Grup Merkez Hasar Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey: Hasar tasfiye şirketlerinin haklarının kısıtlandırılması, mağduriyeti arttıracaktır - Son Dakika
Ekonomi

Grup Merkez Hasar Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey: Hasar tasfiye şirketlerinin haklarının kısıtlandırılması, mağduriyeti arttıracaktır

Grup Merkez Hasar Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey: Hasar tasfiye şirketlerinin haklarının kısıtlandırılması, mağduriyeti arttıracaktır

Grup Merkez Hasar Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey, sigortacılık sektörü ile son dönemlerde yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmede bulundu. Kocabey, "Hasar tasfiye şirketlerinin vekâlet yoluyla işlem yapabilmesinin önünün kapanması, sigorta mağdurlarının mağduriyetlerini arttırmaya sebep olacaktır" dedi.

27.03.2020 15:12  Güncelleme: 15:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Grup Merkez Hasar (Hasar Yönetimi ve Danışmanlık Hizmetleri) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey, ülkemizde sigortacılık sektöründe 2015 yılından itibaren yapılan düzenlemeler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Kocabey, "Hasar tasfiye şirketlerinin vekâlet yoluyla işlem yapabilmesinin önünün kapanması, sigorta mağdurlarının mağduriyetlerini arttırmaya sebep olacaktır" dedi.

Kocabey'in açıklamaları şu şekilde:

"Ülkemizde gelişmekte olan sigortacılık sektörü ile ilgili son zamanlarda ilginç düzenlemeler yapılmaktadır. Özellikle 2015 yılından itibaren yapılan düzenlemelere bakıldığında:

Sigortacılık İlkesi'ne aykırı olarak sigortalıların hak ve menfaatleri kısıtlayıcı nitelikte olduğu görülmektedir.

Gerek Karayolları Trafik Kanunu gerekse ilgili mevzuat hükümlerine aykırı düzenlemeler yapılarak sigortacının karlılığının artması amaçlanmaktadır. Yapılan düzenlemelere gerekçe olarak, sigorta şirketlerinin zarar ettiği ileri sürülmektedir. Oysa sigorta şirketlerinin genel ekonomik durumlarına bakıldığında gerçeğin böyle olmadığı görülecektir.

Özellikle 2015 yılından sonra yapılan düzenlemeler ile hasar ödemelerinin tüketicinin zararına olacak şekilde azaltıldığı ve binlerce insanın mağdur edildiği görülecektir.

"SİGORTA POLİÇESİ SUİSTİMAL EDİLMEKTEDİR"

Adliyelerde ve Sigorta Tahkim Komisyonu'nda, yaşadıkları hasarlar nedeniyle sigorta şirketlerinden alacakları tazminatları alamayan, eksik alan binlerce hak sahiplerinin sigorta şirketleri aleyhine açtıkları davalar mevcuttur. Bu dosyaların tamamına yakını hak sahibi/mağdur lehine sonuçlanmaktadır. Sigorta şirketleri,poliçelerin prim ödemeye konu olması bakımından sadece sigortalıya sorumluluk yüklemesi gibi bir imaj yaratmıştır. Oysa sigorta poliçesi, bir sözleşmedir ve sigorta şirketlerini, poliçede yazan Genel ve Özel Şartlar gereği, olası hasar durumunda hak sahibine tazminat ödemesi için sorumlu kılar. Ancak yazık ki, bu detay sigortalı/alacaklı aleyhine suistimal edilmektedir.

Sigorta poliçelerinin taşınır ve taşınmaz kıymetleri olası risklere karşı koruması temel kuralının ihlali ile'sigortalı yaşama güven'in kırılması doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.

SİGORTA ALACAKLILARI ADLİ MAKAMLARDA SORUN YAŞIYOR

Hasar durumunda Avukatların vekâleten hareket ettikleri hemen her konunun sigorta şirketleri ile sulh yoluna gitmekten ziyade, yargı yolunu seçmeleri, hak edilen tazminatın gereğinden uzun sürede alınmasına sebep olması da ayrıca bir sorundur. Mahkeme masrafları, zaman kaybı ve adli mercilerin meşguliyetlerinin arttırılması artık sektörde alışılagelmiş bir durumdur. İşin kötü yanı, sigortadan alacaklı hak sahipleri, sulhen müracaat yolu ile tazminatlarının alınamayacağı gibi bir anlayışı benimsemiş haldedir. Avukatların mesleklerini ifaları esnasında, hak ve zaman kaybını gözetmesi gerekirken, ödenecek hasar bedeli miktarını gösteren ibranameyi kendisi imzalayıp, tazminatın kendi hesabına yatmasını sağlayarak, müvekkiline gecikmeli veya eksik ödeme yaptığı durumlar da yaşanmaktadır. Barolarda bu konu ile ilgili çok sayıda şikâyet mevcuttur. Aynı zamanda vekâlet verildikten sonra avukatın ilgisizliğine bağlı azilname çekilmesi durumunun göz ardı edilemeyecek sayıda olduğu bilinmektedir.

HAZIRLIK AŞAMASINDAKİ YASA BORÇLAR KANUNUNA AYKIRI

Tüm bunların yanı sıra bugünlerde yasalaştırılmak istenen 2. Yargı Paketinin 57. Maddesi ile; 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'na Ek 6. Madde eklenerek, sigorta hasarlarında, hak sahiplerinin yanı sıra sadece avukatların yetkilendirilebileceğine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Bu yaklaşım, Türk Borçlar Kanunu 26. Ve 27. Maddelerine aykırılık teşkil etmektedir. Zira kişilik haklarını sınırlayıcı niteliktedir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 502. ve devamı maddelerinde;kişilerin 'vekâlet yoluyla işlerini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği' yolun tamamen ortadan kaldırılmak istendiği görülmektedir. Bu durum Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları açısından kişisel hakların ihlali anlamına gelmektedir.

Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesi hakkı her alanda mevcut olup, sadece sigortacılık sektöründe yasalarda belirtilen sebeplere dayanmadan, söz konusu hakların sınırlandırılması/yok sayılması, olağan üstü bir çelişki yaratmaktadır.

"HASAR TASFİYE ŞİRKETLERİNİN KISITLANDIRILMASI, MAĞDURİYETİ ARTTIRACAKTIR"

Sonuç olarak; sigortaya konu hak ve alacakların sulhen tazminine ilişkin, hak sahiplerinin menfaatine davranacak, alanında uzman hasar tasfiye şirketlerinin vekâlet yoluyla işlem yapabilmesinin önünün kapanması, sigorta mağdurlarının mağduriyetlerini arttırmaya sebep olacaktır.

"EKONOMİK PROBLEM TEŞKİL EDECEKTİR"

Sigorta şirketleri ile hasar tasfiye işlemlerini sulhen gerçekleştiren ve hak sahibi/mağdur ile tüm süreci işbirliği ve empati ile hizmet veren binlerce uzman personelin istihdam edildiği alanın özellikle ve haksız şekilde yok edilmeye çalışılması da ekonomik bir problem teşkil edecektir.

Konunun çok boyutlu olarak değerlendirilmesi gerekmektedir."

Son Dakika Ekonomi Grup Merkez Hasar Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Türkeş Kocabey: Hasar tasfiye şirketlerinin haklarının kısıtlandırılması, mağduriyeti arttıracaktır - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement