Gürbüz Azak "Divanyolu Sohbetleri"Nde - Son Dakika
Kültür Sanat

Gürbüz Azak "Divanyolu Sohbetleri"Nde

Gürbüz Azak "Divanyolu Sohbetleri"Nde

Divanyolu Dergisi tarafından düzenlenen "Divanyolu Sohbetleri"ne bu hafta yazar ve ressam Gürbüz Azak konuk oldu.

10.04.2017 23:08
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Divanyolu Dergisi tarafından düzenlenen "Divanyolu Sohbetleri"ne bu hafta yazar ve ressam Gürbüz Azak konuk oldu.

Cağaloğlu Milli Türk Talebe Birliği'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Azak, yeni nesillere doğru tarih bilgilerinin, tarihi ayrıntıların, ahlak ve nezaket kurallarının öğretilmediğini ve bu durumdan dolayı üzüntü duyduğunu söyledi.

Azak, öğretmenlerin ve akademisyenlerin eğitim verirken kitap dışına çıkmaları gerektiğinin altını çizerek, "Öğretmenler giyinmesini, kuşanmasını, yemesini, içmesini, öfkesiz tenkit etmeyi bilecek. Bizim güzelliklerimizi anlatacak." dedi.

Okullarda, öğrenilmesi gereken bilgilerin öğretilmediğine dikkati çeken Azak, "Sadece kitabi bilgiler veriliyor. Profesör ya da doçent dostlarımız kitabı okuyor, ertesi gün geliyor, ne anlamışlarsa onu aktarıyor. Hocalık bu değil. Hocalık cesaret, istikamet ve dirayet ruhunu taşıyan bir unsur. Bazen bir öğretmen tek başına bir okul olabiliyor." diye konuştu.

"Türklerin Anadolu'ya ilk uzanışı 1071 değil, 395'tir"

Azak, kendi yazdığı "Bütün Sırlarıyla Türkler" kitabında yer alan bilgilerin hiçbir yerde anlatılmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Göktürk Başbuğları Çin İmparatorlarına 'oğlum' diye hitap ederdi. Türk süvarileri atların rengine göre kümelenip sıraya girerlerdi savaş öncesi. Asya kolları sandalye, masa, dolap, perde ve tül kullanıyordu. Tarkan unvanlı kişilere devlet tarafından kat'iyen ceza verilemezdi. Onlar seçkin kişiler olarak anılıyordu. Türklerin Anadolu'ya ilk uzanışı 1071 Malazgirt Savaşı değil, 395'tir. Her kabilenin bir kutsal hayvanı ve damgası olurdu. Üzerindeki damgadan onun hangi obadan olduğu anlaşılırdı. Bu adet 1950'li yıllara kadar Ege bölgesinde sürüyordu."

Türklerin bilinmeyen yönlerine değinen Azak, şöyle konuştu:

"Çoğu Osmanlı veziri Arapça ve Farsça dışında birkaç batı dili daha biliyordu. Vezirlerin yüzde 90'ı 5 lisandan fazla dil biliyor yani. Türkler yağmurlu günlerde asla savaşmazdı. Turan taktiği ile kayıp vermeden kazanılan savaşlar vardı. Geri çekilip, korkuyor gibi yapıp düşmanın kovalamasını sağlar ve münasip bir yerde geri dönüp, düşmanı yok ederlerdi."

Azak, Osmanlı Devleti zamanında 600 bin nüfuslu İstanbul'da 20 üniversitenin olduğuna işaret ederek, şunları aktardı:

"Biz sıradan bir kültürden gelmiyoruz. Devasa bir milletimiz var. Aslında dünya sosyologları ve tarihçileri üç medeniyetten bahseder. Hint medeniyetinin temelinde din vardır. Yunan medeniyetinin temelinde estetik bulunur. Batı medeniyetinin temelinde de denklik var. Osmanlı bu üç medeniyeti iyi incelemiş ve temeline dini, estetiği ve tekniği yerleştirmiştir. Urfa'daki Birecik ilçesinde bir yılda 300 gemi Fırat'a indiriliyor ve Basra'ya açılıyordu. İçinde 100, 200 levendin kalabileceği devasa gemiler yapılıyordu."

Etkinlik sonunda Azak, dinleyicilerin sorularını cevapladı.

Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat Gürbüz Azak 'Divanyolu Sohbetleri'Nde - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement