90'ların sonlarına doğru pop müzik yükselişini sürdürürken esprili sözlere sahip çeşitli türdeki şarkılar da dikkat çekmeye başlamıştı. Bu furyada Oktay Yurtalan ya da bilinen adıyla Ragga Oktay, farklı aksanıyla seslendirdiği rap, reggae ve pop şarkılarıyla bir akım yarattı. Ragga Oktay'ın patlaması ise 1998 yılında "Çukulata Kız" şarkısıyla oldu.
Hollanda gurbetçisi bir ailenin oğlu olan Ragga Oktay, İstanbul'a geliş hikayesini şöyle anlatıyor: "Çok küçük yaşımdan beri şarkı okuyup besteler yapardım. Bir de garip garip bestelerdi... Şarkıları melodik rap olarak okurdum. Aynı zamanda da futbol oynuyordum ve Galatasaray'ın yıldızlar takımı seçmeleri için Türkiye'ye davet edildim. Ailemle birlikte İstanbul'a geldik fakat beğenilmedim. O zaman yıldızlar topluluğu çamur ve beton karışımı bir sahada oynuyordu. Ben de ona hazırlıklı değildim ve başaramadım. Hatta 'Bunu mu Hollanda'dan çağırdınız' demişlerdi. (gülüyor) İlk kez İstanbul'a geldiğim için biraz şehri turlamak istedim. Bir otobüse bindim, o da Unkapanı durağında durdu. İçimden 'Burası Türk filmlerindeki şarkıcı olunan yer' dedim. Otobüsten indim ve ilk Gürol Ersaraç'ın plak şirketine girdim. Çıktığımdaysa plak anlaşmasını yapmıştım. Tarzımı çok ilginç bulmuştu. 95'te albüm anlaşmasını yaptım, 96'da da ilk profesyonel maceram başladı. Sonrasında da hemen futbolu bıraktım. Belki futbolcu olarak devam etseydim müziği hobi olarak yapacaktım."
Komedyenler taklidimi yapıyordu
90'larda Türkiye'de yeni bir hayat kurarken zorlandığını söyleyen Ragga Oktay, "Hem yaşam hem kültür hem de müzik piyasası olarak zorlandım. Çünkü yaptığım müzik için sürekli duvarlar aşmam gerekiyordu. İnsanlar 'Bu ne, bunu yayınlamayız' diyordu. Müziğim aykırıydı" diyor. Sanatçı, ilk albümünün 100 bin civarında sattığını ve o dönem için bunun çok düşük bir rakam olduğunu ifade ediyor: "Normalde 100 bin satış yapan sanatçıya bir daha albüm yapmazlardı ama bana güvendiler. En büyük patlamayı da ikinci albümüm 'Her Şeye Rağmen'deki 'Çukulata Kız' şarkısıyla yaptım. O şarkıyı hiçbir radyo çalmak istemedi. Biraz bekledim sonra Avrupa'ya döndüm. Bir baktım albüm orada patlamış. Bir ay sonra da Türkiye'de... Böylelikle birinci duvarı yıkmış oldum. Komedyenler, siyasetçiler herkes taklidimi yapmaya başladı. Albümüm 1 buçuk milyon sattı. Aykırılığımın içinde halkımız kendine özgü bir şeyler buldu. Senelerce de reklamlarda rol alıp insanlara bu müziği sevdirdim. Rap'çilerin reklamda oynayabilmesini sağladım."
Sanatçı, yeni nesil rap'çileri ise dinlemediğini dile getiriyor: "Şu an rap'in moda olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bugün dinlediğimiz müzik rap değil. Heceleme tarzında şarkı söylüyorlar. Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yarattığı bir tarz. Kötünün iyisini dinliyoruz. 90'larda yapılan rap'ti."
Reklam müziği yapan bir şirketim var
Ragga Oktay, şimdilerdeyse 2004 yılında açtığı reklam müziği şirketini yönetiyor ve beste yapmaya devam ediyor. 44 yaşındaki sanatçı, bir dönem Avrupa'da çalışmalarını sürdürdüğünü de belirtiyor: "2006 yılında Avrupa'ya dönüp kariyerime orada devam ettim. Oradaki sanatçılarla düet yaptım. Babamı kaybedince de iş hayatına ara verdim, bir şey yapmak istemedim. Bu arada dizilerde oynadım, programlar sundum ve 'MC Dandik' adında bir sinema filmi çektim. Ama ana mesleğim hep müzik oldu. 2015 yılında çıkardığım 'Yeniden' şarkısını gençler yeniden keşfetti. Bu işin şan şöhret kısmıyla ilgilenmedim. Müzik ile doğdum, müzikle öleceğim. Arka planda kalmış gibi durdum ama hep müzikle var oldum. Birçok reklamda duyduğunuz müzikleri ben yapıyorum. Firmalara müzikal kimlik giydiriyorum. Çünkü yıllar önce kısa ve öz sloganlar bulduğumu fark ettim. Bunu da işe dönüştürdüm."
