Belli Olmayan Bir Ortam Vardı" - Son Dakika
Güncel

Belli Olmayan Bir Ortam Vardı"

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam edildi.

13.03.2017 19:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmada, Huduti'nin Koruma Astsubayı tutuklu sanık Fatih Gürcan ile 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili'nin emir astsubaylığını ve korumalığını yapan tutuksuz sanıklar Hasan A, Yunus B. ile Seyit A. savunma yaptı.

Tutuklu sanık Gürcan, savunmasında, Malatya'ya 2013'te tayin olduğununu belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul reddetti.

Terör örgütü üyeliği suçlamasını da kabul etmediğini belirten Gürcan, "Kesinlikle FETÖ'yle bağlantım yoktur. Darbecilerle hareket edip, onlardan emir almadım. Bütün emirleri emir subayım ile ordu komutanımdan aldım. Darbecileri biz teslim alarak polise teslim ettik. 14 saat uyumayarak ordu komutanını korumak için her şeyi yaptım. 15 Temmuz gecesi görevim olan ordu komutanını korumayı en iyi şekilde yaptım. Komutana uygun olmayan bir davranışa izin vermedim." iddiasında bulundu.

Darbeye teşebbüs edenlerle aynı şekilde suçlandığını kaydeden Gürcan, şu savunmayı yaptı:

"Emir komuta zinciri içerisinde hareket ederek emir subayım Sedat Kaya'nın emrine uydum. Albay Bahadır Erdemli, Kurmay Başkanı'na silah çektiğinde Kurmay Başkanı'nı komutanın odasına alarak güvenliğini sağladım. Zeki Karataş'ın tabancasını aldım. Uzun namlulu silahla makam odasına girmek isteyen Bahadır Erdemli'nin elinden silah aldık. Makam odasında Albay Bahadır Erdemli'nin 'Bizi teslim etmeyin gerekirse vurun' dediğinde elindeki silahı aldım. Belli olmayan bir ortam vardı. Görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Bahadır Albay ordu komutanının odasından Kurmay Başkanı'nın çıkmasını istedi, gerginlik oldu. Ben de gerginliğin büyümemesi ve Ordu Komutanımızın can güvenliği için Ordu Komutanımızın izniyle Kurmay Başkanımızın çıkmasına refakat ettim."

Gürcan, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un "Albay Bahadır Erdemli, ordu komutanına silah doğrulttu mu?" sorusuna, "Namluyu komutana doğrultmadı." yanıtını verdi.

Dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Emir Subayı eski Binbaşı Sedat Kaya'nın "Malatya Valisi'ni aramaya çalışmasına şahit olup olmadığını ve saat kaç aralığında aradığı" yönündeki soruya ise Gürcan, "Kaya'nın saat 00.00-01-00 saatleri arasında aramaya çalıştığına şahit oldum." cevabını verdi.

"Silah çekme anına kadar darbe hazırlığı yoktu"

Dönemin 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Sevgili'nin emir astsubaylığını ve korumalığını yapan tutuksuz sanık Hasan A. ise Sevgili'nin kendisine araca G3 silahıyla 5 şarjör ve hücum yeleği koymasını emrettiğini aktardı.

Bu emir sonrası şoföre, ilgili yere gidip zimmet karşılığı silahı almasını söylediğini anlatan Hasan A, şoför tarafından silahın araca konulduğunu söyledi. Hasan A, savunmasına şöyle devam etti:

"Bundan sonra Serdar Paşa ve biz makamına geçip, bir emri olup olmadığını sorduk. 'Şimdi git 22.00-23.00 gibi gel' dedi. 19.00 servisini kaçırdık. 20.30 servisini beklerken Kurmay Başkanı Zeki Paşa törenden döndü. Ekmek arası sandviç verilmişti. Onları yedikten sonra eve gitme ihtiyacı kalmadı. Zeki Paşa ve Serdar Paşa 20.45-21.00 gibi Kurmay Başkanı'nın odasına geldiler."

Bu süreçte darbeyle ilgili hiçbir şey sezmediğini ileri süren Hasan A, "Bahadır Albay'ın silah çekme anına kadar darbe hazırlığı yoktu. Kimsenin darbe yapılıyor diyeceğine inanmıyordum. Komuta katı kalabalıklaştı. Avni Paşa, Suat Yarbay, Bülent K, geldiler. Fatih Kılınç, Eyüp Kök vardı paşalarla birlikte. Kurmay Başkanımız geldiğinde 'Adamınızı çekin' diye bir laf kullandı. Birkaç defa bunu tekrarladı. Bahadır Albay ile diyaloğu oldu. Bahadır Albay belindeki silahı Kurmay Başkanımıza tuttu. Birtakım şeyler başladı. Şok olduk. Panik ortamı oldu ama Kurmay Başkanımız 'Tamam tamam' dedi ortam yumuşadı." diye konuştu.

Boğaziçi Köprüsü'nün kapatılmasını bomba ihbarı olarak değerlendirdiğini öne süren Hasan A, komuta katında silah çekme olayından sonra bazı şeyleri anladıklarını ve kimin kimden olduğunu ve kime müdahale edeceklerini bilmedikleri için orada bulunanlara silah çekip müdahale etmediklerini öne sürdü.

