Muğla merkeze bağlı Çaybükü Köyü'ndeki meşhur 'Ormancı' türküsüne konu olan Belen Kahvesi, bu yılın ilk 9 ayında 33 bin yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edildi.
Eski adıyla Gevenes Köyü'ne hakim bir tepede bulunan Belen Kahvesi'ni ziyaret edenler, zeytin ve çam ağaçları arasında Ormancı türküsü eşliğinde çaylarını yudumlayıp, yorgunluk atma fırsatı buluyor. Muğla Valiliği tarafından 2005 yılında restore edilen Belen Kahvesi, yılda ortalama 40 bin turist ağırlıyor. Çaylarını yudumlayıp, köy peyniriyle hazırlanmış otlu gözleme yiyerek manrzarayı seyreden ziyaretçiler, olaya şahit olmuş yaşlılardan türkünün hikayesini dinliyor. Kahvenin duvarlarını, türküde adı geçenlerin resimleri ve mahkeme tutanakları süslüyor. O günü yaşatmak için, kahvehanede Belen Türküsü ile diğer Muğla türküleri çalıyor.
Gevenes Köyü'nü yasa boğan olayların yaşandığı 1946 yılından sonra kullanılmayan Belen Kahvesi'nin, yıllar sonra köyün kaderini değiştirdiğini belirten muhtar Necati Cezayir, restore edilen kahvehanenin, Ormancı Türküsü'nün hikayesini dinlemek için gelenlerle dolup taştığını anlattı.
Türküde adı geçen o zamanın muhtarı Tevfik Cezayir'in torunu olan Muhtar Necati Cezayir, "Çok acı bir olay, dedem en yakın arkadaşı tarafından yanlışlıkla öldürülmüş. Büyüklerimiz hala anlatır. Babam hiç konuşmadı ama ne zaman kahvehanenin harap halini görse ağlayarak, 'Sen de göçüp gittin' diyordu. Çok yaşlandı ama acısı hiç dinmedi. Her şey bugün olmuş gibi anlatılır, dedemin vurulduğu yer, ormancının atlayıp kaçtığı duvar. Burada dama hala çok çekişmeli oynanır. Buna, ziyaretçiler de zaman zaman şahit oluyor. Köyün yaşlılarıyla oturup dama oynayan ziyaretçiler, onlardan, oyunun inceliklerini öğreniyor. Kahveyi ziyaret eden turistlerin türküde geçen atmosferi iyi hissedebilmesi için sürekli olarak ormancı ve Muğla türküleri çalıyor" dedi.
--- KUTU 1 ---
ORMANCI TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ
Köyün yaşlılarının anlattığına göre, 'Ormancı' türküsünün hikayesi şöyle:
"1946 yılında Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli, dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında "Sarı Memet' olarak tanınan Orman Memuru Mehmet İn gelir. Sarhoştur. Bir gün önce, komşu olan Çiftlik Köyü'nde yangın çıkmıştır. 1946 seçimlerinin evrakı Yatağan'a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Muhtar Cezayirli, "Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem" diye cevap verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Cezayirli, "Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et" der. Ormancı kahveye döner, dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn yere düşer. Arka cebinde tabaka olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurmuştur. O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi'ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e, "Babamın selamı var, bu adamı iyileştir" diye yalvarır. Doktor Veli Bey, "O ölecek, önce senin kolunu saralım" diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak, "Ölüyorum, hakkını helal et" dedikten sonra hayata gözlerini yumar.
Olay, daha sonra yörenin tanınmış sanatçılarından Pisili Tahir Usta tarafından kaleme alınır ve bestelenir. Türkü, Müzeyyen Senar, Kubat, İbrahim Tatlıses gibi ünlü isimlerin de aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı tarafından da yorumlandı.
---- KUTU 2 ----
'Ormancı' türküsünün sözleri:
Çıktım Belen Kahvesi'ne baktım ovaya/ Bay Mustafa çağırdı, dama oynamaya/ Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı/ Söz dinlemez ormancı, çekmiş kafayı/ Aman ormancı, canım ormancı/ Köyümüze bıraktın yoktan bir acı/ Köyümüzün ortasında, değirmen döner/ Değirmenin suları, dağından iner/ Ormancıya atılan kurşun, Tevfik'e döner/ Tevfik'in feryatları, yürekler deler/ Aman ormancı, canım ormancı/ Köyümüze bıraktın yoktan bir acı/ Köyümüzün suları da hoştur içmeye/ Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye/ Tevfik'imi vurdular, hiç mi hiç yere/ Yazık ettin ormancı, köyün iki gencine. - Muğla
Son Dakika › Kültür Sanat › Çaybükü Köyündeki Belen Kahvesine Ziyaretçi Akını - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?