(LEFKOŞA) - Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Zeki Çeler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin adayı Tufan Erhürman'ı desteklemelerine ilişkin, "Bu bir ittifak değildi, kazanılması gereken bir seçim için yapılan bir işbirliğiydi" dedi. Çeler, Türkiye- Kıbrıs ilişkilerine de değinerek, "Türkiye'deki siyasilerle her türlü kavgada Kıbrıslı Türkler tedirginlik hisseder" diye konuştu. Ersin Tatar'ın Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün kendisine yüzde 5 oy kaybettiği sözlerini Çeler, "En başından beri bütün propagandası öfke, ayrılıkçı, bölücü olduğu için kaybetti" diye yorumladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) cumhurbaşkanı seçimini ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman yüzde 63 oyla kazanmasının yankıları sürüyor.
TDP Milletvekili Zeki Çeler, son cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin TDP'nin CTP adayını destekleme kararının perde arkasını, seçim sonuçlarının etkilerini ve Türkiye–Kıbrıs ilişkilerine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Seçim sürecinde Ersin Tatar'ın çevresinde UBP, DP, YDP'nin birleşmesini ardından dikkatli bir tavır sergilemeleri gerektiğinin belirginleştiğini dile getiren Çeler, CTP adayını destekleme sürecine ilişkin şöyle konuştu:
"Kavgayla bir yere varılmaz ama kendimizi doğru anlatmamız gerekir"
"Türkiye'deki gibi bir ittifak sistemi de olmadığı için bizde genel seçimlerde, herkes kendi tüzel kişiliğini koruyarak seçime girsin ve kavga etmeyelim, topluma da bu kavgayı göstermeyelim dedik. Bir de yerel yönetimler geldiğinde, 2026 Aralık seçimleri, var olan belediyeler yine bizlerde kalsın, bizim olmayanları sosyal belediyecilik açısından sola alabilmek adına da bir ittifak o zaman kuralım diye şimdiden bir görüşme yaptık ama tabii Tufan Hoca kazandıktan sonra yerine geçen arkadaşla bunu ne kadar daha devam ettireceğiz artık Sıla Hanım'ın düşüncelerine bağlı. Ayaküstü konuştuğumuzda öyle görünüyor ki tamamdır, o da devam ettirecek gibi görünür ama bilemezsiniz. Yani büyüklük bazen egoyu artırır. O ego da siyaseten etrafta bekleneni görmemeye sebebiyet verir. Sorunuzun içinde toplum nasıl şey yaptı... Orada da gerçekten TDP'nin koşulsuz verdiği destek, bir de hep durduk başkanın yanında, sürekli bulunduk şahsen ben de, sevgili Mehmet Harmancı da, ekip arkadaşlarımız, MYK'mızla beraber gidebildiğimiz her yere gittik, konuşmalar yaptık ve toplum hissetti bu birlikteliği. Sayın Tatar'ın da gitmesi gerekliliğinin üzerine bu tarafta iyi bir birliktelik gösterince kararsızlar da döndü ve bu tarafa yöneldi. Türkiye ile ilişkiler zaten bizim de aynı şekilde olması gerektiğini düşündüğümüz ilişkilerdi. Çünkü kavgayla bir yere varılmaz ama kendimizi doğru anlatmamız gerekir.
"Biz hiç buna 'sol ittifak' demedik"
Sonuçta Sayın Erhürman kazandı. Ama Sayın Tatar'ın kaybetmesindeki en büyük sebeplerden biri de agresif bir propaganda süreci yaptılar. 'Sağ duyu ittifakı' dedi onlar. Sol ittifak yapacağımızı düşündüler. Biz hiç buna 'sol ittifak' demedik. Demediğimiz için de insanlar merkeziyetçi düşünenler de gönül rahatlığıyla oy verebildi, sağcılar da oy verebildi Erhürman'a. Bir iş birliği yaptık. İttifaktan öte bir işbirliğiydi o seçimi kazanmamız gerekliydi."
Erken seçimi beklediklerini dile getiren Çeler, "Erken seçime gidilecek o atmosferi maalesef o yüzde 63'ü öldürdüler. Açık söylemek gerekirse o yüzde 63'lük heyecan, o büyük, onlar için travma bizim için büyük bir kazanç; CTP'nin kendi kurultayına gidecek olması hasebiyle Meclis'te hemen bir erken seçim olması gibi konularda böyle çok aşırı bir muhalefet göstermemiş olmaları... O sıcaklığını kaybetti. Bir tek dışarıdan biz bağırdık erken seçim diye" ifadesini kullandı.
"Türkiye ile kavgayı sevmiyor halk"
Kıbrıs-Türkiye ilişkisine değinen Çeler, "Türkiye'deki siyasilerle her türlü kavgada Kıbrıslı Türkler tedirginlik hisseder. Çünkü ekonomik olarak öyle bir bağımlı hale getirildik ki buradaki hükümetler de aslında bu bağımlılığın devamını sağlayacak yönde hareket ettiği için de insanlar, özellikle memur kesimi ki çoğunluk nüfus onlardadır, ödenememe, Türkiye'den para gelmezse ödenemeyiz korkusunu yaşıyor. Bu korkuyu yaşadığı için de Türkiye ile kavgayı sevmiyor halk" dedi.
