Gezi Travmasına Bir Teselli Var

Gezi eylemi ve polis müdahalesi sadece İstanbulluların değil olayları sosyal medyadan takip eden herkesin psikolojisini alt üst etti. Farklı dünya görüşlerinden bireyler birbirlerini ‘öteki’ leştirmeden iletişim kurabilecek bir noktaya gelmişken yeniden bir ayrışma yaşandı toplum kesimleri arasında. Kırılmanın yaşandığı bu noktada kim haklı kim haksız tartışması yapmak yerine serinkanlı bir duruşla birbirimizi dinlemeye ve anlamaya devam etmemiz gerekiyor. Kemal Sayar Timaş Yayınları’ndan çıkan Hayat Teselli Bulmaktır adlı kitabında tam da ihtiyacımız olan hallere işaret ediyor. Biraz Konuşmaya Ne Dersin?, Kaybolmuş Güzelliğin Peşinde, Mutluluk Hastalığı, Hayat Teselli Bulmaktır başlıklı dört bölümden oluşan kitap yaşanılan gerilimi azaltmak için herkesi birbirini dinlemeye ve anlamaya çağırıyor.

Bu kitapla okuma eylemi yapılır!

Kitapla aynı adı taşıyan yazısında “Başkasının hikâyesini dinlemediğinizde, onların hikâyesini dinlemeye değer bulmadığınızda, dillerini anlaşılmaz, kişiliklerini uzlaşılmaz gördüğünüzde onları kolayca bir teşhis objesi kılabilirsiniz. Onlara bir isim verdiğiniz zaman toptancı davranmaya hakkınız olur. Başkasının hikâyesini dinleyecek takatiniz yoksa, onları dışarlıklı ve tehlikeli sayarak ‘büyük kapatma’ya maruz bırakabilirsiniz” diyor Kemal Sayar. 

“Biraz Konuşmaya Ne Dersin? başlığı altında ise tartışma veya müzakere gibi kavramların diyaloğun yerini tutmadığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “İnsanların sağlıklı bir diyalog için önce önkabullerini askıya almaları gerekli. Diyalog halkası içinde; görüşlerini beğenmediğim, kendi varlığım için tehdit edici saydığım diğer insana karşı düşüncelerimi öfkeyle ifade etmiyorum dahası ona için için küfretmeyi de bırakıyorum. Onunla kendimi aynı gemide hayal ediyorum. Bir varlık ve yokluk savaşı varsa eğer, birlikte var ya da yok olacağız. Hepimiz birbirimiz için bir aynayız, kimse ötekinden düşüncelerini değiştirmesini talep etmiyor. Sadece kendimizi en iyi şekilde anlatmanın ve diğerini de en iyi şekilde anlamanın derdindeyiz.” Sayar’a göre diyalog, karşımızdakine kendimizi bütün kalbimizle açmaktır. Tekemmül etmiş sevgi iki insanı birleştirir, ama onlar yine de iki ayrı insan olarak kalmaya devam ederler. Bugün yaşadığımız ülkenin kimi insanları birbirine sağır gibi duruyor, her toplumsal kesim kendisine göre bir ‘öteki’ tanımlıyorsa, müsamahanın toprağına yabancılaşmışız demektir. Okuyarak eylem yapanlara ısrarla tavsiye olunur!

Sapanca’da şiir akşamı

13. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları bugün başlıyor. 2 gün sürecek etkinliğe 13 ülkeden şairler katılacak. Etkinlik kapsamında Necip Fazıl’ın 30. vefat yıldönümü anısına bugün saat 15:00’te Taraklı Atıf Efendi Hanı’nda bir panel düzenlenecek. Hüseyin Yorulmaz’ın yöneteceği panelin konuşmacıları Doç. Yılmaz Daşçıoğlu, Yrd. Doç. Okan Koç, Serhat Demirel ve Ercan Yılmaz. Yarın akşam 20.30’da ise Sapanca İnsan Hakları Parkı'nda Volkan Bektaş konseri var. Konseri takiben Sapanca’ya gelen şairler şiir okuyacak. Etkinliğe katılan şairler arasında Alamdar Cabbar (Azarbaycan), Alexsey Taydkin (Altay), Almagül Baurcan (Kazakistan), Ali Ayçil, Bahaettin Karakoç, Ali Ural, Cenk Gündoğdu, Ekaterine Martkachakova (Sibirya), Fatma Çolak, Furkan Çalışkan, Gülce Başer, Gülnur Kurbanova (Tataristan), Lıubovi Cımpoeş (Moldova), Manap Aliev (Kırgızistan), Mehmet Oguz, Meryem Kılıç, Muhtereme Olugova(Özbekistan), Rustam Kajekkin (Saha-Yakut), S. Aylin Antmen, Seyran Sumeyman(Kırım), Şefaat Ahmet (Yunanistan), Şefika Refik (Bulgaristan), Tamara Yudasheva (Başkortastan) yer alıyor.

Sezai Karakoç ile Afyon’da

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi ve Afyonkarahisar Belediyesi, Sezai Karakoç’un 80. yaşı için özel bir etkinlik düzenliyor. Bugün saat 20.00’de Afyonkarahisar Eski Halk Eğitim Merkezi RAM Salonu’nda gerçekleştirilecek programa Ali Haydar Haksal, Hüseyin Akın, Şeref Akbaba, Recep Garip, Mustafa Özçelik, Mevlana İdris, Bünyamin Yılmaz, Yunus Emre Altuntaş ve Yusuf Kaplan konuşmacı olarak katılıyor.