"A-Um" şarkısını Tarkan'a yazmıştım
Ragga Oktay, 2000'lerde ise Türkiye'nin en büyük telekomünikasyon firmasının yüzü oldu ve "A-Um" jenerik şarkısıyla dillere dolandı. Sanatçı, "Reklam müzikleri kariyerinizi etkiledi mi? Sadece reklam müzikleri ile anılmaya başladınız sanki..." sorusuna şu cevabı veriyor:
"Ben ona inanmıyorum. 'Reklamı seçti ama müziğinden uzak kaldı' diyorsunuz ya... Reklamda da Ragga Oktay müziğini dinlettim. Reklamlardan sonra insanlar şarkılarımı tanıdı. Hepsinin evlerine girip ailelerinden biri oldum. 7 sene Türkiye'nin en önemli markasıyla çok önemli işler yaptım. Hala da ara ara çalışmalar yapıyoruz." Ragga Oktay, "A-Um" şarkısını ise Tarkan'a yazdığını söylüyor:
"İlk albümüm çıktığında Hollanda'da Tarkan konserinin açılışını yapmam için davet edilmiştim. İnanılmaz bir mutluluk ve gurur duymuştum. Hayranları beni sahneden indirmeye çalıştı ve hiçbir şarkımı okutmadı. O gün 'A-Um'u besteledim. Albüme koyacakken de reklam müziği oldu. Aradan kaç sene geçmiş, melodiyi birine dinletin hemen hatırlar. O kadar çok etki bırakmış ki insanlara..."
11 kere dayı oldum
"Eşimle 2003 yılından beri beraberiz, 2012 yılında da evlendik. Çocuk yapmamayı tercih ettik. 'Bu dünya sadece bir tane Ragga'yı kaldırabilir' diye düşündük. 7 kardeşiz ve 11 kere dayı oldum. O bana yetiyor."
Ragga Oktay, 2005 yılında yayınlanan "Tadımız Kaçmasın" dizisinde Rojda Demirer ve Göksel Kortay'la başrolü paylaştı.
"Ragga, İngiltere'ye göç eden Hintlilerin oluşturduğu bir müzik türü. Ben de onlar gibi şarkıları hızlı ve melodik okuyorum. O dönem menajerim Erol Köse'ydi ve çıkış ismimin Ragga Oktay olmasına karar verdi."
Son Dakika › Magazin › Ragga Oktay şimdi nerede ne yapıyor? - Son Dakika
Umay Kadın Sesleri Korosu ve ZibziArt orkestrasıyla birlikte sahne alan Gülcan Köseoğlu, unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Konser, zengin repertuarı ve renkli sahne performansıyla izleyicileri büyüledi. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok seçkin ismin katıldığı etkinlik, işitme engelli çocuklara destek olma adına önemli bir adım olarak kaydedildi.
Fotoğraf sanatçısı sevgilisi Sayna Soleimanpour'un ilk sergisi için kesik kadın başı figürüyle verdiği pozlar nedeniyle tepki çeken Uraz Kaygılaroğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı özür metniyle durumu açıkladı. Kaygılaroğlu, amacının sevgilisinin sanat çalışmasına destek vermek olduğunu belirterek, rahatsızlık uyandırdığı için özür dilediğini ifade etti.
Şarkıcı Tayfun Duygulu, Kerim Tekin ile birlikte yazdığı 'Kar Beyazdır' şarkısının sözlerini hatırlatarak, duygusal bir paylaşım yaptı. Duygulu, geçmişte çektikleri bir fotoğrafı paylaşarak, Kerim Tekin'i özlediğini dile getirdi.
Ömer, Merdo'yu kurtarmak için çabalarına rağmen başarısız olur ve Merdo'nun erkene alınan idamı herkesi yıkar. Ömer, Latif Bey'e karşı savaş açar. Sultan, Ömer'in en büyük destekçisi olarak geçmişin karanlık sırlarını ortaya döker ve Latif Bey'e meydan okur. Celal Ağa, oğlunun isminin yazılı olduğu beşiği görünce sırrı çözmek için Asiye ve Naile'ye saldırır. Ayten için konaktaki karmaşa bir fırsattır. Asiye ile Raziye'nin çocuklarını ayırma planında beklenmedik bir gelişme yaşanır. Sultan'ın başına gelen olay her şeyi altüst eder ve Ömer hayati bir kararın eşiğinde sıkışıp kalır.