"Kıbrıs Türk Devleti belki o zaman kurulabilirdi"
Çeler, Annan Planı'nın getirdiği bazı yöntemlerin kullanılması, bir diplomasi atağına girişmiş olunsaydı daha farklı bir noktada olacaklarını vurguladı. Annan Planı sonrasında ortaya çıkan uluslararası fırsatların değerlendirilemediğini söyleyen Çeler, Crans-Montana sürecinin çöküşünün ardından da diplomatik girişimlerin yetersiz kaldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Annan Planı'nda çocuktuk, üniversiteden giderdik eylemlere. Ama Crans-Montana sürecinde birebir oradaydık ve orada da gidince, olay çökünce hemen bir moral bozukluğu... Akıncı da hayal kırıklığına uğradı, o bıraktı. 'Türkiye koskoca 80 milyonluk devlet, sen 1 milyonluk Rumlar, bizimle dalga mı geçiyorsunuz, ben masaya getirdim garantiler konusunu bile konuştum, asker konusunu konuştum, yazılı bir şey verilmemiş olsa bile bunun konuşulduğunu artık herkes aşikar bilir' Çipras bile söyledi. O hayal kırıklıklarının üzerine biz diplomasiyi yapmayı beceremeyen maalesef iki toplumuz. Bunun üstüne gidilmedi. Annan Planı'nda da öyle oldu. Mesela Kıbrıs Türk Devleti belki o zaman kurulabilirdi. Plandaki bizim üzerimize düşenleri isim olarak o şekle çevirebilirdik. Hazır Avrupa Birliği'ne giriyor madem Rum tarafı yalnız, biz de bu şekilde federasyona açığız ve biz hala daha bunun için mücadele edeceğiz'i dünyaya duyurabilecek bir yapıya dönüştürseydik ki basitti artık bu.
"Türkiye buradaki varlığını sürdürebilmeyi bizi kendine bağımlı hale getirme şeklinde yapıyor"
Farklı bir şeyler olabilirdi. Bağımlılıksa, ben hep şahsen derim, bu söyleyeceğim Zeki olarak düşündüğüm bir şeydir. Şimdi burası jeopolitik olarak Türkiye'nin elinde tutması gereken bir yer. İngiliz hala neden bu adada üslerini barındırıyor? Neden Amerika buralarda bulunmayı ister, Fransa ister de Türkiye niçin istemesin? Akdeniz'deki sınırı... Belki Misak-ı Milli sınırları içerisinde biz yokuz ama Atatürk'ün de dediği gibi buraya dikkat edin der. Şimdi o dikkat edilmesi gereken noktadayız. Benim şahsen düşündüğüm; Türkiye buradaki varlığını sürdürebilmeyi bizi kendine bağımlı hale getirme şeklinde yapıyor. Halbuki bizim sarsılmaz kardeşlik bağlarımız var. Bunu öngöremedikleri için, düşünüyorlar ki, bana göre, eğer Kıbrıslı Türkler kendi ekonomik güçlerini kazanırlarsa şımaracaklar ve Türkiye'yi istemeyecekler. İşte Avrupalılarla, Rumlarla bunlara uşak olacak gibi görüyor herhalde bizi ki bir şekilde bizi bir bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Çünkü bir ülke düşünün ki kendi sanayisi çok güçlü, üretimden yana güçlü bir ülke, narenciyesi sağlam zamanında, ciddi ticaret yapan bir ülke, bir anda her şeyi kamuya çevirme, turizme, eğitime çevirerek şimdi de inşaatlara -ki inşaatlar da maalesef geriye düşmeye başladı- bu noktaya çevirerek ülke kalkınsın. Dünya bu noktadan tam tersine giderek gelişmeye başlarken Kıbrıslı Türkler tam aksine gelişmişliklerini belli başlı yozlaşmalar ve işte sanayisinden, üretimden uzaklaştırılarak bir noktaya getirildi. Bu bağımlılık yapmak için değil, bildikleri tek yöntem bu olduğu için. Aslında o bağımlılık değil, amaç o değil. Sonuç o ama amaç o değil."
"Tufan Hoca'nın Ankara'yı ikna edebileceğinden hiçbirimizin şüphesi yoktur"
Çeler, bir soru üzerine, "Tufan Hoca'nın Ankara'yı ikna edebileceğinden hiçbirimizin şüphesi yoktur" dedi.
Tatar'ın, Cübbeli Ahmet Hoca lakaplı Ahmet Mamhut Ünlü'nün kendisine destek videosu yayınlamasının yüzde 5 oy kaybettirdiği söylemine Çeler, "En başından beri bütün propagandası öfke, ayrılıkçı, bölücü olduğu için kaybetti. Akıncı da seçiminde belki yapmasaydı bu kadar da oy almayabilirdi ama o da bölücü bir dil kullandığı için son seçimde o da ondan kaybetti" diye yorumladı.
"Kimse bu yorgun dönemi kaldıramaz"
Seçim tarihinin en geç Eylül- Ekim gibi yapılacağına dikkati çeken Çeler, "Ekimde genel seçimler, Aralık'ta belediye seçimleri. Sonrasında bütçe çalışması yapılacak. Kendileri bile iktidar olacak olsa kimse bu yorgun dönemi kaldıramaz" ifadesini kullandı.
Son Dakika › Güncel › Zeki Çeler: 'Ctp'ye Desteğimiz İttifak Değildi; Kazanmak İçin Zorunlu Bir İşbirliğiydi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?