Herkes onu fenomen dizi 'Ekmek Teknesi'ndeki 'Heredot Cevdet' tiplemesiyle tanıdı. Kariyerine Gırgır dergisinde karikatürler çizerek başlayan Hasan Kaçan, "Kader mi tesadüf mü bilemiyorum ama kendimi setlerde buldum" diyor. Şu sıralar TRT 1'de yayınlanan 'Gönül Hırsızı' dizisinde hem senaristlik, hem de oyunculuk yapan Hasan Kaçan'la diziyi, rolünü ve performansıyla kendisini şaşırttığını itiraf ettiği Tuğçe Kazaz'ı konuştuk...
Dizi, oğlunuzun projesiymiş; doğru mu?
Evet, doğru. Armut dibine düşer durumu oldu. Zaten mizahla ilgileniyordu. Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde okuyor. Bizim sektöre uzak biri değil. Bir gün oturmuş yazmış, projeyi bize getirdi. Biz de o arsanın üzerine hep beraber güzel bir şey yapmaya çalışıyoruz. Hatta birlikte yazıyoruz. Dizi; benim, oğlum Uğur Kaçan, Baykut Badem ve Filiz Ekinci'nin kaleminden çıkıyor. Çok eğlendiğim bir proje.
HER ŞEY KURLA BAŞLIYOR
Hikayenin çıkış noktası neydi?
Bizim neslin çok bilmediği yeni bir dünya var. 2014 gençliğinin dünyasıyla karşılaştık. Belki de Uğur'un da iç dünyasıyla bu dizi sayesinde tanıştım. Gençlerin o hızlı teknolojik dünyası, çok ilgimizi çekti. Bunu da bizim neslin mahalle kültürüyle birleştirdik. '2014'ün mahallesi nasıl olur?'dan yola çıktık. Günümüzde bir gönül arsızlığı var. Bunu gönül hırsızlığına çevirmek için yola çıktık.
Havai tiplerden mi bahsediyorsunuz?
Genel bir tanımlama yapıyorum. Gönül arsızlığı insanlığın tamamına yayılmış durumda. Bir kimseyle ya da bir maddeyle tatmin olamama, dünyevi olan her şeyden sıkılma, hep daha fazlasını isteme ve elindekiyle yetinmeyip aşkını, arkadaşlıklarını çok çabuk harcama durumu var. O yüzden makbul olan gönül arsızı değil de, gönül hırsızlığıdır dedik. İnsanların gönül çaldığı bir hayat tarzı olmalı.
Gönül hırsızlığı derken çiftlerin birbirlerinin gönlünü çalmak için yaptıkları jestleri, kurları mı kastediyorsunuz?
Daha da ilerisini kastediyorum. Dostluklardan bahsediyoruz. Gönül hırsızlığı insanların ancak uzun süreli birliktelik yaşadığı hayat biçiminde oluyor. Dediğiniz gibi kurla başlıyor ama sonra sevgi ve hayat paylaşımına dönüşüyor. '
NADİR' ENTERASAN BİR TİP
Sizin canlandırdığınız 'Nadir' karakteri hikayenin neresinde?
'Nadir' enteresan bir tip. Emekli kaptan pilot. Uçuk bir tip. Tarık (Cem Kılıç) ile Hülya (Tuğçe Kazaz) aşkına yol gösteren bir adam ama burada bir taraftan anlatırken diğer taraftan o aksiyonu yaşayan bir abi. Aksiyon adamı, tüm hadiselerin içinde. Hikayedeki gerçek gönül hırsızı ise 'Nadir' abi bence.
Peki siz gönül hırsızı mısınız, gönül arsızı mı?
Gönül arsızı olduğumuz dönemler oldu ama şimdi gönül hırsızı olmaya çalışıyoruz. Çabamız bu yönde.
BENİ 100'E KATLARLAR
Günümüzde mizah anlayışını ve mizah yapanları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizim dönemimizde biz avantajlıydık; çok fazla mizahçı, çizer falan yoktu. Dolayısıyla biz birden bire meşhur yazar ve çizerler olduk. Şimdi beni ve bizim dönemdeki mizahçıları 100'e katlayacak arkadaşlar var. Ata Demirer, Cem Yılmaz ya da Şahan Gökbakar gibi kitlelere mizah yapanları değerlendirecek olursak, hepsini başarılı buluyorum. Çünkü çok zor bir iş yapıyorlar. İnsanın moralini bozup ağlatmak kadar kolay bir şey yok da güldürmek çok zor bir şey. Bu isimler, zoru başarıyor.
TUĞÇE SEYİRCİYLE MESAFEYİ KALDIRDI
Dizide Tuğçe Kazaz da rol alıyor. Kazaz projeye nasıl dahil oldu?
Kendisiyle daha önce Erhan Güleryüz'ün 'Kafkas' adlı filminde oynamıştık. Orada onun medyada yansıtılan halinden başka bir yönünü gördüm. Şimdiye kadar hep soğuk karakterleri oynamış; seyirciyle arasında mesafe vardı.
Yanlış mı yansıtılmiş sizce?
Evet. Çünkü öyle kabul edilmiş. Görüntüsü böyle oynadığı roller böyle; buradan yürüyelim denilmiş. Ama gördüm ki müthiş de bir espri kabiliyeti var. "İçindeki enerjiyi dışarı çıkarmalısın; kendin ol" dedim. Kendisi de verdiği röportajlarda "Hasan Kaçan mektebinde okuyorum" diyor.
Peki performansıyla sizi şaşırttı mı?
Evet, hiç ummadığımız bir rotaya çıktı. İzleyenler de "Tuğçe kendini aştı" diyor. Öyle bir teslimiyet olunca biz de elimizden gelen desteği veriyoruz. Mesela; dizilerde güzel kızlarla dalga geçilemez, biz bu dizide onun güzelliğini muhafaza ediyoruz ama boyuyla posuyla dalga geçiyoruz.
Alınmıyor mu peki?
Hiç alınmıyor, kızmıyor. Bayan basket diyoruz, uzun kız diyoruz; hiç gocunmadı. Tuğçe bu diziyle, seyirciyle arasındaki mesafeyi kaldırdı. Zaten biz artistlerle, egosu olan isimlerle çalışmıyoruz.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Gönül Arsızıydım Gönül Hırsızı Oldum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?