Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, paralel yapılanmayla mücadele konusunda herkesin gelecek günlerde ne olacağını göreceğini belirterek, "Şu an devlet kurumları gerekli çalışmaları, hazırlıkları yapıyor. Mesele yargıya intikal edecek. MİT tırına yapılan operasyonlar bağışlanabilecek operasyonlar değil. Burada kusuru, kastı olan kim varsa yargı önüne çıkarılacak. Milli güvenlikle ilgili ses kayıtlarında da aynı durum söz konusu" dedi.
İşler, Kanal 7'de yayınlanan "Başkent Kulisi" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AK Parti'deki "üç dönem kuralı"nın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine yönelik soru üzerine İşler, tüzüklerinde yer alan bu kuralın parti teşkilatlarında şimdiye kadar uygulandığını anımsattı. Kendisinin konuya ilkesel açıdan yaklaştığını, AK Parti'nin bir ilke partisi olduğunu ve ilkelerini uyguladığını belirten İşler, halka verilen sözlerin yerine getirilmesinin de kendilerini diğer partilerden ayırdığını kaydetti. Tüzükteki bu kuralın şartlara göre yeniden ele alınabileceğini ifade eden İşler, "Eğer şartlar zorlarsa oturulur, karar verilebilir ve kamuoyunun kabul edebileceği şartlar olursa elbette ki bu kural kaldırılabilir. Ama şu an ortama baktığımız zaman böyle bir değişikliğe gidilmesini gerektiren bir şart olduğunu ben şahsen düşünmüyorum. Eğer bu kural kaldırılacaksa zaten öncelikle Sayın Başbakanımız için bu kuralın kaldırılmasının söz konusu olması lazım. Sayın Başbakanımız da yaptığı bütün açıklamalarda, ısrarla 'Ben bu kurala uyacağım' ifadesinde bulunuyor. Çok zaruret olmadığı sürece bu kurala uyulmasında ben şahsen yarar görüyorum" diye konuştu.
Siyasette taze kana, yenilenmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan İşler, "üç dönem kuralı"nın şu an 70 kişi için geçerli olduğunu, kural kalkmış olsa bile siyasete devam edeceklerin iki elin parmaklarını geçmeyeceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesinin Twitter ile ilgili kararı konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında görüş ayrılığı çıktığının belirtilmesi üzerine de İşler, Anayasa Mahkemesinin böyle bir karar almasını "ilginç" olarak niteledi.
Yüksek Mahkeme'ye bireysel başvuru için idari ve yargısal yolların tüketilmesi gerektiğini hatırlatan İşler, idari ve yargısal yollar tüketilmeden yapılan başvuruyu Anayasa Mahkemesinin usulden reddetmesi gerektiğini söyledi. "Bunu neden yaptı, neden esasa girdi? Bu çok manidar" diyen İşler, kararın TİB'in, yasağın kalkması yönündeki idare mahkeme kararıyla ilgili üst mahkemeye başvuru yaptığı güne denk geldiğini hatırlattı. İşler, "Demokratik sistemde kurallar, usuller, prosedürler var. Siz bunlara uymak durumundasınız. Buna Anayasa Mahkemesi de herkes de uymak durumunda. Bu kararda, Anayasa Mahkemesinin bu kurallara, usule uymadığını görüyoruz" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin özgürlükçü kararlar almasının toplum açısından sevindirici olduğunu dile getiren İşler, uluslararası bir şirket olan Twitter'ın da kurallara uyması gerektiğini söyledi. Gerçek hayatta suç olan hakaretlerin sanal alemde suç sayılmamasının mümkün olmadığını anlatan İşler, "Benim şahsıma bile o kadar hakaretler yapılıyor ki, ağza alınmayacak küfür ifadeleri kullanılıyor. Biz bunlara dava açmayacak mıyız, hesap sormayacak mıyız" dedi.
AK Parti'nin yasaklarla mücadele ettiğini, iktidarları döneminde birçok yasağın kalktığını kaydeden İşler, "Bizim interneti, sosyal medyayı yasaklamamız gibi bir durum söz konusu olamaz. Hürriyetlerin de bir sınırı vardır, o sınıra herkesin uyması gerekir. Twitter'ın da Türkiye mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara uyması gerekmektedir. Twitter'ın başka ülkelerde mahkeme kararları dahi olmadan hükümetlerin taleplerini, TİB muadili kurumların taleplerini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Peki Türkiye'ye neden bunu yapmıyor? Bu mesele bir milli mesele haline geliyor artık" değerlendirmesinde bulundu.