Duayen oyuncu Metin Akpınar'ın evlilik dışı dünyaya gelen ikiz kızlarından biri olan Duygu Nebioğlu'nun annesi Suphiye Orancı'nın, İbrahim Tatlıses, Seda Sayan ve Şehnaz Dilan gibi oyuncuların yer aldığı 'Yorgun Perihan Savaş'lı, 'Yalan' ve Hülya Avşar'lı 'Aşıksın' filmlerinde rol aldığı ortaya çıktı. İbrahim Tatlıses'in ise Orancı'yı hatırlamadığı belirtildi.
Prens William, eşi Kate Middleton'ın kansere yakalandığını açıklamasının ardından ilk kez görev başında görüntülendi. Çevre ve topluluklarla çalışan kuruluşları ziyaret eden William'ın keyfinin yerinde olduğu da dikkatlerden kaçmadı.
Uğur Dündar'a babalık davası açan ve DNA raporunda kızı olmadığı ortaya çıkan Dilara Gülatan, Müge Anlı'nın canlı yayına bağlanarak hukuk mücadelesini bırakmayacağını ve rapora itiraz edeceklerini söyledi.
Sevgilisinin sergisi için kesik baş figürüyle pozlar veren oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, gelen tepkilerin ardından özür diledi.
TV8 ekranlarında yayınlanan Survivor 2024 All Star'ın dün akşam yayınlanan bölümünde Yaman, Özgür, Yunus Emre ve Batuhan arasında eleme düellosu yaşandı. Düelloda ilk olarak Yunus Emre ve Yaman arasında mücadele yaşandı. Oyunun sonunda potadan kurtulan isim Yunus Emre oldu. İkinci düello ise Özgür ve Batuhan arasında oynandı. Özgür'ün elemeden kurtulmasıyla Batuhan ve Yaman arasında final düellosu yaşandı. Gecenin sonunda hayallerine veda eden isim Yaman oldu. Elendikten sonra gözyaşlarına hakim olamayan Yaman, 'Ben sizi izleyerek büyüdüm, hayalim Survivor'a gelmekti' diyerek Atakan ve Hilmi Cem'e sarıldı. Herkesle vedalaşan Yaman, 'Ben gidiyorum şimdi vallahi. Çok alışmıştım. Vallahi çok alışmıştım. Bana aile gibi oldunuz. Hayatımın en güzel günlerini burada yaşadım. Yıllardır Survivor'ı izliyorum, burada da izlediğim büyük insanlar var. Hepsi çok iyi, bu isimleri hayal ederek buraya geldim ben. Survivor olmadan All Star oldum. Saygısızlığım olduysa hakkınızı helal edin' dedi. Yaman'ın Ogeday'a söylediği, 'Herkesin şampiyonu sensin' sözleri ise eleme gecesine damga vurdu.
Davut'un ölümü sonrasında Dağhan intikam yemini ederek Korkut'un peşine düşer. Dağhan'ın tehlikeli olabileceği düşüncesiyle herkes önlem alır. Korkut ise babasının ölümünü araştırarak Leyla ile yakınlaşmaya çalışır. Dağhan, Korkut ve Leyla arasındaki bağlantıyı öğrenir ve Korkut'tan uzaklaştırmak için planlar yapar. Ancak Leyla'nın babasının ölümüyle ilgili öğrendikleri onu bir seçim yapmaya zorlar. Dağhan, Korkut'u öldürmeye yaklaşırken Şirket'in adamlarıyla karşılaşır ve Şirket'in verdiği göreve uymak zorunda kalır. Bu sırada Ekber, Oya'yı korumak için Korkut'un yaydığı korkudan faydalanır.
Zeynep Bastık, sosyal medya hesabı üzerinden kulak-burun-boğaz doktoruna göründüğünü ve burnundan operasyon geçirmesi gerektiğini duyurdu. Bastık, uyuyamadığı ve nefes alamadığı için taktığı bantların sebebini öğrendiğini ve ameliyatın kısa süreceğini belirtti.
Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'a açtığı babalık davasıyla adından söz ettiren Suphiye Orancı, şimdi de büyük kızı Dilara'nın Uğur Dündar'a açtığı babalık davasıyla gündeme geldi. Orancı'nın yıllar önce kızlarını bırakıp Almanya'ya kaçtığı ve bu durumun 34 yıl önce haber yapıldığı ortaya çıktı. Metin Akpınar'ın 36 yıl önce yaşadığı birliktelikten olan ikiz kızlarıyla ilgili davalar devam ederken, Uğur Dündar DNA testi sonucunda genç kadının babası olmadığını kanıtladı.
Sizin düşünceleriniz neler ?