Takvimler 1975 yılının 11 Ekim'ini gösterdiği gün Ankara'nın Keçiören semtinde dünyaya geldi. Kauçuk atölyesi sahibi bir baba ile ev hanımı bir annenin oğlu. Aslen Bursalı, hatta Yugoslav göçmeni... İşte Mete Horozoğlu'nun oyunculuk serüveni...
Oyunculuk hikayenizi anlatır mısınız?
Antalya'dan geldiğimde, "Ne olacak benim halim?" dönemini yaşadığım sıralarda, ablamın yakın arkadaşlarından birinin kurduğu bir ajansta ses figürasyonluğu yapmaya başladım. İşin ne olduğundan bile bihaberim! Yaş tam 22. Bir süre işin eğitimini aldıktan sonra başladım çalışmaya. Tabii ofise gidip gelen bir sürü ünlü oyuncu var. Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçılarının en başarılıları... Çetin Tekindor mu desem, Rüştü Asyalı mı... Kimi ararsanız var! Sonra bir gün, çalıştığım bu isimlerden biri bana, oyunlarda figürasyonluk yapmamı önerdi. Ne yalan söyleyeyim, o güne kadar bir kez bile tiyatroya gittim mi, hatırlamıyordum. "Ee, teklif geldiyse denemek gerek" diye düşünüp ilk figürasyon denememe çıktım. Hiç unutmam; Nazım Hikmet'in 'Kuva-i Milliye' adlı oyunuydu. Ergin Orbey hocamız, "Fotoğraf çektirmek için bile bir araya getiremezsiniz bu isimleri" demişti hatta.
Sanırım o günden sonra tiyatro perdesi ve sahnenin büyüsü sizi de etkiledi, böylece de oyuncu oldunuz...
Evet. Akabinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nün sınavlarına girdim ve kazandım. Çok keyifli yıllardı. Diyorum ya; her şey garip bir şekilde yerini buluyor. Çok enteresan bir hikayem de var; Anıttepe'deki evde oturuyoruz, ablamla... Kapı çaldı, karşımda ablam yaşlarında genç bir kadın. Tiyatro bölümünü kazandığım için önce tebrik etti beni, sonra da kendisinin de aslında tiyatro okumak istediğini ama bir türlü olmadığını ekledi. Bana kütüphanesini hediye etmek istediğini söyledi! Öyle bir kütüphane ki, derslerde hocaların bile şaşırıp kaldığı bir içeriğe sahipti. Tam bir hazine. Nasıl okurduk anlatamam; hatta gece bekçiler çıktıktan sonra okula sızardık bir şekilde, kitap okumak için.
Mezuniyetten sonra neler oldu?
'Tiyatro Anadolu' adlı bir grup kurduk. İki yıl o şekilde çalıştık. Tabii o sırada tiyatroyu öğrenirken; kültürel aksaklıkları da öğreniyorsunuz. Memleketin durumlarını da kavramaya başlıyorsun. Çözümsüzlük, cevapsızlık ve ileriyi görememe gibi birtakım sıkıntılardan dolayı bir gün İstanbul'a gelmeye karar verdim.
EVDE EŞYAMIZ YOKTU
Gözünüz de karaymış... Hiç mi korkmadınız?
Korktum tabii. İstanbul'da uzun bir dönem iş de bulamadım. Yine figürasyonluğa devam yani... Ama tabii İstanbul olduğu için, parası biraz daha fazla. Eşyasızlıktan tek odasını kullanabildiğimiz bir evde, birkaç arkadaş beraber kalıyorduk.
Hayaller kurar mıydınız; imrendiğiniz oyuncular oluyor muydu o dönem?
Vardı tabii. Sınıf arkadaşıma, "Bir gün bir film çekeceğiz ve onu bu salonda izleyeceğiz" derdim. O dönem bilinen bütün oyunculara imrenip gıpta ederdim, ne güzel yaşıyorlar diye... Tabii, daha sonra bu duyguya 'Neden tiyatro yapmıyorum?' sorusu katılmaya başladı.
ALKIŞI HAK ETMEDİM
Ee, tiyatro yapıyordunuz. Ne değişti?
