Çileyle Geçen "Umut Yolcuğu"

İLHAMİ ERKILIÇ - Daha iyi bir yaşam umuduyla ülkelerini terk ederek yasa dışı yollarla Türkiye'ye giren Pakistan ve Afganistanlıların Ağrı Dağı eteklerinde hüzünle son bulan yolculukları, yürekleri burktu.

Ülkelerindeki iç savaş ve yoksulluk nedeniyle kendilerine hayat güvenliği sunan ülkelere göç etmek için yollara düşen insanların çileli yolculuğu ve bu yollarda ölümü dahi göze alarak hedeflerine ulaşmaya çalışması adeta büyük bir drama dönüşüyor.

Pakistan'dan bir süre önce yasa dışı yollarla İran üzerinden Türkiye'ye giriş yaparak insan tacirleri tarafından Ağrı Dağı'nın eteklerine bırakılan Naseer Ahmad'ın, eşi Mahal ve çocukları Meryem (17), Şahad (13), Asım (18) ve Muhammed Nasser (16) ile "umut" yolculukları, Muhammad Naseer'in olumsuz hava koşulları yüzünden donarak hayatını yitirmesiyle son buldu.

Askerler tarafından soğuktan donmak üzereyken bulunan ailenin diğer bireyleri ise Ağrı Devlet Hastanesindeki müdahalenin ardından Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi (BEAH) yanık ünitesinde tedaviye alındı.

Aynı grup içerisinde bulunan 15 Afgan ve Somali uyruklu da Pakistanlı aileyle aynı hastaneye kaldırıldı.

Hayatını kaybeden Pakistanlı gencin babası Naseer Ahmad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkelerinden daha rahat bir hayat yaşamak için Türkiye'ye geldiklerini söyledi.

Yolculuk esnasında soğuktan donarak çocuğunun öldüğünü aktaran Ahmad, şöyle devam etti:

"Bizi kurtarıp yardım eden askerler ile yetkililere teşekkür ediyorum. Amacımız Türkiye'de daha güvende olmak ve daha iyi bir hayat yaşamaktı. Ülkemizde ekonomik sıkıntılardan dolayı Türkiye'ye geldik. Yolculuk esnasında bir çocuğum soğuktan donarak hayatını kaybetti. İran'dan Türkiye topraklarına girdik. Ağrı Dağı eteklerindeki sulak araziden geçtik. Dağdan indikten sonra kaçakçılar, jandarma bizi yakalamasın diye bu sulak alandan mecburen geçmemizi söylediler. Biz de geçince ıslanan en küçük çocuğum Muhammad Naseer Ahmad soğuktan donarak öldü. Askerler geldiğinde oğlum ölmüştü. Evladımı bu yolda kaybettim. Bu konu hakkında daha bir şey söyleyemiyorum. Çok üzgünüm evladımın acısı daha taze yüreğimde."

"Türkiye zengin ve huzurlu bir ülke olduğu için tercih ettik"

Pakistanlı ailenin ortanca çocukları olan Meryem Ahmad da ülkelerinde zor şartlar altında hayatlarını sürdürdüklerini belirterek, fakir bir ülkede yaşadıklarını, zengin ve müreffeh bir ülke olarak gördükleri Türkiye'ye bu yüzden geldiklerini ifade etti.

Yolculuk esnasında karşılaştıkları zorlukları dile getiren Ahmad, "İran'dan Türkiye sınırına arabayla geldik, daha sonra nehirlerden geçtik. En büyük zorluğumuz soğuk oldu. Bu yolculukta soğuktan dolayı kardeşimi kaybettim. Bunun acısını anlatmam mümkün değil. Yolculuk günler sürdü. Yiyecek hiçbir şeyimiz yoktu. Aç kaldık ve sadece kek vardı. Onları da kardeşlerimle bölüşerek yedik." diye konuştu.

Ahmad, Ağrı Dağı eteklerinde kendilerini askerlerin bulduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'de olmaktan çok mutluyuz. Askerler bizi buldular ve ambulansla hastaneye kaldırdılar. Annem ve babamın ayak ve ellerinde soğuk yanıkları meydana geldiği için tedavileri sürüyor. Diğer kardeşlerimin sağlık durumu iyi. Bu kadar çile çekmemizin sebebi daha iyi bir hayat yaşamak. Türkiye'nin şefkatine güveniyoruz. Bu hastanede her şey çok güzel hiçbir ayrım yapılmadan tedavimizi yaptılar. Hastane yöneticilerine, doktorlara ve bütün personele teşekkür ediyoruz. Türkiye'ye vefa borçluyuz."

"Hayatımızı Türk askerlerine borçluyuz"

Afganistanlı Muhammet Cavid de donmak üzereyken Ağrı Dağı eteklerinde Türk askerleri tarafından bulunduklarını söyledi.

Bütün olumsuzluklara rağmen hayatta kaldıkları ve Türkiye'de oldukları için mutlu olduğunu anlatan Cavid, "Hayatımızı Türk askerlerine borçluyuz. Türkiye'ye teşekkür ediyoruz." dedi.