Başbakan Binali Yıldırım, "Önümüzdeki aylarda Türkiye'nin önünde büyük fırsatlar var. Türkiye'nin ekonomik göstergeleri, bize benzer ülkelerin birçoğundan daha iyi durumda." dedi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu'nda "Dünya Gümrük Günü" dolayısıyla düzenlenen kutlama programında yaptığı konuşmada, ticaretin tek yolunun kalite ve rekabet olduğunu ve bunu artık dünyanın görmesi gerektiğini söyledi.
Bunun dışındaki yolların "çıkmaz" olduğunu belirten Yıldırım, tarife dışı engeller koymanın zulüm anlamına geldiğini dile getirdi. Tarife dışı engelleri kaldırmak, ticaretin gelişmesini esas almak gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Araçlarla para kazanma yoluna gitmeyelim. Zaman kaybına sebebiyet vermeyelim. Bütün bu çalışmalar, elektronik ortama aktarma, bilgi paylaşımı, tek pencere sistemi, bürokrasinin azaltılması, hepsinin amacı gümrüklerdeki zaman kaybını ortadan kaldırmak." diye konuştu.
Kara sınır kapıları, şehirlerin içindeki gümrükleme alanları ve lojistik merkezleriyle Türkiye'de 143 gümrüğün bulunduğunu belirten Başbakan Yıldırım, kara hudut kapılarındaki çıkışların transite kullanıldığını, içeridekilerde gümrükleme, paketleme ve montaj yapıldığını anlattı.
Her türlü işlemin yavaş yavaş lojistiğe döndüğüne işaret eden Yıldırım, deniz limanları yetmediği için kara limanları yapıldığını aktardı. Kara limanlarının özelliklerini anlatan Yıldırım, geçtiğimiz yıllarda Kazan'da lojistik merkezi açtıklarını hatırlattı.
Birçok yerde lojistik merkezlerinin kullanıldığını belirten Yıldırım, "Taşımacılıktan, lojistiğe geçen bir süreci yaşıyoruz. Limanlarda artık manuel kontroller tarihe karışıyor. Her konteynerin bir kimlik numarası var. Dünyanın neresine giderse gitsin, o konteynerde ne var, nerede kontrol görmüş, nasıl işlem yapılmış... Bütün bunların amacı zaman kazanmak, ticaretin yavaşlamasının önüne geçmek." dedi.
"Alışkanlık ve statüko, değişimin en büyük düşmanıdır"
Başbakan Yıldırım, bu konuda gidilmesi gereken daha çok mesafenin olduğunu vurgulayarak, "Alışkanlıkları değiştirmek kolay bir iş değil. Alışkanlık ve statüko, değişimin en büyük düşmanıdır. Önemli olan altyapının değişmesi değil önemli olan zihniyetin değişmesidir. Zihniyet değişmeden, hiçbir değişimin başarılı olma şansı yoktur." değerlendirmesini yaptı.
Günümüzün bilgi toplumu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, belirli bir yaşın üzerindeki neslin bilgi toplumu olmamakta direndiğini, orta ve genç kuşakların bilgi toplumunun tam ortasında durduğunu söyledi. Bu nedenle Türkiye'nin, bilgi toplumu dünya ortalamasının üstünde olan Avrupa'yı da yakaladığına değinen Yıldırım, bunu bilgisayar ve elektronik destekli uygulamalardan anladıklarını söyledi.
"Bu bir devrimdir"
Yıldırım, ticarette iflasları ortadan kaldıracak tedbirler de aldıklarını anımsatarak, yapılan düzenlemelere ilişkin şöyle konuştu:
"Sicil affını getirdik. Bu zor günlerde finansman sıkıntısı yaşayan firmalara cansuyu olsun diye çeklerle ilgili sorunu ortadan kaldırmak için yeni Çek Kanunu çıkardık, karekodlu düzenlemeler yaptık. Yani bundan sonra adam, 'Yazalım çeki de ne olursa olsun' diyemeyecek. Bir sefer yapacak, ikinci seferde kodesi boylayacak. Böyle bir şey yok. Söz namustur. Çek yazdın, altına imza attıysan gereğini yapacaksın. Bak biz 316 kişi anayasa değişikliği teklifinin altına imza attık. Gittik oraya da, oyumuzu da 'evet' olarak attık."
Karşılık çekte adli para cezası geldiğini, karekodlu çeklerin bu konudaki yanlış uygulamaları büyük oranda kaldıracağını kaydeden Yıldırım, ticareti rahatlatmak için 1 Ocak itibarıyla Taşınır Rehni Kanunu'nu çıkardıklarını anımsattı. Yıldırım, "Bu çok sessiz sedasız oldu ama bu bir devrimdir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde teminat sorunu en büyük sorundu, bu taşınır rehni yani taşınır malların teminata konu olması çok büyük bir rahatlık." diye konuştu.
"Biraz da siz taşın altına elinizi koyun"
Aralarında bir kamu bankasının da yer aldığı bazı bankaların bu konuyu anlamayarak, nazlandıklarını ve çeşitli mazeretler sunduklarını belirten Yıldırım, "Kanun çıktıysa uygulayacaksınız, bunun lamı, cimi yok. Uygulamazsanız irade gereği neyse yapar. Size demiş miyiz, orada büyükbaş, küçükbaş hayvanı varsa, torna tezgahı varsa, silahı varsa hepsini teminat alacaksın. Malı mülkü, ayni, nakdi, ne varsa hepsi teminattır, menkul, gayrimenkul. Biraz da siz taşın altına elinizi koyun, hep niye milletten bekliyorsunuz. 'Dolar kurunda dalgalanma var, ben teminatı aldığım zaman dolar kuru şuydu, şimdi bu kadara düştü arasındaki farkını getir teminat ver' şuraya bak, şu kepazeliğe bak. Milleti yaşatmak varken, 'Bir tekmede ben vurayım' olur mu öyle şey." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, yaşanan durumun gelip geçici olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Şimdi Amerika Başkanı da oturdu yerine, kısa sürede her şey daha da netleşecek. Dünya piyasalarındaki bu dalgalanmalar da sona erecek. Önümüzdeki aylarda Türkiye'nin önünde büyük fırsatlar var. Türkiye'nin ekonomik göstergeleri, bize benzer ülkelerin birçoğundan daha iyi durumda. Peki niye böyle? 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'cülerle bölücüler kardeş oldular, ittifak kurdular, bütün dünyada Türkiye ekonomisini kötülemek için varlarını yoklarını oradaki yoldaşlarıyla da bir araya gelerek ortaya koydular. Mücadele ediyorlar. 'Türkiye ekonomisi kötü olacak' diye, himmet diye topladıkları paraları oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyorlar. Ama unutmasınlar, hazırın ardı tez gelir, burunlarından lime lime bu millet onların getirecek."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Dünya Gümrük Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?