-"Bu yapının elemanlarını pasifize etmiş durumdayız"
Başbakan Yardımcısı İşler, "Seçim öncesinde bir paralel yapılanma kavramı ortaya çıktı, bu konularda ne yapacaksınız? Elinizde somut veriler var mı" sorusunu yanıtlarken, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının ardından bu yapıyla mücadelenin başladığını, bürokrasi ve idarede gerekli adımların atıldığını söyledi. "HSYK Kanunu'nda değişikliğe gittik, orada bir düzenleme yaptık. Emniyet içerisinde, bürokraside, idare mekanizmasındaki bu yapının elemanlarını pasifize etmiş durumdayız. Yine çalışmalar da devam ediyor" diyen İşler, seçimlerden önce de İçişleri Bakanlığının belli konularda suç duyuruları da olduğunu anımsattı.
"Paralel yapılanmayla ilgili operasyonlar mı bekleyeceğiz" sorusuna da İşler, "Önümüzdeki günlerde herkes ne olacağını görecek. Şu an devlet kurumları gerekli çalışmaları, hazırlıkları yapıyor. Mesele, yargıya intikal edecek. MİT tırına yapılan operasyonlar bağışlanabilecek operasyonlar değil. Burada kusuru, kastı olan kim varsa yargı önüne çıkarılacak. Milli güvenlikle ilgili ses kayıtlarında da aynı durum söz konusu" yanıtını verdi.
Devlet içinde paralel devlet olmaya gayret edenlerle mücadele ettiklerine işaret eden İşler, "Ama hala kendini cemaat olarak gören, okullarda, dershanelerde hizmet eden, çalışan insanlarla bir alıp veremediğimiz söz konusu olamaz. Biz onları zaten baştan itibaren ayırdık" dedi.
-"Bazı belediyeleri kaybetmemize yol açtılar"
"Gülen grubunun seçimlerdeki etkisi nasıl oldu" sorusu üzerine ise İşler, şu ifadeleri kullandı:
"Belli yerlerde etkisi oldu, bunu kimse inkar edemez. Mesela Ankara'da CHP adayının yüzde 44 civarında olması bu etki olmadan düşünülemezdi diye değerlendiriyorum. Belli yerlerde CHP, MHP ve BDP adaylarının desteklenmesinin kısmen başarılı olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da bizim bazı yerlerde belediyeleri kaybetmemize yol açtılar. Biz 8-10 ili daha çok daha rahat alabilirdik. Birleşme konusunda paralel yapının da katkısı olduğunu düşünüyorum ama oy oranının artırılması konusunda hiçbir etkisi olmadığı veya çok cüzi bir etkisi olduğu da gayet net bir şekilde ortaya çıktı. Paralel yapının CHP ve MHP ile bu kadar iç içe, kol kola, el ele olması o tabanlarda da çok ciddi rahatsızlıklara yol açtı."
Fetullah Gülen'in avukatı tarafından kendisine 50 bin liralık tazminat davası açıldığının hatırlatılması üzerine de İşler, açıklamalarında Gülen'e hakaret etmediğini vurguladı.
İslam dinine göre insanların yapıp ettiklerinden sorumlu olduklarına dikkati çeken İşler, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz, insan, Müslüman ve birey olarak birilerini sevebiliriz, gönül bağımız olabilir ama bu bizim aklımızı kiraya vermemizi gerektirmez. Biz aklımızı kiraya vermek durumunda değiliz. Eğer insanlar akıllarını kiraya verirse bir takım çıkmazla karşı karşıya kalıyorlar. Talimatla 'falan partiye oy verin'. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Bu ne insani ne İslami ne Kuranidir. İnsanların vicdanlarına sorması lazım. Cemaatteki kardeşlerimiz, geçmişte kendilerin söven, her türlü hakareti yapan CHP'ye mührü bastılarsa, basabildilerse bunun vicdani muhasebesini çok iyi yapmaları gerekir. Talimatla böyle bir iş yapılırsa bunu o vicdanların reddetmesi lazım."
- Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı İşler Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?