Bu bağlamda şiirleri kadar edebi görüşleri ve sosyolojik değerlendirmeleri de çoğu kimse tarafından irdelenmeye değer bulunmuştur. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisans Tezi hazırlayan Suat Soydemir’in ‘Erol Güngör ve Attila İlhan’da Aydın Sorunu (Sosyolojik Bir Karşılaştırma) başlıklı tezi de bunlardan biri. Attila İlhan’ın ağırlıklı olarak ‘Hangi Sol’ kitabında da dile getirdiği eleştiriler oldukça konsantre bir biçimde söz konusu tezde de yerini buluyor. İşte İlhan’ın altı çizilmeye değer ‘aydın’ değerlendirmesinden bir bölüm:
Türk aydını emperyalizmin ajanı mı?
“Türk aydını emperyalizmin ajanı durumuna düşmüştür. Milletin saati Anadolu’ya bunlarınki Pekin’e, Paris’e, Londra’ya, Newyork’a ayarlıdır. Anadolu’ya mecburen göreve gittiklerinde milletin içinde yabancılaşırlar çareyi içkide, kumarda ararlar, düpedüz kaçarlar. Aydın geçinenler kibirlidir, çok bilmiştir. Galatasaray’lılar ile Mülkiyeliler birbirini tutar zira bu iki okulun mezunları halk içinde gurbetteki yabancılar gibidirler. Bizim aydınlar papağandır, Batı’dan alır tekrarlar durur. Halk kılavuz olacak aydınları kaybedince kendi göbeğini kendi kesti. Lisede Sophokles okuduk, Klasik Türk Musikisi’ne sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık devletin yayınladığı kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki Sinan Leonardo’dan önemsiz, Mevlana Dante’den küçüktü, Itrî ise Bach’ın eline su dökemezdi. Türk aydını, Batılılaşma yolunda halkını bir türlü görememiştir. Batı’yı taklit ederken, Anadolu’yu yok saymıştır. Ancak burnunun ucunu görebilmiştir.
“Kendi toprağıyla bağını koparan gafiller...”
Türk eğitim sistemi bunda büyük pay sahibidir. Eğitim sistemi, Türk bürokrasisine bolca memur ve Batı özentili, çok bilmiş fakat az anlayan, çözümlemeyen insanlar yetiştirir. Türk aydını emperyalizmin ajanı durumundadır. Üreticisinden, kendi toprağından bağını kopartmıştır. Kozmopolitik kıyı şehirlerindeki levantenler nasıl emperyalizmin ekonomik ayakları ise yine bu şehirlerdeki levantenler ve kompradorlarla aynı hayatı yaşayan aydınlar da emperyalizmin kültürel ayakları olmuşlardır. Türk aydını, Batılı olmanın Türk olmamak anlamına gelmediğini anlamalıdır. Uygarlığımızı değiştirmek ne laf? Toplumsal ve nesnel bir gerçek istekle değişir miymiş? Uygarlığımızı çağdaş ölçülerle yeniden değerlendirmesini bileceğiz. Batılılık bu. Yoksa yarım yırtık bir yabancı dil belleyip, bir yabancı uygarlığın kuyruğuna eklemek değil. Türk aydınları, başka ülkelerin kendi koşullarına göre ürettikleri çözüm reçetelerini savunmak ‘gaflet ve dalaleti’ içindedir.”
Son Dakika › Kültür Sanat › Hangi Türk Aydını? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?