Evet, yapıyorduk ama Michael'ı, Kate'i canlandırıyorduk. Bizden, içimizden, yerli bir şey yoktu. İşte, ben orada kırıldım. Yani hem kalben, hem düşünce olarak kırıldım. Memleket meselelerine iyice dalmıştım. 'Neden kendi oyunlarımızı oynamıyoruz?' diye düşünmeye başladım. Haz alamamaya, tatmin olamamaya başladım; neredeyse irin kaplamıştı içimi. Tatmin olamadıkça, içeride kalan duygular insanı zehirlemeye başlıyor bu kez. Ee sonra da, o içerideki duyguları isyankar biri olarak atmaya başlıyorsun. Duyduğum alkışı hak etmediğimi düşünmeye başladım. ve zamanla da hastalandığımı kabul ettim. "Yapamıyorum, o halde bırakmalıyım" dedim ve bıraktım.
Kendi hayatınız yazılsaydı, kimin sizi oynamasını isterdiniz?
Benim, kaleme alınacak bir hayatım yok. Canlandırdığım hayatlar o kadar renkli ki... Sanırım onların hayatlarını oynaya oynaya benim hayatım sıradanlaşıyor. Yani filmim çekilse izlemeyebilirim.
EVLİLİK DENGE İŞİDİR; TUTARSA MUTLUSUN!
"Gündelik ilişkilerimde, belli bir samimiyete geldiğim insanları bilerek kırdığım da oluyor. Ki, anlasın onu niye kırdığımı. Sonra durup düşünüyorum... Bu şekilde de olsa, öğretici taraf ben olmamalıyım. Evet, karşı taraf kötü bir davranış sergiliyor olabilir ama yine de nobran bir insan olmamak gerekir."
"Benim ünlü olmak ya da olmamak gibi bir derdim yok. İş bu, iş! Hayat bana böyle bir meslek edindirdi, ben de yapıyorum. Ona bakarsanız; babalık da bir iş. Evlatlık da, arkadaşlık da. Ben de işimin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Oyuncu olarak, 'Bu adam işini iyi yapar...' dedirtmeye çalışıyorum. Bunun dışında geriye kalan her şey, kaderle alakalı."
"Benim için ablam, eşittir annemdir. Benim yetişmemde çok büyük emeği vardır onun."
"Evlilik işi garip bir denge. O denge bir kez oturdu mu, gerçekten mükemmel bir yaşam çıkıyor ortaya. Hani deryer ya, 'Ruh ikizimi buldum' diye; düşünsenize koskoca dünyada gidip bir kişiyi buluyorsunuz!"
GERİYE DÖNÜP BAKMAYI SEVMİYORUM
"Herkes şöyle dönüp bir kendi hayatına baksın. 'Planladığım her şey gerçekleşti mi?' diye bir sorun kendinize. ya da çok istediğiniz bir şey oldu mu? 'Oldu' yanıtını veriyor bazısı. Oldu da, hayırlı mı oldu, hayırsız mı oldu, sonra başına kötü bir şey mi geldi; orası bilinmiyor. Bence materyalizm, kadercilikte yatıyor. Kaderciliğin, hayatta daha net bir durum olduğunu düşünüyorum."
"Keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı diyebileceğim bir şey yok arkada... Çok da geriye dönüp bakan bir adam değilimdir açıkçası. Ne olmuşsa, olmuştur. Yapacak bir şey yok."
"Çabuk yükselen biriyimdir. Bir rivayete göre; soyadımız da oradan geliyor. Bir 'horozlanma' durumu, çabuk heyecanlanma yani."
"Haksızlığa karşı ciddi bir alerjim var. Bu toplumsal olaylar için de geçerli, bireysel durumlar için de. 'Hak' ile bir derdim olduğunu biliyorum. İnsanın yumuşak omurgalı davranış biçiminden de hoşlanmıyorum bu arada. İnsan ilişkileri ile ilgili birinin gücü olup da o gücü kullanarak dayatması beni sinirlendiriyor."
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › 'Kaleme Alınacak Kadar Renkli Bir Hayatım Yok' - Son Dakika
Murathan Mungan, 'Maskeli Balo' adlı şiirinin Yeni Türkü tarafından izinsiz kullanıldığını ve bu durumdan üzüntü duyduğunu açıkladı. Mungan, konuyla ilgili dava açılacağını duyurdu.
41'incisi düzenlenen ödül töreninde, Tiyatrokare'nin sahneye koyduğu 'Ağaçlar Ayakta Ölür' ve 'Veda' oyunlarıyla seyircilerini büyüleyen Nevra Serezli'ye ödül verildi. Serezli, ödülü alırken gözyaşlarını tutamadı ve 'Bir gün ikincisini de ben alırım diye ümitleniyordum' dedi. Tiyatrokare'nin kurucusu Nedim Saban ise İsmail Dümbüllü Ödülü'nün tiyatro öğrencilerinin seçimiyle verilmesinden gurur duyduğunu belirtti.
Orhan Gencebay'ın Şişli'deki iftar programında Cumhur İttifakı'na destek vermesi sosyal medyada eleştirilere neden oldu. Eşi Sevim Emre ise Gencebay'ın siyaset üstü bir kişilik olduğunu ve hangi parti vatanı için uğraşıyorsa yanlarında olduklarını belirtti.
Survivor All Star yarışmacısı Adem Kılıççı, Gökhan Çınar'ın konuğu olduğu Katarsis programında iddialı sözler söyledi. Kılıççı, Survivor'da yaşadığı zorlukları anlattı ve neden bu yıl yarışmaya katılmadığını açıkladı. Ayrıca, Nisa'nın şampiyonluğuna sevindiğini ve Acun Ilıcalı'ya kırgın olduğunu belirtti.
CHP'den milletvekili adayı gösterilmemesi üzerine siyaseti bıraktığını açıklayan Onur Akın, CHP mitinginde şarkılar söyleyecek. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP Marmaris Belediye Başkan Adayı Acar Ünlü'nün konuşacağı mitingde Onur Akın sahne alacak. Daha önce siyasette vefa görmediğini belirten sanatçı, 2009 yılından bu yana CHP için beste yapmıştı.
Bilgisayar korsanları, giderek daha fazla akıllı telefonları hedef alıyor.
Dünyaca ünlü şarkıcı Madonna, turne provasında geçirdiği ciddi bakteriyel enfeksiyonun ardından yoğun bakıma kaldırılmıştı. Uzun bir tedavi sürecinin ardından dünya turnesine devam eden Madonna, Brezilya'nın Rio de Janerio şehrinde vereceği son konserin ücretsiz olacağını duyurdu. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde Los Angeles'taki konserindeki bir olayla da gündeme gelen Madonna, oturan bir dinleyiciye yönelik yaptığı hareketle sosyal medyada tepki çekti.
Hollywood yıldızı Leonardo DiCaprio'nun İtalyan model kız arkadaşı Vittoria Ceretti'nin parmağında yüzük takması, çiftin nişanlanacağı söylentilerini güçlendirdi. Ceretti'nin bir etkinlikte devasa bir nişan yüzüğüne benzeyen bir şey taktığı görüldü ve bu durum, DiCaprio'nun artık evleneceği yorumlarına neden oldu. DiCaprio'nun genç partnerler tercih ettiği bilinirken, Ceretti'nin 25 yaşında olması, çiftin yaş uyumunu gösteriyor.
Londra merkezli ünlü moda markası Poster Girl için çalışan bir model, Buckingham Sarayı'nın önünde sütyensiz dolaşınca büyük ilgi uyandırdı. Modelin cesur davranışı, markanın sezon ortası indirimlerini tanıtmak için özel bir görevde olduğu halde tartışmalara neden oldu. Poster Girl markası ise olayı sosyal medya hesapları üzerinden tanıtarak marka bilinirliğini artırmaya çalıştı.
Bir kadının şeyhliğini ilan ederek "Ben Hz. Meryem" yazılı videosu viral oldu. Videonun tepki çekmesinin ardından açıklama yapan Kübra Acar isimli kadın, "Umre ziyaretimde çekilen görüntüler tanımadığım kişiler tarafından paylaşılmış. Yazılan yazı ve haberler gerçeği yansıtmıyor. Yasal süreç başlatılmıştır" dedi.
Hakkında İnsan kaçakçılığı, fuhuş, saldırı, cinsel taciz ve silah kaçakçılığı gibi suçlamalar bulunan rapçi Diddy'nin Rapçi 50 Cent'in eski sevgilisi Daphne Joy'u da cinsel ilişki ticaretinde kullandığı ortaya çıktı.
Yakın çevrelerini 150 milyon lira dolandırdığı iddia edilen sosyal medya fenomeni Kıvanç ve eşi Beril Talu'nun, kuaförünü de 7 bin dolar dolandırdığı ortaya çıktı. Dosya, yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Sizin düşünceleriniz neler ?