Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anam rahmetli, her sabah 'dikkat et, kendini gösterme, belli etme, öne çıkma' derdi. Öne çıkma demek bir korkunun işareti. Aynen Aleviliği saklamak gibi. Aslında herkes bu topraklarda bir şeyleri sakladığı onlarca yıl. Şimdi saklanma vakti değil şimdi herkesin onurla gururla öne çıkıp ne düşüncedeyse, ne ideolojideyse, hangi etnik veya mezhebi veya arka plandan gelmişse açıkça, gururla, onurla onları dile getirme vaktidir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Tunceli Üniversitesinde yaptığı konuşmada, bugün Dersim'de Tunceli'de bir aradayken yapılması istenenin ortak bilinci ve kaderi paylaşma duygusu olduğunu belirtti.
Erzincan'dan gelirken dağların karlanmaya başladığını gördüğünü, bu dağlarda neler yaşandığını düşündüğünü anlatan Davutoğlu, bazen yüreğe acı veren durumların hatırlanmasının bir daha o acıları yaşamamak için en iyi merhem olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, geçmişte ne yaşanmış olursa olsun Hacı Bektaşi Veli'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Mevlana'nın Yunus Emre'nin dünya görüşünden ilham alınması gerektiğini söyledi.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurunda yaptığı konuşmada Dersim olaylarına atıfta bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, bu konuşmasına bir çok tepki geleceğini bildiğini kaydetti.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Dersim'de yaşananlar dolayısıyla muherrem ayında Kerbela'ya atıfla yaptığım konuşmadan sonra gelen tepkileri göze almama rağmen bu konuşmayı yapmamın sebebi, artık bütün gönülleri birleştirmenin vaktinin geldiğinin ilanıydı. Tenkil ve tedip dendiğinde yüreğimize bir sızı düşüyor. Hiç bir şekilde bu topraklarda bir daha bu acıların yaşanmaması gerektiğine inanıyoruz. Kimse geçmiş acıların bu şekilde yüzleşmemizden rahatsız olmamalı. Geçmiş acılarla yüzleşmek aynı zamanda geçmiş muhabbetlerle de yüzleşebilmektir. Geleceği muhabbetle inşa etme çabasıdır."
-"Vicdanın kabul etmeyeceği hiç bir şeyi devlet de kabul etmemeli"
Bu meselenin sadece Dersim'le sınırlı olduğunu düşünmediğini dile getiren Davutoğlu, "Yeni Türkiye kavramıyla yola çıkarken aslında yeni bir sözleşmeyi de halleşmeyi de öngörerek yola çıktıklarını aktardı. Davutoğlu, "Yeni bir halleşmenin, helalleşmenin yeni bir sözleşmenin temel zemini ise geçmişteki ortak birikimimizi keşfetme yanında, acılar yaşanmışsa acılar, bazı zulümler yaşanmışsa zulümler, dolayasıyla da gerektiğinde özür dileme erdemini gösterebilmektir" dedi.
Tunceli'ye Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, aynı zamanda bu topraklarda yetişmiş, vicdan sahibi, sıradan Anadolu insanı olarak da geldiğini vurgulayan Davutoğlu, vicdanın kabul etmeyeceği hiçbir şeyi devletin de kabul etmemesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Başbakan olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını, yapılması gerekenler konusunda da hiç bir tereddütleri bulunmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Başbakan vasfından önce hepimiz bu toprakların evladıyız, hepimiz bu toprakların evladı olmanın öncesinde hepimiz insanız, sadece insanız" diye konuştu.
İnsana hitap etmeyen hiçbir şeyin kalıcılığının olmadığına işaret eden Davutoğlu, insanın vicdanına, zihnine, gönlüne dokunmayan hiçbir sözün anlamının olmadığını ifade etti.
Gönüle dokunan her şeyin insana dokunduğunu dile getiren Davutoğlu, acıları anlamadan, hüzünleri yaşamadan gönül diliyle hitap edilemeyeceğini anlattı.
Başbakan Davutoğlu, "Biz eğer dilden kulağa konuşuyor olsaydık, tercümana ihtiyaç vardı, gönülden gönüle konuşanların tercümeye de tercümana da ihtiyacı yoktur. Onun için bu topraklarda yüzlerce yıl konuşulmuş hakim olmuş Zazaca'yı, Kürtçe'yi yasaklamanın insani bir yönü olabilir mi?" diye konuştu.
"Siyaset eğer gönülleri buluşturuyorsa siyasettir, siyaset eğer gönüllerde düşmanlık tohumu ekiyorsa anlamını kaybeder" diyen Davutoğlu, bu muhabbeti tekrar inşa etmek için "Yeni Türkiye" dediklerini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şunu da bilelim, bu acılar sadece tek bir kesimde tek bir yerde yaşanmadı. Bizler biraz önce Yavuz Bingöl'ün ifade ettiği şeyler kulağımıza hep fısıldandı. Sadece Alevilere değil hepimize bir şeyler fısıldandı. 'Aman oğlum dikkat et, aman kendini gösterme, kendini belli etme'. 1970'li yıllarda ben lisede ve üniversitede okurken, bütün o hareketlerin içinde yer aldım, bunu da gururla söylüyorum. Çünkü bir derdimiz vardı. İnsanlık ve ülkemiz için bir idealimiz vardı. Ama anam rahmetli, her sabah 'dikkat et, kendini gösterme, belli etme, öne çıkma' derdi. Öne çıkma demek bir korkunun işareti. Aynen Aleviliği saklamak gibi. Aslında herkes bu topraklarda bir şeyleri sakladığı onlarca yıl. Şimdi saklanma vakti değil şimdi herkesin onurla gururla öne çıkıp, ne düşüncedeyse, ne ideolojideyse, hangi etnik veya mezhebi veya arka plandan gelmişse açıkça, gururla, onurla onları dile getirme vaktidir."
Davutoğlu, bu farklılıklardan düşman üretilirse o farklılıkların zarar vereceğini ama o farklılıklardan dostluk kardeşlik, muhabbet üretildiyse, bu farklılıkların güzel olduğunu ifade etti.
- Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Davutoğlu Tunceli'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?