyal hayatıyla değil aynı zamanda beyniyle, zihniyle, kalbiyle, vicdanıyla, sağ duyusuyla, basireti, ferasetiyle birlikte büyüdü. Eskisi gibi kandıramayacaklarını anladıkları için belden aşağı vurmalar başladı" diye konuştu.2015 seçimlerinin her zamanki seçimlerden çok daha önemli olduğuna dikkati çeken Yıldız, şöyle konuştu: "Çünkü 'biz sizi sevmiyoruz, biz sizle beraber olmak istemiyoruz' diyorlar. Yüzlerce işyerinin kapandığını, binlerce insanın kapı dışarı edildiğini unutmayız. O yüzden bir gecede yüzde 25 küçülmemek için AK Parti ile bu Türkiye'nin iktidarı ve istikrarıyla yürümeye devam edeceğiz. Bir milli bayramımızda, ordu evine ben sakallı girdiğim için orduevinin komutanını görevden aldılar ve bir astsubayı da hapis yatırdılar. Bu Rusya'da falan olmadı, Kayseri'de oldu. Bunu nasıl yaptınız diyorum, 'efendim kılık kıyafet yönetmeliğine göre sizi almamaları lazımdı', milletvekiliyim dedim, 'fark etmiyor' dediler. Türkiye'nin normalleşmesi için biz az bedel ödemedik."