"Darbeye iştirak edenler listesinde" isminin yer aldığını aktaran Hasan A, "O listeye daha sonraki süreçten sonra eklendiğimi düşünüyorum. 16 kişilik listenin en altındayım, sonradan yazılmış olmam aşikar. Komutanımız (Adem Huduti) listeyi kendisinin hazırlamadığını Kurmay Başkanı'nın hazırladığını söyledi. Kurmay Başkanı'na da savunmasından sordum darbeciler teslim olurken yazdığını ve beni hatırlamadığını söyledi." dedi.

"Git buradan tatbikat yapıyoruz"

Tutuksuz sanık Piyade Uzman Çavuş Yunus B. ise olay günü saat 21.00'de adını hatırlayamadığı bir yüzbaşının askerleri silahlı şekilde yanına getirmesi emrini verdiğini, daha sonra getirdiği askerlerle 2 nolu nizamiyenin olduğu yere mevzilere yerleştirildiklerini söyledi.

Daha sonra bu yüzbaşının kendisine "Heyecan yaptınız mı?" diye sorduğunu anlatan Yunus B, savunmasına şöyle devam etti:

"Ben de 'Heyecanlandık' dedim. 'Bu bir tatbikat, herkes görev yerlerine dönebilir.' dedi. Askerleri alıp görev yerine döndük. İlk defa böyle bir tatbikat yaptığımızı düşündüm. Nizamiye bölgesinden koşarak giden bir asker gördüm. Yüzbaşı Kemal Keskin silahını askere doğrultu ve koşmaya çalıştı ama engellediler, kimin engellediğini bilmiyorum. Yüzbaşı Kemal Keskin kapıya gelen bir araca 'Git buradan tatbikat yapıyoruz' dedi. 'Acaba bir terör eylemi mi var' diye düşünmeye başladım. Saat 22.00-22.30 civarında komutanlar geldiler. Adem Paşa, Serdar Paşa, Zeki Paşa geldiler. Kapıyı Ahmet ve Harun Başçavuş açtılar. Aracın içinde kim var görmedim. Ben telefonla haberleri takip ediyordum. Saat 23.00 civarında bir grup askerin köprüyü kapattığı haberleri vardı. Çok geçmeden 5-10 dakika içinde darbe girişimi olduğu açıklandı. 00.30 civarında Yarbay Ali Aydın Torun, Ahmet Başçavuş ile beraber geldi. Harun Başçavuş'a bir şey söylediler. Harun Başçavuş'a ne olduğunu sordum. Ordu Komutanı ve Kurmay Başkanı'nın Albay Bahadır Erdemli tarafından rehin alındığını söyledi. Albay Bahadır Erdemli, '4 ZPT gelecek kapıdan içeri alacağız' dedi, 'Emredersiniz' dedim."

"1 dolar düğünümden hatıra"

Malatya İstihkam Alayında Nöbetçi Uzman Çavuş olarak görev yapan tutuksuz sanık Seyit A. ise darbe gecesi tutuklu sanıklar Yarbay İsmail Akın ile Kurmay Yarbay Ahmet Üçbudak'ın bulunduğu yere gelerek karargahın kapılarının açılması emrini verdiğini söyledi.

Kapıları açtıktan sonra yine aynı kişiler tarafından tüm askerlerin içtima için toplanması, silah ve teçhizatları almaları emirleri üzerine bunu kendisinin de koğuşlara ilettiğini belirten Seyit A, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Daha sonra toplandık. Yüzbaşı Hamdi Bulut içtima alanına geldi, bütün rütbeli personeli yanına çağırdı. Öncelikle cep telefonlarımızı kapatmamızı istedi. Sonra 'Ne oluyor, niye toplandık' gibi sorular sorduk. Kendisin de bilgisinin olmadığını, telaş yapmamazı, beklememizi söyledi. Daha sonra zırhlı araçların hazırlanmasını, uçaksavar mermileri yüklenmesini ve hazır olmasını emretti. Bunların üzerine Ahmet Üçbudak'ın yanına gidip başka bir emrinin olup olmadığını sormamızı istedi."

Hazırladığı araçta daha sonra uyuduğunu ve sabaha karşı kalktığını iddia eden Seyit A, bu sırada bir başçavuşun kendisini aradığını ve Ahmet Üçbudak'ın emirlerinin dinlenmeyeceğini söylediğini belirterek, "Tayfun Teğmen daha sonra zırhlı aracı kitleyip şoförle taburlar bölgesine gitmemizi istedi. Buraya geldiğimizde tüm askerlerin koşuşturarak camiler bölgesine gittiğini gördük. Biz de onlara katıldık, beklemeye başladık. Bekledikten sonra 'Bütün askerler istirahate geçebilir' dendi. Biz de istirahate geçtik." iddialarında bulundu.

Seyit A, gözaltına alınırken cüzdanından çıkan 1 doların 2014'teki düğününden hatıra olduğunu ve bunun FETÖ ile ilgili olmadığını öne sürdü.

Davanın görülmesine yarın da devam edilecek.

Bu arada, mahkemeye gelen aralarında Huduti, Angun ve Ayık'ın da bulunduğu 10 tutuklu sanık, elleri kelepçelenerek duruşmanın görüldüğü salondan çıkarıldı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Belli Olmayan Bir Ortam Vardı' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement